Şaron'un hayali gerçek oluyor

 
Gazze'den çekilen Şaron'un, Batı Şeria'yla Gazze arasında tampon bölge oluşturma niyetinde olduğundan korkanlar vardı. Gerçekten de, İsrail'in o günden beri yürüttüğü politika Filistin'i böldü. Fakat bu durum İsrail'in güvenliği için şart olan iki devletli çözümü imkânsızlaştırıyor

Ariel Şaron, Gazze ve Batı Şeria'da olanları duyabilseydi, sadık yardımcısı Dov Weissglas'ı çağırır ve kocaman bir kahkahayla şöyle derdi: "Başardık Dubi." Şaron şu anda komada. Ancak planı hayatta ve işliyor. Bugün herkes 'Hamastan' devletini konuşuyor. İsrail parlamentosundaysa bu bir tür 'bantustan' diye adlandırılıyor; ('bantustan', Güney Afrika'da ve Namibya'da bulunan siyah Afrikalıların yaşadığı toplam 20 kabile bölgesine verilen isim.
10 tanesi Güney Afrika'da, diğer 10 tanesi komşu Namibya'da bulunur, ırk ayrımı siyasetinden dolayı aynı etnik kimliğe mensup insanlardan oluşur.)
Filistin topraklarındaki gibi, Güney Afrika'daki siyahlara ve farklı renkli insanlara ülkelerinin en az verimli alanlarında sınırlı özerklik sağlandı. Bu tecrit edilmiş yerleşimlerde, dışarıda ve diğerlerinden kopuk yaşayanlara yurttaşlık hakları olmaksızın yabancı işçi statüsü verildi. Birkaç yıl önce, İtalyan Dışişleri Bakanı Massimo D'Alema İsrailli dostlarına, Şaron'un başbakan olmadan kısa bir süre önce kendisine bantustan planının İsrail-Filistin arasındaki çatışma için en uygun çözümü oluşturacağını söylediğini anlatmıştı.

Mısır 2005'te uyarmıştı

Sağ ve yerleşimciler, Gazze'nin bütününden kopmanın Batı Şeria'nın birçok bölgesinden çekilme için bir kaparodan daha fazlası olmamasından korkuyordu. Sol ve uluslararası toplumsa, İsrail askerlerinin ve sivillerin Gazze'den çıkarılması sorunsuz gerçekleşirse iki devletli çözümün yolunun açılacağına inandı.

Ancak Şaron'un sadece Gazze'yi İsrail'den ayırmayı amaçlamayıp, 1,4 milyon Arapı demografik dengeden silme, Gazze ve Batı Şeria arasında da bir tampon bölge oluşturma niyetinde olduğundan korkanlar da vardı.
Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebu Geyt tam olarak bundan iki yıl önce Haziran 2005'te İsrail'e yaptığı bir ziyaret sırasında Şimon Peres'i, Gazze'yle bağlantının koparılmasının Batı Şeria'da bir çözüme yönelik ilerlemeyle birlikte yürütülmemesi durumunda, Gazze'nin 'patlayacağı' uyarısında bulunmuştu. Başbakan yardımcısı Peres bunun ardından misafirine, söylediklerinin her kelimesine katıldığını ancak ifadelerinin kesinlikle Şaron'un fikirlerini yansıtmadığını sözlerine eklemeyi de ihmal etmemişti.

İsrail'in ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafından imzalanan 'Hareket ve Geçiş Anlaşması'nı ihlal etmesi, Şaron'un Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırma planları yaptığı yönündeki şüpheleri kuvvetlendirdi. Filistin Yönetimi'nin iki bölümü arasında geçişin yasaklanması kararı 2005'in sonunda sessizce yürürlüğe kondu.

Bu, Hamas'ın Gazze'nin 'kapanmasına' neden olacak biçimde Filistin Yönetimi parlamento seçimlerinde zafer kazanmasından birkaç ay önceydi. Filistin topraklarında gerçekleşen bu beklenmedik siyasi değişimi takiben bölme politikası resmiyet kazandı. İsrail, Batı Şeria'ya giren Gazzelilere yönelik geniş kapsamlı yasaklar koydu. Bu yasaklar hiçbir çatışmaya katılmamış öğrencileri bile kapsıyordu. Her ne kadar Hamas hükümetinin geçmiş anlaşmaları tanımayı reddetmesini protesto ediyor olsa da İsrail, Eylül 1995'te Washington'da Batı Şeria ve Gazze'nin 'tek bir bölgesel birlik' oluşturduğunu öngören anlaşmayı (Oslo II) tanımıyordu.

Şimdi 'tecrit' diye tanımlanan politikayla birlikte Şaron-Peres ve Olmert-Peretz hükümetleri Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırmak amacıyla Batı Şeria'da bantustan programını başarıyla sürdürdü. Ürdün Vadisi Batı Şeria'nın geri kalanından, güney kuzeyden ve bütün üç bölge Doğu Kudüs'ten ayrıldı. 'İki devlet iki halk' planı, bir 'beş devlet iki halk' planının yolunu açtı: Yahudi yerleşimleriyle çevrili İsrail için bir devlet ve Filistinliler için dört tecrid edilmiş yerleşim. Plan, ayırma duvarıyla, Batı Şeria'nın içlerine kadar uzanan yol engelleriyle, yerleşimlerin genişletilmesiyle ve askeri komutanların keyfi kararlarıyla zor uygulanarak yürürlüğe kondu. Bu bölünmüş harita, yol haritası için sola veya İsrail'in Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ve Amerikalılara söz verdiği 'jestlere' hiç şans tanımadı.

Apartheid'a doğru ilerliyoruz

Ancak Hamas'ın eşkıyalarının ve Fetih'in beceriksizlerinin Şaron'un ve onun hükümet ve ordudaki dalkavuklarının işini tamamlayacağı umudu sapkın bir yanılsamadan başka bir şey değil. Sekiz yıl süren ayaklanma ve terör, Güney Afrika'da bantustanların tasfiyesi ve siyah çoğunluğun yönettiği birleşik devlete katılmalarıyla sona erdi.

Gazze'de 'Hamastan' ve Batı Şeria'da 'Fetihistan' diye anılan bu Filistinli devletçiklere yönelik hayal de benzer bir biçimde, toprakları bölmeye dayalı herhangi bir çözümün sonu, yani sınırları Yeşil Hat'a dayanan bir İsrail devletiyle diğer tarafta bir Filistin devletinin kurulmasının imkânsızlığı anlamına geliyor. Derhal bu rüyadan uyanmazsak ve iki devletli çözümü kurtarmazsak, gerçekten veba, yani aparteid rejimiyle kolera arasında bir seçimle baş başa kalacağız: Yahudi devletinin, Ürdün vadisi ve deniz arasında Gazze Şeridi'ni de kapsayan iki uluslu bir devlet haline gelmesi.

Kaynak: Radikal