Zaten beklenmeyen sonuçlar bunu gayet net bir şekilde ortaya koyuyor.
Bu çerçevede, ilk önemli değişim iktidar partisi Birleşik Rusya'nın azalan siyasî desteğinde tezahür ediyor. Bu parti 2007 seçimlerinde toplam oyların yüzde 64'ünü almıştı; son seçimde aldığı ise yüzde 49. Bu son 4 yılda alttan alta bu partiye karşı duyulan; ama pek fark edilmeyen güven kaybının bugün yüzde 16'ya ulaştığını gösteriyor; ki bu düşüş iktidar vasıta ve nimetlerini kullanmada tekel olan partinin başarısız grafiğini tartışmasız bir şekilde ortaya koyuyor. Kısacası bu sonuç iktidar partisinin toplumdaki gelişme ve değişimleri pek anlayamadığı anlamına geliyor.
Vladimir Putin'in başkanlığındaki parti bu seçimler kadar Rusya'ya has geleneksel seçim metot ve vasıtalarını kullanarak başarılı sonuç elde edeceği gibi bir varsayımla hareketle, deyim yerindeyse eski usule göre hareket etmişti. Bu eski usul de partinin faydalandığı medya hâkimiyetini, bölgesel elitlerin desteğini ve Kremlin'in emrindeki idarî kaynakları muhalefeti etkisiz kılmak için kullanmasıydı. Son seçimde bu usul aynen devam ettirildi; ancak yönetici elit son 4 yılda gelişen sivil muhalefetin, internetin, sosyal paylaşım sitelerinin gücünü hafife aldı ve seçim sonuçlarının gösterdiği gibi bunun karşılığını azalan destekle ödemiş oldu.
Azalan destek elbette sadece partiye dönük değil; Rusya'yı son 10 yıldır kadrosuyla en tepeden yöneten Putin'e de dönük. Bu çerçevede bugünlerde seçim sonuçlarına karşı tepkilerini ortaya koyanlarda 'Yeter artık. Putin'den bıktık' şeklinde bugüne kadar akla gelmeyen çıkışlar, tepkiler görüyoruz. Bunları gösterenler de marjinal kişiler, gruplar değil. Esasen Putin'den bıkkınlık normal bir davranış da sayılır. Nasıl ki Arap Baharı'nın ana sebebi 30-40 yıldır ülkelerini diktatörce yöneten liderlere karşı duyulan bıkkınlık ise bugün 10 yıldır Rusya'yı yöneten Putin'e dönük bıkkınlığın olması da o kadar tabii. Artık halklar, kitleler ne kadar önemli, ne kadar güçlü de olsalar iktidarlarını uzatan, yeni liderlere yol vermeyen, 'dediğim dedik' diyen, gereken değişimlere akılsızca direnen eski liderleri sevmiyorlar. Bunu da demokrasinin olmadığı Arap ülkelerinde ayaklanma, sokağa dökülme ile ortaya koyarlarken Rusya'da ise bunu sandıkta gösteriyorlar. Kısacası, bunun sonucu olarak moda deyimle Putin'in karizması çizilmiş bulunuyor. Bu şüphesiz Putin'in meydandan çekileceği anlamına gelmiyor; zira marttaki seçimlerde o yine devlet başkanı olacak; buna hiç şüphe yok; ve bundan sonra belki de iki dönem Rusya'nın dümeninde olacak. Ne var ki, bu dönem kudretli, şaşaalı eski dönem gibi olmayacak. Putin, toplumda meydana gelen gelişme ve değişimlere muhtemelen bigâne kalamayacak. Yalnız bu bir ihtimal; belki de eski yönetim usulü ve kendi kurduğu siyasî sistemi devam ettirmeye çalışacak. Ancak bunda ne kadar başarılı olur söylemesi zor. Bunu da ancak gelecek gösterecek.
Eski usul, eski sistem derken de Putin'in son 10 yılda kurduğu 'dikey iktidar' denen usulü kast ediyoruz elbette. Buna bazıları da 'yönetilen demokrasi' de diyorlar. Şöyle bir hatırlatalım: Putin iktidara geldiğinde Rusya birçok bakımdan zayıf düşmüş bir ülkeydi. 70 yıllık komünizm ve Yeltsin döneminin 10 yıllık vahşi kapitalizm talanı ve kargaşasını yaşıyordu, devlet otoritesi büyük ve derin zaaf içinde bulunuyordu. Putin bunlarla mücadele etti, birçok şeyi başardı; devlet otoritesini yeniden tesis etti; Rusya'yı hem siyasî ve hem de ekonomik istikrara ulaştırdı. Ancak sonuçta ortaya Putin ve kadrosunun iktidar tekeli ortaya çıktı. Halk eski dönemin dönmemesi mülahazaları ve istikrarın muhafazası bakımından son yıllara kadar Putin ve iktidarını sorgulamadı, 'ne olursa olsun istikrar' dedi.
Ancak artık son seçimle birlikte bu genel görüş belli bir ölçüde geride kalmış görünüyor. Özellikle son 10 yıldır siyasetten uzak duran Rusya'nın belkemiği orta sınıf artık siyasete geri dönmüş, ülke kaderinde söz sahibi olmaya karar vermiş görüntüsü ve izlenimi veriyor.
Buna ilaveten Rusya'da son 10 yılda pek çok başka şey de değişmeye başlamış bulunuyor. Bunların bir kısmı son seçim sonuçlarıyla ortaya çıkarken, başkaları da sahneye çıkmaya hazırlanıyor. Kısacası, seçimlerle birlikte 'başka bir Rusya'nın doğmakta olduğu anlaşılıyor.
Bunu biz de bir an evvel anlamaya çalışalım...
f.ertan@zaman.com.tr
Kaynak: Zaman