Semitizm ve siyonizm üzerine (2)

 
Dün kaldığımız yerden devam edelim.
Tevrat'ta Yahudi sözcüğü 3 farklı manada kullanılmaktadır: 1- Irken Yahudi kabilesinden olanlar. 2- Güney Filistin'deki "Yahud Evi" bölgesinin yurttaşı olan ve Yakup peygamberin iki oğlu Bünyamin (Benjamin) ile Levi'nin kabilelerine mensup olanlar. 
   
İslâm peygamberi, İsmail peygamberin soyundan gelmektedir. Hz. İsmail ile Hz. İshak kardeştir. Dolayısıyla Hz. İsmail Hz. Yakup'un amcasıdır. Bu nedenle İsrailoğulları ve İslâm peygamberinin de mensubu olduğu Haşimoğulları akrabadır. Yakup aleyhisselamın eşleri; dayısı Lavan'ın kızları Lea ve Rahel'dir. Lea'dan altı oğlu bir kızı, Rahel'den iki oğlu olmuştur. Ayrıca Lea'nın cariyesi Zilpa'dan iki, Rahel'in cariyesi Bilha'dan iki oğlu olmuştur. Lea'dan oğulları: Ruben, Şimon, Levi, Yehuda, İssakar ve Zevulun. Rahel'den oğulları: Yusuf ve Bünyamin. Zilpa'dan oğulları: Gad ve Aşer. Bilha'dan oğulları: Dan ve Naftali. Lea'dan kızı: Dina.

Bu manada hem coğrafik hem de ırkî anlam taşır. 3- Yahuda'nın dinine tabi olanlar manasında kullanılır ki, bu kullanım şekli dini ifade eder.

İncil'de Yunanca "Joudeos" kullanılır ki, bu kelime Yahudigiller (Yahudioğulları) biçiminde terceme edilebilir. Bu kelime, İncil'de 3 farklı kullanım biçimine sahiptir. 1- Juda'nın kabilesinden olanlar (ırkî yorum) 2- Judea bölgesinin yurttaşları/sakinleri (Galile ya da Samiriye'den olmayan) bu şekildeki kullanım biçimi de coğrafyayı ve ırkı ifade eder. Aynı zamanda İsrailoğulları soyundan olmayan Judea bölgesi vatandaşlarını da kapsar. 3- Musa'ya ve diğer peygamberlere verilen şeriata tabi olan Judah'ın dinine tabi olanlar.

Tekrar hatırlayacak olursak, bütün İsrailoğulları İbrani ve Semitdir. İsrailoğulları'ndan sadece çok azı Yahudi olarak adlandırılmıştır. Birçok kimse İsrailoğulları soyundan gelmedikleri halde sırf Yahud bölgesinde yaşadıkları ya da kendilerini Judah'ın dinine atfettikleri için Yahudi olarak adlandırılmışlardır.

Bu konu aslında oldukça uzun bir konu. İsrailoğulları'nın 12 kabilesi Yakub'un 12 oğluna dayandırılır.. Daha sonra Yahudi olanlar var. Falaşalar, Türklerden Karaimler (Karaylar), Hazaralar, Sabataylar.. Arz-ı Mev'ud konusu ayrıca ele alınması gereken bir konu.. Tevrat ve Tevrat'ın Kabbalistik yorumu yine ayrı bir konu. Masonlar, Kayıp Kabile..

Sonuç olarak Yahudiliğin bir millet, bir ırk veya bir din olup olmadığı konusunda farklı görüşler öne çıkmaktadır... Tevrat'a dayanarak kendilerini "dünya milletleri arasından seçilmiş üstün bir halk" olarak gören Yahudiler, Tanrı Yehova'nın Sina'da bu kavmi kendine seçtiğine, Tevrat'ı Hz. Musa'nın şahsında onlara gönderdiğine inanırlar. Üstün Irk fikri, faşizme ve emeği kutsayan komünizme ilham kaynağı olmuştur.. Her şey Almanlar için, Almanlar tarafından ve Almanlara göre diyen faşizmle, her şey, emeğin sahibi, üreten işçi sınıfı için, işçi sınıfı tarafından ve onlara göre diyen komünizm arasında temelde bu anlamda çok da büyük bir fark yoktur. Sonunda seçilmiş ve üstün bir kesim vardır..

Bugünkü İsraillilerin önemli bir bölümü İsrailoğulları soyundan gelmesine rağmen Musevi oldukları kuşkulu. Çoğu ateist, solcu, kumarbaz. Fuhuş, almış başını gidiyor.

Bazı Rabbiler de İsrail'in varlığına karşı. Onlar da var.. Fötr şapkalı, uzun favorili Yahudilerle kulağı küpelilerin arası hiç de iyi değil..

Dışarıdan bakıldığında görünen, bugünkü İsrail Arz-ı Mev'ud'a inanan bir topluluk değil, dinlerini kendi ırkçılık politikalarına alet ediyorlar. Kimi de Mesih'i bekliyor.. Mesih gelip kendilerini kurtaracak.. Krallığını ilan edecek..

Müslümanlarla ve Hristiyanlarla kavgalılar.

Günümüzde en büyük Yahudi nüfusunun yaşadığı ülke İsrail'dir. Ülke nüfusunun % 80'i Yahudi'dir. İsrail'i ABD izlemektedir (% 3,4). Yahudiler bu iki ülkenin dışında Fransa, İngiltere, Arjantin, Ukrayna, Rusya ve Kanada başta olmak üzere içlerinde Türkiye'nin de bulunduğu dünyanın birçok ülkesine dağılmış olarak yaşamaktadırlar.

