Tehran Times’daki bir makalede Sarkozy’yi ikinci turda ancak bir mucizenin kurtarabileceği ifade ediliyor (Sarkozy needs a miracle Morteza Makki On Line: 02 May 2012 15:52 In Print: Thursday 03 May 2012). Muhtemelen Sarkozy’nin kendisi de, şansının yaver gitmesi ve ikinci turu kazanması için bir mucizeye ihtiyacı olduğunun farkında olmalı! Peki, bu mucize ne ola? İslam düşmanlığı üzerinden prim yapmak. Ya da İslam düşmanlığını kullanmak, istismar etmek. Buradan şöyle bir soru akla gelebilir: Sarkozy'nin İslam düşmanlığı yapay mı? Samimi değil mi? Elbette samimi ama biz ötesini söylüyoruz. Kariyeri momentum anını yaşıyor ve ölüm kalım savaşı veriyor. İşte bu noktada İslam onun için düşmandan öte bir şey olmalı. Belki de bir kurtarıcı! Sarkozy’nin İslam düşmanı olduğu tartışma götürmeyecek kadar açık. Bunun için ilaveten bir delile veya belgeye ihtiyaç yok. Bununla birlikte işin bir de pragmatik yönü var. Düşmanlığında manipülatif boyutlar da var. Sarkozy İslam düşmanlığını sadece İslam düşmanı olduğu için gündeme getirmiyor. Aynı zamanda bu düşmanlık onun için bir seçim yatırımı ve kozu. Nitekim, Hollande ile birlikte seçimlere üç gün kala yaptığı televizyon karşılaşması veya müsabakasında aynı mesele etrafında dönüp durmuştur. Bu da İslam’ın Fransa’ya muhtemel tehditleri veya zararlarıdır. Demek ki Sarkozy’nin elindeki tılsım İslam düşmanlığıdır. Sarkozy Hollande ile atışmasında göçmenler üzerine yoğunlaştı ve tam da Hollande’ın ifade ettiği gibi bölücü bir üslup ve söylem kullandı. Avrupa’nın sair yerlerinden gelen göçmenlerin Fransa açısından kaygı verici bir mesele olmadığının altını çizdi. Aksine, Cezayir, Fas ve Tunus kökenli; Kuzey Afrika’dan gelen göçmenlerin diğer tabirle Müslümanların sorun ve baş ağrısı teşkil ettiğini dolaylı bir ifade ile dile getirdi. Beylik laflarını bu tartışmada da kullandı ve İslam’da Fransa’nın yerinin değil Fransa’da İslam’ın yerinin endişe kaynağı olduğunu vurguladı. İslam’ın Fransa’daki yerinin yüzleşilmesi gereken bir mesele olduğuna parmak bastı. Tabii ki kendince. Bütün seçim stratejisini İslam üzerine kurdu. Birinci döneminde İslam Dini Fransız Konseyi kurulmasına öncülük ettiğini hatırlattı ve estek mi köstek mi veya teşvik mi yoksa birilerine uyarı mı olduğu anlaşılmasa da İslam’ın Fransa’nın ikinci dini haline geldiğini ifade etti.
*
Laikliğin korunması için önlem ve tedbir olarak da peçeyi yasakladığını bir meziyeti olarak 17 milyonluk Fransız seçmenin huzurunda dile getirdi. Vuruşma veya mübareze İslam üzerine olunca Hollande da rakibinden geri ve aşağı kalmamak için gayret etti ve çırpındı. İslam karşıtı yarışmanın galibi olmak için okul kantinlerinde helal et satışına yasak getireceğini duyurdu. Haram eti muhtemel siyasi zaferine basamak yaptı. Yüzme havuzlarında da haremlik ve selamlık uygulamasını tamamen kaldıracağını vadetti. Sarkozy kazansa da kaybetse de seçim malzemesini ve kriterlerini belirlemiş oldu. Fransa sadece sağa kaymıyor aynı zamanda ortak kaygısı İslam haline gelmiş bulunuyor. Seçimlerde bu daha belirgin hale geldi. Bununla birlikte, belki de Sarkozy farkında olmadan açtığı İslam aleyhtarı kampanyanın kurbanı olacak. Lakin geride kampanyanın tortusu kalacak. Bu tortuyu silmek epey vakit ve çaba alacak. Tabii ki silinebilirse. Charles Pasqua’dan beri özellikle de Sarkozy’nin içişleri bakanlığı döneminde sadece Müslümanlara yönelik olarak değil bizzat İslam’a karşı da kısıtlayıcı kararlar alınmıştır. Sarkozy sayesinde ayrıca bölücülük Fransa’nın ortak paydası haline gelmiştir. Ulusal Cephenin savunduğu fikirlerin bütün partilerin ortak paydası ve referans haline gelmesi bunu göstermektedir. İslam karşıtlığı ortak bir zemin ve politika haline gelmiştir.
*
Lakin Sarkozy kibrinin ve hırçınlığının kurbanı olmuştur. Kendi kazdığı kuyuya düşmüştür. Marine Le Pen’ün ikinci turda en uzak durduğu aday Sarkozy’dir. Marine Le Pen’den hemen sonra merkez sağın adaylarından Francois Bayrou da Sosyalist Aday Hollande’ı destekleyeceğini ilan etmiştir. Sarkozy böylece art arda darbeler yemiştir. Ulusal Cephe’nin desteğini elde edememiştir. Bayrou bayrak çekmiştir. En son olarak da televizyon tartışmasında beklediği sonucu elde edememiş ve tartışma kendisi açısından sönük geçmiş veya aleyhine tecelli etmiştir. Hollande Fransız seçmenlerine reform adalet ve birlik vadetmektedir. Ayrıca elinde Sarkozy yönetiminin beş yıllık enkaz dökümleri bulunmaktadır. Sarkozy giderken geride kalacak seçim hatıralarından birisi Nazi işbirlikçisi Mareşal Philippe Pétain’a benzetilmesi olacaktır. Ama bu yine de zaman farkıyla, karakter farkıyla bir benzetmedir.