DTP'nin kapatılması üzerine söylenebilecek tek anlamlı söz şu olabilir; maksat hasıl oldu!
Başta DTP kendini kapattırmak için elinden geleni yaptı.
PKK böyle bir kararın çıkması için kan dökmekten kaçınmayarak istediği sonucu elde etti... Türkiye'de cuntacılıktan beslenen, gücünü çatışma ve olağanüstü durumaların devamlılığında görenler amaçlarına ulaştı.
Sokakları gererek çocuklara taş attıranlar; şovenist milliyetçilikle İzmir'de parti taşlayanlar, akıl ve idrak yoksunları amaçlarına ulaştılar.
AKP, açılım siyasetini iyi yönetemeyerek, 'Türkiye'nin kapanması'na dönüşecek tutumla adeta davetiye çıkardı.
Muhalefet " hala iç savaş çıkmıyor" dercesine sürecin üzerine benzinle gitti..
Aklın ve idrakin yerini, ihtiras ve kör çıkar mücadelesi aldığında, eşkıya zihniyeti kazanan taraf olacaktır.
Eşkiyalık bir zihniyet meselesidir sadece dağda elinde silahla geziyor olması gerekmez.
Bundan sonra Türkiye'nin siyasal ve toplumsal manzarasının çok daha farklı olacağında kuşku yok.
Bu süreçten herkesin zarar göreceği kesin.
İktidar uluslararası konjönktürün elverişliliğine, toplumsal desteğine rağmen açılım sürecini hiç de iyi yönetemedi. "Kervan yolda düzelir" mantığıyla açılım politikalarını uygulamaya koymasına karşılık, şiddetten beslenenler, "zor oyunu bozar" mantığıyla hareket etti.
Ve kısa sürede sonuç almış görünüyor.
Her şeye rağmen hala alternatifi olmayan; iç ve dış desteğe sahip bir iktidar iş başında.
Olup bitenden ders alıp, en az zararla sürece hakim olacağını beklemek bu ülkede yaşayan ister oy versin ister muhalif olsun herkesin hakkı.
Şiddet sarmalının bir kez daha memleketi teslim almaması için her kesime sorumluluk düşüyor.
Açılımın en azından şimdilik kapanmış, DTP ile birlikte kapatılmış olduğunu söylemeye gerek yok.
Tekrar, memleketi içine kapatmadan, yarı askeri üçüncü dünya rejimi görüntüsüne düşürmeden, aklı selimle sisli ortamdan çıkarmak önce hükümetin sorumluluğunda.
Hükümet elindeki imkanların farkında olduğu an, bu süreç daha az zararla atlatılabilir.