Sudan'da vakit geçmeden

 

Yirmi yıl önce bölünme henüz bu kadar yakın değilken Sudanlı bir arkadaşım, Güney'deki krizin nedenlerinden bahsetmiş ve 'bizim sorunumuz şu ki zamanında gerekli değişiklikleri yapsak, akbabalar gelip cesetlerin üzerinde dolaşmazdı' şeklinde bir ifade kullanmıştı. Bu erken bir öngörüydü. Güney Sudan'da meydana gelen şey, hata üzerine bina edilmiş her terkibin kaçınılmaz sonunu anlatan bir örneği teşkil ediyordu. Arap dünyasında olan ise bunun da ötesine geçiyordu, biz tarihin labirentlerindeki tuzaklara düşerken başımıza neler geleceğini bilmiyoruz.

Aynı şey geçmişte üç vilayetten müteşekkil olan Irak'ın da başına gelmiş durumda. Bu nedenle askeri diktatörlüğe boğazına kadar batmış olan ülkelerin kaosta debelenmekten başka alternatifleri yoktur. Mezopotomya ve Hammurabi topraklarında Şiilerle Sünniler, Kürtlerle Türkmenler arasında olan biten budur. Halbuki Yanki askerlerine ihtiyaç duymadan daha iyi bir gelecek kurabilirlerdi.

Avrupa ırkçılığa gebeyken Der Spiegel dergisinin 442010. sayısında yer alan Amerikan rüyasının sonu başlıklı yazısında, kitapları 300 milyon adet satmış olan Jhon Grisham gibi ABD'nin en büyük romancılarından birinin de tanıklığıyla, Amerika ekonomik olarak zayıflamakta ve acı çekmekte ve siyasi yolsuzluklar nedeniyle bu ekonomik çöküşten kurtulacak gibi görünmemektedir. Fransız tarihçi Emmanuel Todd, cenazenin artık kaldırılma vaktinin geldiğini belirterek bu akıbeti önceden haber vermişti. O şöyle demişti: "Tıpkı Sovyetler Birliği dinozorunun çılgınca yere kapaklandığı gibi aynı durum ABD'nin de başına gelecektir. Zalimlerin eninde sonunda akıbeti budur." Ancak buradaki büyük çelişki, neredeyse beş kuruşu bile olmayan, bütçesi iflas etmiş, büyük miktarlarda borçlanmış, beşeriyet tarihindeki en büyük bütçe açığını vermiş (15 trilyon dolar) süper bir gücün silahlanmada bu kadar ileri gitmesidir. Siyonoğullarının kurduğu bir devlet, şüphesiz eninde sonunda göçecektir.

Bazı devletler nükleer güç putunu elde etmiş olabilir, nitekim yakında Samiri'nin ineğinin sesini duyacağımız kesin. Zira Beni İsrail, denizi geçtiğinde şöyle demişti: [VE İSRAİLOĞULLARI'NI denizden geçirdik; derken, birtakım putlara tapınıp duran bir toplulukla karşılaştılar. (İsrailoğulları): "Ey Musa," dediler, "Bize de onların tanrıları gibi bir tanrı yapıver!" (Musa): "gerçekten de siz [eğri doğru nedir] bilmeyen bir toplumsunuz!" dedi. "Bunlara gelince; şüphe yok ki yaşama tarzları onları kaçınılmaz bir biçimde yok oluşa götürecek; çünkü yaptıkları her şey boş ve değersiz! Ve şöyle ekledi: "Sizin için Allah'tan başka bir tanrı arayayım, öyle mi; hem de O sizi diğer bütün insanlara üstün çıkardığı halde?"]

İsrail'in içinde bulunduğu bu güce tapınma ve bağlılık, yeni nükleer ineğin ortaya çıkmasına yol açmıştır ki aslında bu onlara ne bir yarar sağlayabilir ne de onlara bir zarar verebilir. Nitekim Musa onlara günün birinde şöyle demişti: "Peki, görmüyorlar mıydı ki [bu heykel] onlara cevap veremez; onlara ne zarar verebilir, ne de bir yarar sağlayabilir? Oysa, [Musa daha dönmeden] önce Harun, onlara: "Ey kavmim!" demişti, "Bu [put]la çok kötü bir biçimde ayartılmaktasınız; çünkü, unutmayın, sizin Rabbiniz O sınırsız rahmet Sahibidir! Öyleyse, bana uyun ve emrime itaat edin!

Aynı şey, nükleer güç putunun da başına gelecek, zira nükleer silah, kullanılmak için değil de bir anlamda bostan korkuluğu görevini yerine getirmek için üretiliyor.

Sudan kendi kaderini tayin referandumundan sonra uzun süredir ateş üzerinde kalan bir yemeğin pişmesi gibi birkaç hafta sonra iki devlet olabilir. Sudan, Arap ülkeleri içinde yüzölçümü bakımından en büyük devlettir, Darfur'un ve Cancavidlerin akıbetinin ne olacağını ise bilmiyoruz!

Bazı Sudanlılar ise yeni kurulacak genç devletin şimdikinden daha hayırlı olacağını söylüyorlar. Biz doğal olarak üzülüyoruz, ancak yasalarından bihaber olsak da tarih uyumaz, kendi tarzında akıp gitmeye devam eder. Uzun zaman önce Allah rahmet etsin Sudanlı kardeşimiz, "Mondocoro" diye bir sözcükten bahsetmişti. Kendisine bu sözcüğün anlamını sormuştum, bana "Yağma ve talan!" demişti. Güneyliler kuzeylileri işte böyle vasfediyordu. Peki, bunun bir çıkış yolu yok mu diye sorduğumda bana, "Sudan'ın silah ve askeri çözüm bataklığında boğan askeri operasyonlar yüzünden fırsat heba edilmiştir, dedi.

22 Aralık tarihli BAE'de çıkan el İttihad gazetesi

Dünya Bülteni için çeviren: Faruk İbrahimoğlu