Söylentilerle yaşanmaz

Bir hesaba göre son iki günün Türk ekonomisine mâliyeti 7 milyar dolar civarında; geçen hafta sonu yapılan Genelkurmay Açıklaması'na verilen tepkiyle ekonomide yaşanan altüst-oluş kalıcıya dönüşürse, fatura çok daha ağırlaşabilir…

Fatura ülkeye -yani hepimize- çıkıyor…

Böyle dönemlerde hep olduğu üzere 'sorumlu' yine ortada görünmüyor; onun yerine etrafı bir sürü söylenti işgal etmiş bulunuyor. Hangi köşeye kulak verseniz söylentinin bini bir para… Bunun da yaşanan krizi derinleştirici bir etkisi var.

“Başbakan Tayyip Erdoğan sürecin başlarında Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'a, 'Düşük profilli bir adayımız olacak' sözü verdi, hatta isim telâffuz etti mi?” Kimbilir kaç kişi, söylentiler kulağına kadar gittiği ve inanılır bir ifadeyle tekrarlandığı için böyle bir görüşmenin geçtiğine inanıyor. Bilebilecek durumdaki kişilerle konuşulduğunda ise, aday konusunda bir mesaj alış-verişinin söz konusu olmadığını öğreniyorsunuz.

“Düşük profilli adayın önünü TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın 'Ya siz, ya Gül, ya da ben' resti mi kesti?” Ak Parti adayının adı belli olduğundan beri neredeyse hergün bu yolda bir haber ve o haber üzerine oturan yorumlar yayımlanıyor. Hem de Bülent Arınç aralarında geçen konuşmanın o sonucu çıkarmayı hak etmediğini defalarca açıklamasına rağmen…

“Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine konulan geceyarısı açıklamasından Org. Büyükanıt'ın haberi var mıydı?” Bir rivayete göre Org. Büyükanıt olaydan her şey olup bittikten sonra haberdar olmuş; sütunlarda genişçe yer bulan bu iddiaya karşı Genelkurmay Başkanı'nın izni olmadan metinden bir virgül bile çıkartılamayacağı iddiasını seslendirenler az değil…

“Geceyarısı açıklaması kim tarafından kaleme alındı?” sorusu da revaçta; cevap olarak ortalıkta dolaşan söylentilerin de haddi hesabı yok. Kimi bir türlü 'profesör' olamayan bir akademisyene, kimi de bazı iddiaları daha önce sütununda dillendirmiş bir köşe yazarına işaret ediyor. “Genelkurmay Başkanlığı hepi topu iki sayfalık bir bildiri için taşerona başvurur mu?” kuşkusunu izhar eden de az değil…

ANAP ve DYP liderleri askerin açıklama yapma hazırlığını biliyorlar mıydı?” Çoğu kişi soruyu bile garipseyerek yaklaşıyor konuya; onlara göre asker-sivil ilişkilerinde farklı bir döneme girildi ve iki kesim arasında geçişlilik arttı. İki 'sağ' partinin ilk tura milletvekillerinin katılmasına izin vermemesi dikkat çekmişti; taban tarafından “CHP'nin kuyruğuna takılmak” olarak görüleceği endişesiyle… En fazla söylenti de bu noktada…

Dün bir sütunda, AB uyum paketleriyle parti kapatmanın neredeyse imkânsız hale getirildiği unutularak, Ak Parti'yi kapatma amaçlı bir dâvâ açılması hazırlığından söz ediliyordu. Bir başka köşede ise, “İlk tur cumhurbaşkanı seçilerek bitseydi, o gece darbe yapılacaktı” tezinin ciddi ciddi tartışıldığını işittim.

Gerçi basın toplantısı düzenleyeli henüz iki hafta oldu, ama Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın bir kez daha medya karşısına çıkmasında yarar var. Ankara'da her köşede yüksek sesle konuşulan hemen her konuda, ortalığı saran neredeyse bütün söylentilerde onun adı geçiyor çünkü: Başbakan ile aday konusunda bir görüşmesi oldu mu? Geceyarısı açıklamasını kim kaleme aldı? Açıklama yapılacağını biliyor muydu? Açıklama hazırlığı bilgisi sivillerle paylaşıldı mı? Ülke o gece darbeden mi döndü gerçekten? Bütün bu söylentiler gerçek-dışı ise yalan haberlerin kaynağı kim, neresi?

Son iki günün ülkeye mâliyetinin 7 milyar dolar olduğunu ve altüst oluşun kalıcıya dönüşmesiyle bu faturanın daha da kabaracağını unutmayalım.

Kaynak: Yeni Şafak