Bölgede zaman içinde güçlenen İbraniler, hakimler döneminden sonra bir Yahudi krallığı kurarlar ve başına Yahudilerin kralı olarak Şaul geçer. Şaul'un ölümünden sonra, Yahudi Krallığı'nın başına Davud (David HaMeleh) geçer. Davud'un ölmesiyle Yahudi Krallığı'nın başına Davud'un oğlu Süleyman (İbranice: Şlomo HaMeleh) geçer. Süleyman döneminde Yahudi Krallığı altın çağlarını yaşar. Kudüs şehri Yahudilerin en önemli şehri haline gelir. Süleyman, Kudüs'e (Yeruşalayim) Beth Hamikdaş denilen büyük bir mabed inşa ettirir. Beth Hamikdaş'ın bugün sadece Batı Duvarı sağlam kalmıştır. Bu duvara Türkçe'de Ağlama Duvarı denmektedir.

Mabed yıkılmadan önce Ahit Sandığı'nın da içinde bulunduğu Kudüs'teki mabed (Beth Hamikdaş), Yahudiliğin odak noktasını teşkil etmektedir. Yahudiliğin sembolleri arasında en önemli yeri Yedi Kollu Şamdan (Menora) ile Altı Köşeli Yıldız (Davud'un Yıldızı) tutar.

Miladi takvimin 2006 yılı, İbranî takviminde 5766 yılıdır. Çünkü İbrani takvimi Ay ve Güneş esasına göre çalışır. Bayramların aynı zamana gelmesi için 3 yılda bir 13. ay eklenir. Musevi inancına göre, Musevilerin yanlarında çalışan Musevi olmayan insanlar da cumartesi günü hiçbir iş yapmamalıdır.

Hristiyanlık öncesi dönemde başlıca üç mezhep vardı: Ferisiler, Sadukiler, Esseniler.

İslâm'dan sonraki Yahudi mezhepleri de üçtür: İshakiyye, Yudganiyye, Karaim.

Günümüz Yahudi mezhepleri şunlardır: Muhafazakâr Yahudiler, Ortodoks Yahudiler, Reformist Yahudiler. Yeniden Yapılanmacılar. Ayrıca geldikleri yere göre, Sefarad, Aşkanaz olarak da adlandırılırlar..

Yahudilerin mukaddes kitapları iki ana başlık altında incelenebilir: Tanah yani Tora ya da Tevrat ve Talmud. Tora, (Tevrat); Neviim, Ketuvim. Bölümleri ile birlikte 3 bölümden oluşur.

Wikipedia'da bu konuda şu bilgilere yer veriliyor: İbranice bir kelime olan Tora, Arapça'dan Türkçe'ye geçmiş olan Tevrat'ın karşılığıdır. Tevrat kelimesi "kanun, töre, şeriat, emir, ders" anlamlarına gelir. Beş bölümden oluşan Tevrat, Tanrı'nın 7704 kelimeyle Musa'ya verdiği dini esasları içeren kitap olarak görülür. Tevrat metninin orijinal dili İbranicedir. Bir bakıma "Şeriat" diye de tanımlanabilen Eski Antlaşma'yı oluşturan kitapların sayısı, Yahudilerce 24, Hristiyanlarca 39'dur. Kitapların sıralanışı ve gruplanışı konusunda da her iki din de farklı görüşlere sahiptir.

Tanah yaklaşık olarak bin yıl içerisinde meydana gelmiştir. Ancak kitabın sınırlandırması M.S. 90 yılında toplanmış olan Yemnia Konsili'nde yapılmış ve bugünkü yazılar seçilerek tesbit edilmiştir. Tanah ile birlikte hahamların nesilden nesile sözlü olarak aktardıkları sözlü kanunların bütününe Talmud adı verilir. M.S. 150 yıllarında Yehuda HaNasi adında bir haham, kendilerine kadar aktarılan sözlü kanunların kaybolmasından endişelenerek onları Mişna'da toplamıştır. "Tekrar edilmek suretiyle belletilen şeriat" anlamına gelen Mişna, Tevrat'ın tekrarı, kanunların açıklaması ve tefsiri sayılır. Ancak belli bir seviyedeki bilgiye sahip olanların anlayabileceği dilde yazılmış olan Mişna'nın anlaşılmasını kolaylaştırmak amacıyla ona Yahudi alimlerince şerhler yazılmıştır. Bu şerhlere ve açıklamalara Gemara adı verilir. Talmud; Mişna ve Gemara adı verilen eserlerin toplamına verilen isimdir.

Tevrat dışında Musevi Tasavvufu'na ve gizemciliğine Kabala adı verilir. Kabala, İbranice "gelenek görenek" anlamına gelir. Yahudilerin harfçilik ve sayıcılıkla karışık tasavvufî evren öğretisidir.  Musevi dilleri ise İbranice, Ladino, Yidiş, Aramice, Yahudi Arapçası olarak 5 gruba ayrılır.

Bu konuyu daha fazla uzatmaya gerek yok sanırım. Ama Yahudileri daha yakından tanımak için daha fazla bilgiye ihtiyacımız var.. Onun için de daha fazla okumak gerek.

Öfkeniz aklınızdan fazla ise o mücadeleyi kazanmanız zor.

Rakiblerini iyi tanımayanların, akıllarını doğru kullanma şansları zayıftır..

Selam ve dua ile..

 
 Kaynak: Vakit