BM Genel Sekreteri'ne, Savaş Suçları Mahkemesinin Zamanının Gelip Gelmediğini Sordum.
Önümüze atılmış bir oyuncak bu. Barack Obama'nın, bütün dünyanın gözleri Gazze'nin enkazlarında değil, Washington sokaklarındayken tertemiz bir açılış yapabilmesi için tam zamanında gelen bir İsrail ateşkesi.
Condi ile Bayan Livni, tek bir Arap'ın bile işin içine katılmadığı yeni silahları izleme anlaşmasının işe yarayacağını düşünüyor olmalı. Ban Ki-moon tek taraflı ateşkesi memnuniyetle karşıladı. İyiler ve büyükler Şarm el-Şeyh'teki zirvede bir araya geldi. Bir tek Hamas'ın fikri alınmadı. Bu da tabii ki, planda bazı pürüzlere yol açtı. Öncelikle Hamas, kendi ateşkesini ilan etmeden evvel İsrail'e daha fazla füze attığından, İsrail'in savaştaki en önemli hedefi olan, füzelerin durdurulmasının başarısızlığa uğradığı ortaya çıkmış oldu. Daha sonra Kahire anlaşmaya omuz silkti, çünkü hiç kimse Mısır toprağına elektronik bir izleme cihazı yerleştiremezdi. Ve de bölgeye giden tek bir Avrupalı lider bile; İsrail'in, AB'nin ve ABD'nin Gazze üzerindeki gıda ve yakıt ablukasını kaldırması durumunda hayatta kalanlara destek olunabileceğini dile getirmedi.
Yüzlerce kadın ve çocuğu öldürdükten sonra, Hamas'ın mutlaka deleceği bir tek taraflı ateşkes ilan eden İsrail, yine iyi adam oluverdi. Ama Obama'nın yüzü Salı günü gülecek. İsrail'in aniden ateşkes istemesinin sebebi bu değil miydi, sonuçta?
Mısır'ın itirazları tiyatrodan ibaret olabilir. ABD geçtiğimiz yıl, Gazze'ye silah kaçakçılığını önlemeleri konusunda Mısır güvenlik kuvvetlerini eğitmek için 18 milyon pound harcadığına, Mısır ekonomisini kurtardığına ve ne derece çürümüş olduğuna aldırmaksızın Mübarek rejimini desteklediğine göre, pek yakında bir "uzlaşmaya" varılacaktır.
Hamas'ın ise tırnakları sökülmüştü. İsrail'in Gazze'deki bilgi kaynakları, evlerini ve gizlendikleri yerleri ele vermişti. Gazze hükümeti casusları susturmayı becerip beceremeyeceğini kara kara düşünüyor olmalı. Hamas, askeri kanadının Hizbullah olduğuna -önemli bir hata- ve dünyanın yardımına geleceğine inandı. Dünya (fiyakacı liderlerinin aksine) Filistinlilere müthiş merhamet duydu, ama 2007'de Gazze'de darbe tezgâhlayarak 151 Filistinlinin ölmesine sebep olan utanmaz Hamaslılara değil. Çoğunlukla olduğu gibi, Avrupalı devlet adamları, kendi seçmenlerinin düşüncelerinden bir hayli kopuktular.
Ve de tarih büsbütün unutulmuştu. Hamas'ın füzeleri gıda ve yakıt ablukasından kaynaklanıyordu; Hamas'ın ateşkesini 4 ve 17 Kasım tarihlerinde bozan da İsrail'di. Unutulan şey, İsrail'in, muzafferlerin bir kısmını öldürmesine rağmen, Hamas'ın 2006 seçimlerini kazanmış olmasıydı.
Şarm el-Şeyh'teki arabulucuların İsrail tarafından hedef alınan üç BM Okulu ve içlerinde ölen siviller üzerine düşünecek pek vakitleri olmayacak. Zavallı yaşlı Ban Ki-Moon. Ateşkesten hemen önce, İsrail birliklerinin "son derece saldırganca" davrandığını ve üçüncü okul saldırısı nedeniyle "cezalandırılmaları" gerektiğini söyleyerek sesini duyurmaya çalışıyordu.Beyrut'taki bir basın toplantısında, şikâyet etmek için İsrail Dışişleri Bakanı'na telefonla ulaşamadığını itiraf etti.
Çok hazindi. Ban'a, Gazze'yle ilgili bir BM savaş suçları mahkemesinin kurmayı düşünüp düşünmediğini sorduğumda, buna "karar verecek olanın" kendisi olmadığını söyledi. Ama sadece birkaç gazeteci onu dinleme zahmetine katlandı ve görevliler hızlıca masadaki BM bayraklarını topladı. Milletler Cemiyeti'ni geri getirin. Har şey affedildi.
Dün hiç kimsenin -Arapların da, İsraillilerin de, muhteşem Avrupalıların da- farkına varmadığı, dün geceki Şarm el-Şeyh zirvesinin, 1919 yılında modern Orta Doğu'yu yaratan Paris konferansının başlangıcının 90. Yıldönümü olduğuydu. Konferansın önemli konularından biri "Filistin'in sınırları"ydı. Konferans Versailles Anlaşması ile sonuçlandı. Arkasından neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Ondan sonrası tarih. Hayaletler geri getiriliyor.
The Independent, 19 Ocak 2009
Kaynak: Zaman