Modern İsrail tarihinde Fas’ın çok önemli yeri vardır. Sözgelimi bizde bazı diplomatlar İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’in elinden bazı Yahudileri kurtarmışlardır. Bunlara minnet duyulur ve bu şahsiyetler İsrail ile Türkiye arasında köprü başı tutarlar ve köprü vazifesi görürler. Selahattin Ülkümen, Behiç Erkin, Necdet Kent bu 'kahraman Türk evlatlarından' sadece bazıları. Yahudiler bunlara medyunu şükran! Fas’a gelecek olursak; Yahudilerle ilişkiler bağlamında Türkiye’ye benzerlik arz ediyor. V. Muhammed de Yahudileri Nazilerin ellerinden kurtarmış ve Fas Yahudileri bunu her yıl çeşitli etkinliklerle anarlar. Fas devletinin İsrail’e gösterdiği ikinci önemli yararlılığı, Camp David antlaşmasının kotarılmasındaki rolüyledir. Fas Kralı II. Hasan, Sedat ile Begin arasında varılan Camp David anlaşmasının görülmeyen mimarlarından birisidir. Kral Hasan II ve oğlu VI. Muhammed’in danışmanlarından olan Yahudi asıllı André Azoulay bu gerçeği belgesel bir tarihi film olan Back Door Channels: The Price of Peace’de dile getirmiştir. Peki! Bu marifetli Yahudi asıllı Danışman André Azoulay kimdir? Birçok şapkası olan ve Arap dünyası ile AB ilişkilerinde kilit bir rol oynayan André Azoulay geçtiğimiz günlerde yeniden gündeme geldi. Bir Fransız Yahudisi kendisinin İsrail’in gizli muhbirler ordusundan olduğunu faş etti. Böylece malumu ilam mı etti yoksa Arapların deyimiyle ‘küşefe’l mestur ve vakaa’l mahzur’ keyfiyeti mi hasıl oldu? Yani gizliyi açık ederek ortalığı toza dumana mı kattı? Jacob Cohen (Kahn) adlı Meknes doğumlu Fransız Yahudisi Azoulay’ın sırrını aljazeera.net okurlarıyla paylaştı. Onun sayanimlerden yani İsrail’in diasporadaki gizli muhbirler ordusundan olduğunu açığa vurdu.
*
Sayanim sayan’ın çoğulu ve yardımcılar anlamına gelmektedir. İsrail’I Yahudi göçmen veya muhacır devleti sayarsak bir de ona arkasından destek verenler olmalı. Veya başka bir ifade ile gizli eller. Bunlar da yardımcılar veya sayanim oluyor. Veya bunları İslami literatürde Muhacirlere karşılık Ensar tabiriyle ifade etmek de mümkündür. Sayanimler gönüllü işbirlikçilerdir. Ve gönüllü iqşbirlikçilik veya muhbirlik bir şekilde Batı’da zamanla meşrulaştırıldı. 1959 yılından itibaren ABD’de çifte sadakat (dual loyalty) meselesi gündemdedir. Fiili veya de facto bir biçimde Yahudilerin çifte sadakatleri sineye çekilmiştir. Halbuki Avrupa’da geçtiğimiz yıllarda Müslümanlardan sadakat yemini isteyen bir kara kampanya ile karşılaşmıştık. ABD ve İsrail sadakatini kendinde cemedenlere de bir nevi sayanim denebilir. Jacob Cohen, Azoulay’ın Modssad’ın gizli muhbirler ordusundan olduğunu ifade ediyor. Bu muhbirler ordusu başta Fransa olmak üzere Batılı ülkeleri ahtapot gibi sarmış. Sözgelimi, bu sayanlar sayesinde Mossad Iraklı nükleer fizikçi Prof. Mısrı Yahya Maşad’I ortadan kaldırmıştır. Kimbilir yine Mossad, köstebek ordusu veya sayanimler sayesinde İranlı nükleer fizikçilere de ulaşmakta ve onları da tasfiye etmektedir. Bu sayanların bir çoğu basın ile sinema sektöründe kümelenmekte ve faaliyet yürütmektedir. Bu sayede daima İsrail’in imajı parlatılmakta ve kusurları örtülmektedir.
*
Sayanlarda anavatanlara sadakat aramak beyhude. Yine Azoulay üzerinden bir sağlama işlemi yürütecek olursak karşımıza sadakatini değiştirenler ordusu çıkmaktadır. 1976 ve sonrasında Azoulay ve arkadaşları bizde kurulan 500’üncü yıl vakfı gibi Kimlik ve Diyalog derneği kurmuştur. Lakin burada kimliğe bir ihanet söz konusudur. Sefarat Yahudilerinden ve Faslı olan Azoulay, Fas Yahudilerinin Fransa üzerinden İsrail’e göçmelerini temin ve organize eder. Ve Fas ile İsrail arasında diyalog köprüleri kurar. Buraya kadarı malumu ilamdan ibarettir. Lakin İsrail’e göç eden Fas Yahudilerinden Faslı olduklarını gizlemelerini ve kendilerini Fransız olarak tanıtmalarını ister. Yani adamın hem Fransa hem de İsrail’e sadakati var ama kralına danışmanlık yaptığı Fas’a sadakati hiç yok. Pes doğrusu! Bir de Kral V. Muhammed Yahudileri kurtarmış ve onu şükranla anıyorlarmış! Breh breh breh! Onun ötesinde son sıralarda ‘Kürt yahudisiyim’ diyenlere uygun kıratta Azoulay da kendisini Berberi Yahudisi olarak tanımlamaktadır! Böylece kimlik ve diyalogdan bahsederken kaç kimliğe bölündüğünü ve büründüğünü galiba kendisi de bilmiyor. Cezayir Cemiyetü Ulema’il Müslimin Başkanı Abdulhamid Badis de Berberi asıllı olduğunu söyler ama Arapçaya olan hizmetleriyle de iftihar ederdi. İsrail siyasi olarak bölerken sayanları da toplumları içtimai olarak bölüyorlar. Nazik meseleleri kaşımakta üzerlerine yok.
*
Asıl bomba André Azoulay gibi Sarkozy’nin de İsrail’in veya Mossad’ın sayanlarından birisi olduğunun ortaya çıkmasıdır. İngilizce Al Ahram Weekly’de yazan Gamel Nkrumah 3 Kasım 2007 tarihli gazetede yer alan ‘Sarkozy accused of working for Israeli intelligence’ başlıklı yazısında Sarkozy’nin Mossad bağlantısına temas ediyor. Elbette bu yazısında Le Figaro gazetesinin haberi üzerinden yola çıkıyor. ‘Sarco the Sayan’ olarak anılan Sarkozy de André Azoulay gibi Mossad’ın gizli muhbirler ordusuna mensup bulunuyor. Acaba Ermeni aşkı nereden geliyor? Selanikli dedesi Aron Mallah’ın Sarkozy’nin üzerinde epey emeği geçmiş. Bitirmeden merakımı celbeden bir hususu paylaşmak istiyorum. Acaba Türkiye’deki sayanimler kimlerden oluşuyor? Fransa genelinde 3 bin sayanimden bahsedilidğine göre Türkiye’de de hatırı sayılır miktarda olmalılar. .