Şayet İbrahim Şahin normal ise

Ergenekon kepazeliğinin kriminel yanı doğrusu beni çok fazla ilgilendirmiyor; işin gangsterlik boyutunun epey ileri aşamalara ulaştığı ele geçirilen silahlardan belli, umarım en kısa sürede bu kriminel kepazelik evrensel hukuk standartlarında çözülür, sözde faili meçhuller aydınlatılır ve Türkiye yakın geçmişinin bu büyük ayıbından kurtulur.

Ancak, Ergenekon meselesinin bir de çok önemli ve siyaseten, kriminel boyutunu aşan bir de kurumsal yapısı var; bu yapı, hukuk dışı adacıklar yaratan ve bu hukuk dışı adacıklar üzerinden maddi ve pozisyonel rantlar oluşturan, bir bölümü de yasal ve anayasal görünümde bir ilkellikler ağı.

Ortada konuşulan, tartışılan meselelerin kriminel boyutlarından bir an için kendinizi soyutlayabilir iseniz bu ilginç ve büyük ölçüde yasal temeli de mevcut ama gayrı meşru ağı farkediyorsunuz.

Özel Harekat Dairesi eski Başkanı İbrahim Şahin'in tutuklanma talebi doğrultusunda sevkedildiği mahkemede verdiği ifade başlı başına bir roman gibi; bu ifadeye farklı internet sitelerinden ulaştım, hep aynı formüller mevcut yani çok büyük ihtimal ifadenin orijinaliyle karşı karşıyayız.

2000 yılında geçirdiği kaza şayet Şahin'in zihni melekelerinde kalıcı bir tahribat yapmamış ise, mahkeme ifadesi aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin iflas bayrağı gibi bir ifade.

İfadeden anladığımz kadarıyla Devlet (???) terörle mücadele için yeni bir müsteşarlık kurmayı planlıyor ve Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Sayın Bekir Kalyoncu İbrahim Şahin'e 'Seni terörle mücadelede yeni yapılanmanın (Müsteşarlık) başına getireceğiz' diyor.

Terörle mücadeleyi daha etkin kılmak için devlet yeni bir yapılanma peşinde olabilir, bu normaldir ama bu müsteşarlığın kurulmasında ve başına kimin getirileceğinde bir Korgeneral nasıl söz sahibi olabilir, bunu demokratik bir hukuk devletinde anlamak gerçekten mümkün değildir.

Bir Korgeneral tüm sivil otoriteyi aşıp İbrahim Şahin gibi geçmişinde mahkumiyet kararı olan birini bu göreve nasıl önerebilmektedir?

Şayet Sayın Korgeneral bu tüyoyu sivillerden alıp İbrahim Şahin'e aktardı ise koskoca Türkiye'de hakkında mahkumiyet kararı olan biri dışında kimse yok mudur?

'Genelkurmay'dan Metin Paşa' diye adı geçen komutan gerçekten İbrahim Şahin'i Genelkurmay'a çağırıp kendisine bu görevle ilgili bir bilgi vermiş midir?

İbrahim Şahin'in mahkeme ifadelerindeki kepazelikler bunlarla sınırlı değil, hatta belki bunlar en masumu.

Şahin yine mahkeme ifadesinde 520 kadar DTP'linin ermeni kökenli olduğunu araştırdığını ve bu bilgiyi (???) de Kayseri'de Asena isimli bir kadından elde ettiğini söylüyor; CHP milletvekili Canan Arıtman vari bir ilgi ve bilgi söz konusu ve buradan da belki Baykal'ın neden Ergenekon'un avukatlığını üstlendiğini anlayabiliriz zira üslup doğrusu çok yakın.

Şayet İbrahim Şahin'in ifadeleri doğru ise yani Diyarbakır gibi çok önemli bir yerde kolordu komutanlığı yapan bir kişi güvenlik müsteşarlığı için Şahin'e aracılık yapıyorsa, ya da en azından aklından ve gönlünden bu görev için DTP'lilerin ve PKK'lıların ermeni kökenli olduğunu kanıtlamayı kendine görev addeden bir İbrahim Şahin geçiyorsa Genelkurmay'ın en üst düzey komutan kadrolarının zihni yapılarıyla ve yurttaşlık anlayışlarıyla ilgili bir özeleştiriye HEMEN başlamasında ulusal savunma hizmetimizin geleceği için büyük yarar vardır.

Bu arada bir kez daha Yasin'lerin, Ogün'lerin nasıl yetiş(tiril)diklerini de görüyoruz.

İbrahim Şahin'in Aktütün saldırısını bir korucudan öğrenip MİT'e bildirdiğini açıklaması da başlı başına bir skandal alanıdır; bu konuda ne yapılmış, ne gibi önlemler alınmış, MİT ve Genelkurmay istihbarat alışverişi ne alemde bu açıklama bunların tartışılması için yeter de artar bile zira bu açıklamayı yapan kişi, yani İbrahim Şahin, öyle sıradan biri değil, Diyarbakır kolordu komutanının güvenlik müsteşarlığı için aklından geçebilen bir kişi.

İbrahim Şahin ya zihni melekelerini yitirmiş ya da gerçekten çok zeki ve bir yerlere mesaj vermeyi çok iyi bilen bir kişi.

Bunu anlamak da çok zor değil zira ifadede adı geçen kişiler ortada.

İbrahim Şahin'in ifadeleri doğruysa Cumhurbaşkanlığı makamının Devlet Denetleme Kurulu mekanizmasını hemen harekete geçirmesi şarttır zira ortada bir devlet skandalı vardır.

Bu devletin bir yurttaşı olarak çaresiz temennim Şahin'in baştan aşağıya saçmalıyor olmasıdır.

Star Gazete