Seçimlerde Diyarbakır

 

MESELE yeni ortaya çıkmadı. Sebebi de bazılarının iddia ettiği gibi, ne Turgut Özal'ın politikaları ne de Körfez Savaşı'dır... 1920'lerdeki isyanlara kadar gitmeyelim ama hatırlayalım ki, otuz yıl önce, 1978 yılında, CHP ve AP gibi iki büyük ve güçlü parti bulunduğu halde, Diyarbakır Belediye Başkanlığı seçimlerinde çoğu sol fraksiyonlara dayanan 'bağımsız' Kürtçü adaylar yarışıyordu. CHP ve AP'nin toplamından fazla oy alan 'bağımsız' adaylar içinde, "Özgürlük Yolu" örgütünün desteğiyle Mehdi Zana Diyarbakır Belediye Başkanı seçiliyordu.

Belediye seçimlerinde Diyarbakırlılar etnik milliyetçi adaylara 1999'da yüzde 63 oy verdiler, 2004 seçimlerinde ise yüzde 58...

1978'den beri, bu oylar etnik kimliği ifade etmek için verilmiş oylardır şüphesiz. Bu gerçeği yok edemeyiz ve yok sayamayız, bu bir...

'Örgüt' ve oy

Mehdi Zana "Bekle Diyarbakır" kitabındaki şunları yazıyor:
"Bu dönem, aynı zamanda Özgürlük Yolcuları'yla aramın açıldığı ve bağlarımın tümden koptuğu bir dönemdi. Kendileriyle bazı nedenlerden dolayı

anlaşamamış, daha fazla yol arkadaşlığı edememiştik. Benden, belediyeyi ve belediyenin bütün olanaklarını kendi örgütlerinin hizmetine sunmamı, her şeyi onların inisiyatiflerine bırakmamı istiyorlardı. Böyle bir şeyi kabul etmediğim için bağlarımız tümüyle kopmuş, hiçbir ilişkimiz kalmamıştı..."

Mehdi Zana başarılı bir belediye başkanı olamadı; çünkü zihni "icraat"a göre kurgulanmış değildi. "Özgürlük Yolu" örgütüne yüz vermemiş olsa bile, onun da önceliği kimlik siyasetleri idi.

Ama, sosyal gelişme sürecinde insanların refah beklentisi, hayat tarzları üzerine özgürlük anlayışı ve geniş toplumla irtibatları geliştikçe oy vermesini etkileyen faktörler de çeşitleniyor. Tercih, hayat tarzlarının çeşitliliği gibi etkenler de seçmen davranışlarını daha fazla belirleyici olacaktır.
Bu durumda Diyarbakır seçmeninin "örgüt" ve "kimlik" odaklı oy verme davranışında nispi bir azalma, buna karşılık sosyal gelişme, demokrasi, entegrasyon gibi beklentilerle oy verme davranışında bir artma olması, teorik açıdan beklememiz gereken bir trenddir. Bu iki...

Dönüm noktası?

Diyarbakırlı Tarım Bakanı Mehdi Eker, hükümetin en yetkin ve başarılı isimlerinden biridir. Dün konuştum. Diyarbakır'a götürülen kamu hizmetlerini uzun uzadıya anlattı. Köy ve mezra dahil 1170 üniteye şebekeli içme suyu, 700 km asfalt yol, 2 bin derslik, 4 bin kişiye istihdam yaratacak 'tarıma dayalı organize sanayi' bölgesi...

Bunlar, halkta 'devlet tarafından benimsenme' duygusunu geliştirmek bakımından da önemlidir.
Eker devam ediyor:

- DTP'nin 'bağımsız' adayları Türkçe bilmeyen halkla tercümanla konuşuyor, ben onlarla Kürtçe konuşuyorum. Devletin bakanını daha sıcak buluyorlar.
Şu sözleri de önemli:

- Biz feodal değil, birey temelli bir yaklaşıma sahibiz. Şehirleşmeyi, işi, eğitimi, üretimi destekliyoruz. Benim yeğenim İzmir'de kalp cerrahı, babası Diyarbakır'ın köyünde! Biz sosyal gelişme yoluyla entegrasyonu hızlandırıyoruz.
Ve iddialı:

- Bu seçim Diyarbakır'da dönüm noktası olacak. 2009'da da belediye seçimlerini kazanacağız inşallah.
Başarılar diledim.

Hangi iktidar seçmen davranışında çeşitlenmeye ve sosyal entegrasyona katkıda bulunursa onu teşvik etmek lazım. Bu da üç...