Ülkemizin en büyük medya grubu olan Doğan Medya Grubu (DMG), bir şirketinin hisse senetleri mülkiyetinin devrinde usul hatası yaptığı için bayağı yüklü bir vergi cezasına çarptırıldı. Ceza pek görülmemiş yükseklikte: 826 milyon TL... Grubun yetkilileri herhangi bir hataları bulunmadığını, bunun düpedüz iktidar tarafından bir cezalandırma olduğunu iddia ederken, cezayı kesen Maliye Bakanlığı da yapılan yanlış işleme ceza kesmemenin suç oluşturacağını söylüyor.
Burada 'kim haklı kim haksız' tartışmasına girecek değilim. Vergi-maliye konuları uzmanlık ister ve ilk bakışta hüküm verilebilecek basitlikte değildir. Hiçbir iktidarın Maliye Bakanlığı bürokrasisini alenen kullanabileceğini, bir medya grubuna haksız bir ceza vermeyi memurlara kabul ettirebileceğini sanmam; ancak iktidarla didişen bir medya grubunun da böylesine yüklü bir cezayı hak edecek bir açığı göze alabileceğini de havsalam kolay kolay almıyor.
Konunun uzmanlık gerektiren yönleri açığa nasıl olsa çıkar; adaletin keskin kılıcı bu olayı da çözer...
Vergi cezası ihtilâfı olumsuz etkisini grup üzerinde şimdiden gösterdi bile: DMG'ya ait hisse senetleri borsada dibe vurdu; daha şimdiden 300 milyon TL'lik bir kayıp söz konusu. Yargı süreci idarenin lehine sonuçlanırsa, DMG için, 'bir zamanlar ülkemizin en büyük medya grubu idi' dememiz gerekebilir.
Şu aşamada üzerinde durulması gereken esas yön, 'bu noktaya nasıl gelindiği' sorusudur.
Medya ülkemizde sahici bir güç; geçmişte iktidarları iş başına getirdiklerini, istemedikleri yönetimleri devirdiklerini biliyoruz. Başbakan çıkardılar, bakan atadılar... Siyaset üzerinde bu denli etkiliyken, kazandıkları gücü gruplarını tahkim edip daha da serpilmekte kullanmaktan da çekinmediler. Küçük sermayeler, medya gücünü arkasına alınca, parayla oynayan dev gruplar haline geldi.
Kimsenin kolay kolay karşısına çıkamadığı, şerrinden çekindiği için haklı da olsa üzerine gidemediği sınırsız bir gücü sahibine sağladı medya...
Cezayı hak edecek bir yanlışlık yapılmışsa, bunun bir sebebi, nasıl olsa kimsenin kendilerine dokunamayacağı hüsnü kuruntusu olabilir...
Grubun haksız yere üzerlerine gelindiği iddiasını da yabana atmamak gerekiyor. Gerekiyor, çünkü son zamanlarda siyasi alana yeniden ağırlık koyma denemeleri yapıyordu DMG; yalnız iktidar partisini zayıflatmayı değil, ana muhalefet partisinin içini yeniden dizayn etmeyi hedefleyen bir çizgi izlediği biliniyor. Hükümetin Maliye bürokrasisini arkasına alabileceğini sanmıyorum; ancak bunu yapabilecek durumdaysa yapmakta herhalde pek tereddüt etmezdi.
Hiçbir iktidar iktidarını bir başka güçle paylaşmak istemez çünkü...
Vergi cezasına çarptırılan grubun medya organları hayli zamandır bir 'varolma-yokolma' kavgası veriyorlar. Gözden kaçan şu: Verilen kavga patronlarının 'varolma-yokolma' kavgası değildir; medyada köşeleri kapmış olanların değişen ve farklılaşan bir zeminde değişime direnerek ayakta kalma ve varlığını sürdürme kavgasıdır bu. Kendileri değişemiyor, gazete ve televizyonlarını da değişime sımsıkı kapıyorlar; patronlarını da bu tavrın doğru olduğuna inandırıyorlar.
Tavırları patronlarını zor duruma düşürecekmiş, umurlarında bile değil... Vergi cezasıyla ilgili iddiaları haklıysa, bu haksız yerde durdukları içindir...
Şu aşamada yapılabilecek fazla bir şey yok; her iki taraf da yargının âdil davranacağına inandığına göre, bekleyelim ve görelim...
Yeni Şafak