Sonbaharda…
Yapraklar düşer ya dalından, dayanamaz yağmurun kuvvetine..
İlkbaharda…
Tomurcuklar açar ya, erguvan kokularıyla…
Ben tomurcuklara bakarım…
Yaprakları toplar, oğullarıma yemek yaparım…
Ben kadınım…
Kimliğimin asaletini doğurduğum oğullardan öğrenecek değilim.
Namertliğe yeltenmeye başladı mı, zaten ilk tokadı ben çakarım…
Ben kadınım…
Bin bir zahmetle karnımda taşıdığım,
Besmeleyle, Yasinle, Tebarekeyle emzirdiğim,
Kulağına, cesareti, özgürlüğü fısıldadığım, oğullarım...
Boynumu daha fazla eğdirmeyin…
Yoksa sizi ak sütümde boğarım…
Tekmilinizi birden, gözlerimin ateşinde yakarım…
Ben değil miyim, ekmeğinizin namusunuzun bekçisi?
Ben değil miyim, damınızın, eşiğinizin emanetçisi?
Dağları deldiren, savaşları durduran,
Tahtları, saltanatları bıraktıran,
Ben değil miyim, kanayan yaraların merhemi?
Ben kadınım
Adımı daha fazla namertlerin ağzına aldırmayın!
Bedenimi, aç köpeklerin önüne attırmayın!
Silkinin, çıkarın cebinizden nefis rüşvetçilerinin cenabet kokulu altınlarını…
Yoksa…
İki cihanda sütüm emeğim haram olsun
Ceddinizin bedduası cümlenize mezar olsun...
Ben kadınım…
Bikiniden bayrak yapanlara inat,
Ben bayrağımı, şehit oğlumun kefenine sararım…