Suriye İsrail'le doğrudan diyaloğa kapalı değil

Ortadoğu'da potansiyel diplomatik açılımların hayal ürünü olduğunun ortaya çıkması vaka-i adiyedendir. Fakat Suriye'nin, diplomatik sponsor olarak Fransa'nın yanında ABD de yer alırsa İsrail'le doğrudan barış görüşmeleri yapacağının sinyallerini vermesi dikkate değer

Ortadoğu çukurundaki onca netameli mesele arasında bir tanesi var ki, herkesi şaşırtacak gibi görünüyor: Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ABD ortak sponsor olarak Fransa'ya katılırsa, İsrail'le doğrudan barış görüşmelerine hazır bir görüntü sergiliyor.
Geçen hafta Şam'da görüştüğüm Esad'ın üst düzey danışmanlarının söylediği bu. Paris'teki üst düzey yetkililerden de benzer değerlendirmeler geliyor. Doğrudan görüşme Suriye-İsrail diyaloğunu yeni bir düzeye yükseltecek; söz konusu diyalog, bugüne kadar Türkiye aracılığıyla dolaylı olarak yürütüldü.
Suriyeliler ABD?Başkanı Bush'tan, barış sürecini desteklediğine ve ülkesinin görüşmelerin 'büyükbabası' mahiyetinde Fransa'nın yanında yerini almaya hazır olduğuna dair açık işaret görmek istiyor. Fakat Suriyeli yetkililer kötümser ve Şam'ı yalıtıp cezalandırmaya çalışan ABD yönetiminin kalan birkaç ayında bu politikasını değiştireceğinden kuşkulu. Bu Esad'ın, dış politika önceliklerini düzenlemek için yeni ABD yönetimini beklemek yerine hızla harekete geçmeyi tercih eden bazı danışmanları hayal kırıklığına uğratacak.
Suriye-İsrail doğrudan görüşmelerinin durumu, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin gelecek hafta Şam'a gelip Esad'la yapması planlanan görüşmenin ardından daha fazla netlik kazanacak.
Fransa'nın Suriye'yle diplomatik teması, Lübnan'daki kördüğümün çözülmesine katkıda bulundu bile.
Yeni Lübnan devlet başkanı Mişel Süleyman geçen ay diplomatik ilişkilerin başlatılmasını istişare etmek üzere Şam'ı ziyaret etti; Lübnan'ı 'Büyük Suriye'nin parçası sayan Şam, geçmişte bu tür istişareleri reddetmişti.
Sarkozy'nin diplomasi baş danışmanı Jean-David Levitte, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'yi Fransa'nın diplomatik adımları konusunda düzenli olarak bilgilendiriyor, fakat ABD'nin kamuoyuna yönelik açıklamaları temkinli. Suriye ABD'nin görüşmelerde rol oynamasını, kısmen İsrail'in Golan'dan 1967 öncesi sınırlara çekilmesinin garantisi mahiyetinde istiyor. Suriyeliler Türk arabulucular üzerinden, İsrail'in kapsamlı barış anlaşmasının parçası olarak gerçekten çekileceğine ve sınırlar, su hakları ve diğer teknik meselelere dair ihtilafların 1990'lardaki ABD destekli müzakerelerde bulunan formüller temelinde çözülebileceğine yönelik özel garantiler aldı.
Suriyeli yetkililer ABD'nin, Şam-İran ittifakında hızlı ve kesin kopuş beklememesi gerektiği uyarısını yapıyor. Şam'ın ilişkilerini, İran'a ilaveten, Türkiye, Fransa, Rusya ve hatta ABD'yle İsrail'i kapsayacak biçimde genişletmeyi hedeflediğini söylüyorlar. Yetkililer Suriye'ye, İran'ı yalıtmanın yeni bir aracı olmaktan ziyade, potansiyel bir köprü rolü biçiyor.
Suriye'nin İran'a daha az mecbur olmayı isteyeceği kesin. İsrail'le dolaylı diyaloğun açıklandığı mayıstan beri iki ülkenin ilişkileri gerildi ve bu kısmen İran'ın Türkiye'yle bölgesel rakip olmasından kaynaklanıyor. Fransız bir yetkili şu uyarıda bulunuyor: "Esad'ı ilk önce (ABD'nin görüşmelere desteğinin koşulu olarak) İran'la ittifakı terk etmeye zorlarsanız, bunu asla yapmaz. Yavaş bir tercih önermelisiniz. Esad İran'la ittifaka ihtiyacı olmadığını yavaş yavaş anlayacaktır."
Esad'ın geçen haftaki Moskova ziyareti Suriye'nin Soğuk Savaş ittifaklarına dönmekte olduğu kaygılarını gündeme getirdi. Fakat Şam'daki yetkililer ziyaretin kısmen Esad'ın Suriye'nin İran'la İsrail arasındaki olası bir çatışmada arada sıkışıp kalabileceği kaygısından ve Rusya'dan koruma sağlama isteğinden kaynaklandığını söylüyor. Bazı Suriyeliler, bu açıdan Rusya'yla stratejik bir ilişki, Suriye'nin halihazırdaki İran bağımlılığının alternatifi olabileceğini savunuyor.

Esad Hamas'ı koz olarak kullanıyor
Şam'daki kaynaklara göre, Esad'ın elindeki bir başka koz, Hamas'a Gazze ve Batı Şeria'daki saldırıları sınırlandırma baskısı yapabilme kabiliyeti. Bu da ABD'nin başlıca kaygılarından birini (Hamas, Hizbullah vb. gibi terör örgütü saydığı gruplara Suriye desteği) giderecektir. İsrailliler aylardır Şam'dan gelen barış sinyallerinin gerçek olup olmadığını merak ediyor. ABD, tarafların samimiyetini sınayacak bir toplantıya sponsorluk konusunda Fransa'ya katılırsa, kısa sürede bunu anlama şansları olabilir. Ortadoğu'da potansiyel diplomatik açılımların hayal ürünü olduğunun ortaya çıkması vaka-i adiyedendir. Fakat İsrail-Suriye açılımına bir şans vermemenin de âlemi yok.

 

Kaynak: Radikal