Sosyal medyanın siyasete ve dini hayata etkisi

Son dönemlerde siyaset ve dini hayattaki tartışmaların çıkış noktası internet ve sosyal medya üzerinden yapılan açıklamalar, yorumlar oldu. Tartışmaların büyümesi, yaygınlaşması ve köpürmesi yine sosyal medya aracılığı ile yaşandı.

Bu durumu açıklamak için, yeni iletişim kuramlarına ihtiyacımız var.

Geleneksel modellemeler ve kurallar, uzun bir süreden beri, internetin ve sosyal medyanın bir çığ gibi büyüdüğü dünyada anlamını yitiriyor. Sadece iletişim değil, sosyoloji ve siyaset de bundan nasibini aldı.

Takip ettiğim yerli ve yabancı siyasetçilerin söylemleri, açıklamaları ve kullandıkları medya araçları, ciddi biçimde değişiklik gösteriyor. Yakında konvansiyonel medya araçları ve iletişim yöntemleri ortadan kalkacak, yeni formlar ve yöntemlere yerini bırakacak.

ABD Başkanı Trump, tüm basın açıklamalarını 48 Milyon kişinin takip ettiği Twitter hesabından yapıyor. Aynı şekilde önemli gördüğü konularda video mesajlar hazırlayıp, Facebook, Twitter, Youtube üzerinden yayınlıyor. Çoğu kez aynı mecralardan canlı yayınlarla bu etkiyi arttırma gayretinde.

Trump, kavgalı olduğu geleneksel ABD medyasını böylece bypass ederken, onlara ihtiyacı olmadığını göstermiş oluyor böylece.

Sosyal medya üzerinden siyasi mesajlarını veren tüm siyasetçilerin mesaj etkileşimini ciddi biçimde dikkate aldıklarını fark ettim.

Bu durum en kritik soruyu gündeme getirdi:

Siyasetçinin söylemini, aldığı “RT ve Like” oranları mı belirliyor?

Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