Sudan'da Beşir için göstermelik bir seçim düzenlendi

Arap demokrasisiyle kıyaslandığında, Sudanlı bakan Emin Hasan Ömer’in ülkesindeki oylamayı ‘en iyi Arap ve Afrika seçimi’ diye nitelemesi, Arap Birliği heyetinin başkanının da bazı kusurlarını kabul ederek seçimi ‘seçkin bir başarı’ olarak görmesi doğru olabilir.

Yüzde 99’luk referandumlar veya iktidar partisiyle, istihbarat çevrelerince kurulmuş ‘tabela partileri’ arasında sözde seçimlerin hiç yapılmaması daha iyi. Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir de diğer Arap liderleri gibi seçimle veya seçimsiz iktidarda kalacağı için insanların sandığa gitmesinde beis yok.

Esasında demokratik seçimde katılımcılar, oylama sonuçlarının herkes tarafından kabul edilmesinde hemfikir olmalı. Bu sorun, Sudan’da iç tartışma konusu haline getirilmedi. İktidar ve muhalefet, ülkede demokratik süreci belirleyecek ve birleşik devleti yeniden inşa edecek seçimlerin özüne değil, kendilerine başarıyı garanti edecek prosedürlere yoğunlaştı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama kararıyla köşeye sıkışan Beşir, seçimle iktidarda kalarak kendisini yargı takibinden korumak istiyor. Muhalefetse bu meşruiyetin Beşir’den alınmasının, devlet başkanının iktidardan uzaklaştırılmasına zemin hazırlamasını umuyordu. Fakat Beşir’i demokrasiyle iktidardan indirmenin imkânsızlığı ortaya çıkınca, kendilerini iki tercih arasında buldular: Ya seçimlere katılıp Beşir’e meşruiyet verecek, ya da siyaset oyunundan tamamen çıkma tehlikesine rağmen seçimlerden çekileceklerdi.

Sadık el Mehdi ve Yasir Arman gibi önce gelen muhaliflerin erkenden yarıştan çıkması ve diğer katılımcıların ilk sonuçlara itiraz etmesi, Beşir’e ihtiyaç duyduğu halkçı ve anayasal meşruiyeti kaybettirdi, ancak kendisi seçimlerle iktidarda kalmaya muhtaçtı.

Beşir kuşkulara rağmen seçimden istediğini aldı. Peki zaferini derinleştirmesinin ve uluslararası meşruiyet kazanmasının bedeli ne? Bu durum güneyde düzenlenecek ve Sudan’ın bölünmesine yol açacak referandum sonuçlarının onaylanacağına dair bir ön açıklama mı? Beşir niçin bölünmenin, ülkenin egemenliğinden ve kaynaklarından ödün verilmesinin yükünü tek başına üstleniyor? Güneyden ödün verilmesi, bölünme çatlağının diğer üç bölgeye yönelmemesini sağlar mı? (Lübnan gazetesi Nehar, 20 Nisan 2010)

Kaynak: Radikal