Seçimden sonra dikilecek sökükler

Halkın iradesi, Anka Kuşu'na benzer; her seçimde kendi küllerinden yeniden hayat bulur. En taze, en canlı, en gösterişli ve güçlü olduğu evre seçim sonrasıdır. Kimsenin kuşkusu olmasın: 23 Temmuz günü herkes tek sıra hizaya geçecek.

Halkın iradesi neyi gösteriyorsa o istikamete doğru "uygun adım" ilerleyecek. Siyaset aslında bir sökük dikme süreci. Siyasetçiyi vazgeçilmez kılan sorunlar; siyasetçiyi kalıcı kılan da sorun çözme yeteneği. Halk sandıkta bu yeteneği ölçüp biçiyor.

Kamuoyu araştırmaları konusunda otoritesi ve güvenilirliği müsellem olan Tarhan Erdem seçimden sonra "üç buçuk parti"li bir Meclis aritmetiği öngörüyor. Erdem'e göre AK Parti % 44-49, CHP % 18-22, MHP % 11-16 arasında bir oy ile Meclis'te temsil edilecek. DTP'li bağımsızlar da bir grup kuracak kadar üye kazanınca "temsilde adalet" prensibine daha uygun bir Meclis tablosu ortaya çıkmış olacak. Merak konusu olan ise, iktidar ve muhalefeti ile bu Meclis'in sorun çözme yeteneği olacak.

2002 seçimlerinde AK Parti'nin tek başına iktidarını "tepki oyları"na bağlayanlar yeni bir sebep sonuç ilişkisi kurmak zorundalar. % 50'lere dayanmış bir AK Parti, çok partili hayatta sadece üç seçimde gerçekleşmiş bir başarıyı tekrarlamış olacak. Demek ki AK Parti'nin diktiği sökükler dağılmıyor. Ekonomi dünyası, büyük, orta ve küçük sermayesi ile tek parça halinde AK Parti'nin arkasında. Siyasete kazancı üzerinden bakan iş dünyası için AK Parti iktidarı ekonomik istikrarın alternatifsiz tek adresi. Kampanya döneminde beklemeye girmesi gereken Borsa'nın yeni rekorlar kırması, doların yerlerde gezinmesi, reel faiz oranlarının düşük seyretmesi hep seçim sonrası gerçekçi tahminlere dayanıyor. AK Parti'nin tek başına iktidarı, bu tahminleri desteğe çeviriyor. Demek ki ekonomi dünyası AK Parti'nin 2000, 2001 krizlerinden devraldığı Türkiye'yi düze çıkarttığına inanıyor. Ekonomi çevrelerinden gelen destek, AK Parti'nin ekonominin söküklerini dikmekte başarılı olduğunu teyit ediyor.

Topluma bakarken "Sosyal Riski Önleme Fonu"nu hatırlayalım. Ekonomideki daralma yüzünden yoksulluğun artışı üzerine, Dünya Bankası "Sosyal Riski Önleme" adıyla bir yardımda bulunmuştu. Dünya Bankası yöneticilerinin hesabına göre halk yoksulluktan ayaklanacak, böylece ülke yönetimi çökecekti. Sadece bu ismi hatırlamak bile, toplumdaki söküklerin ne durumda olduğunu gösteriyor. AK Parti'nin Sosyal Yardımlaşma vakıfları ve belediyeler aracılığıyla dağıttığı yardımların muhalefet partileri tarafından eleştiri konusu yapılması, yoksul kesimlerin öfkesine yol açıyor. Türkiye'de bütün sorunların anası olan siyasî sorun "Etnik sorun". Aslında oluşacak Meclis aritmetiğinin arkasında da bu sorun bulunuyor. MHP oyları, bu etnik soruna ve onun azdırdığı terör sorununa bir tepki anlamına geliyor. Bağımsız DTP'lilerin Meclis'e girmesi ise, Kürt siyasetinin demokratik temsilde ısrarlı olduğunu gösteriyor. Korkulan ihtimal Meclis'in DTP'liler ve MHP'lilerin savaş alanına döneceği. Tersine, muhalefet sıralarını dolduran MHP ve DTP'lilerin birbirlerini anlamaya ve uzlaşmaya daha açık hale gelmeleri daha galip ihtimal. Korkularımız her zaman korktuğumuz şeyden daha korkutucudur. MHP'nin "Apo'yu asın" üzerine inşa ettiği ipli seçim kampanyasının yerini, Bahçeli'nin geçmişte kalan "Çiçek Bahçesi" benzetmesinin ve "Ülkücüleri sokaktan uzak tutma" mesajlarının alacağı daha akla yakın. DTP'lilerin de kendi kendini tüketmiş olan terör yerine barış ve uzlaşma içinde çözüm arayacağı görülüyor.

Siyasî partiler arasında Allah'a şükür etnik farklılıkların üzerine çıkarak bütün Türkiye'yi temsil edebilen bir parti var. AK Parti, arkasındaki bu destek ile, bütün sorunların anası olan etnik sorunu veya terör sorununu çözmeye en yakın duran parti hüviyetinde. Türkiye'nin millî birlik ve bütünlüğünü sürdürme şansı hâlâ var. Üstelik millî güvenliği namerde muhtaç olmadan sağlamanın yolu da aynı güzergahtan geçiyor. Dikilen sökükler patlamıyor. Güçlü ekonomik istikrar beklentisi ve bu beklentinin zirvelere taşıdığı AK Parti, Türkiye'nin dengelerini sürdürdüğünü gösteriyor. Sıra, bu istikrara ilave olarak etnik sorunun yol açtığı sökükleri dikkatle ve özenle dikmeye geliyor. Seçim sonrası ufukta daha istikrarlı, güvenli ve huzurlu bir Türkiye görünüyor

 
Kaynak: Zaman