Rusya'nın kabul etmeyecekleri


 
Rusya, her zaman silahsızlanmayı ve silahların en iyi şekilde denetiminin sağlanmasını savundu. Her zaman bölgesel istikrarın güçlendirilmesine geniş ölçüde katkı sağladık ve bunu, Rusya'nın 1990'lı yıllarda yaşadığı güçlüklere rağmen yaptık.  
  
1990'da imzalanan Avrupa'da konvansiyonel silahlar hakkındaki antlaşma uzun süre bunun temeli oldu. Bugün ise söz konusu antlaşma önemli ölçüde aşılmış durumdadır.

Avrupa'nın askerî ve siyasî durumu, iki blok arasındaki dengeyi radikal bir biçimde değiştirdi. Varşova Paktı varlığını yitirirken NATO iki kez genişledi. Diğer yandan, yeni NATO üyesi ülkelerin topraklarında Amerikan askerî üsleri kurma projeleri ortaya çıktı.

Rusya, şu anda, Soğuk Savaş döneminden kalma absürt kısıtlamalara bağlı olan tek ülkedir. FCE, (Avrupa'da Konvansiyonel Güçler Antlaşması-NATO ve Varşova Paktı üyesi ülkeler arasında 19 Kasım 1990'da Paris'te imzalanan Varşova Paktı üyesi ülkelerin sayısal avantajını silmeyi amaçlayan antlaşma. Rusya, Varşova Paktı'nın dağılmış olması nedeniyle Avrupa'daki silahlanmayı sınırlandıracak yeni duruma uygun bir versiyonun NATO üyesi ülkeler tarafından kabul edilmesini talep etmektedir.) antlaşması nedeniyle kendi sınırlarımız içinde birliklerimizi özgürce hareket ettiremiyoruz. Zaten bu antlaşma, başlangıçta, Doğu Avrupa'dan çekilmiş güçleri Varşova Paktı ile NATO arasındaki sınır boyunca yerleştirmemizi engellemek için kaleme alınmıştı. Bugün, NATO ülkeleri Avrupa'nın kuzeyinden güneyine antlaşmayla dayatılan sınırı 50.500 silah birimi kadar aşmışken, artık Rusya'nın kurbanı olduğu ayrımcılığı meşrulaştırmak güçtür. Güney kanatta tek bir Rus birliğine karşı NATO'nun 11,6 tank 8,3 topçu birliği bulunmaktadır.

FCE üyesi devletler, daha 1999'da antlaşmanın uyumu hakkında bir sözleşme oluşturdu. Rusya, Beyaz Rusya, Kazakistan ve Ukrayna bunu tasdik etti. Ancak, başta NATO üyeleri olmak üzere diğer imzacılar keyfî gerekçeler ortaya koyarak bunu yapmadı. Şu anda içinde olduğumuz durumda FCE antlaşması bizim için kabul edilemez.

Bazı NATO üyeleri için bu durum tatmin edici bir durumdadır; çünkü bu durum onlara Rusya dahil NATO üyesi olmayan tüm Avrupa ülkeleri üzerinde konvansiyonel silah alanında üstünlüklerini korumalarına olanak vermektedir.

NATO'nun bir kez daha genişlemesi bu üstünlüğü güçlendirmektedir ve NATO hırsını da gizlememektedir. NATO üyesi ülkelerin eylemleri stratejilerini açıkça ortaya koyuyor: Tek taraflı olarak kendilerine uygun askerî koşullar altında yaşamaya devam etmek. Dolayısıyla NATO üyesi ülkeler FCE antlaşmasının yeniden yürürlüğe konulmasında hiçbir yarar görmemektedir. Birçok kez kaygılarımızı ve yaşayabilir bir FCE rejimine yeniden işlerlik kazandırma gerekliliğini dile getirdik; ama bu konuda hiçbir ciddi tartışma olmadı.

Son aylarda çok taraflı toplantılar ve Rus-Amerikan görüşmeleri çoğaldı. Ancak bazıları, özellikle Gürcistan ve Moldova'da, eski Sovyetler Birliği topraklarında "dondurulmuş" çatışmaların karmaşık ve ezici sorunlarına önceden düşünülüp hazırlanmış çözümler sunmak için durumu kullanmaya çalışıyorlar. Tüm bunlar, neden, diğer tüm verimsiz olduğu halde kendini ciddi göstermek isteyen girişimler ortaklarımızı ikna etmek isterken, FCE antlaşmasını askıya almak (antlaşmadan çekilmek değil) kararımızın kaçınılmaz olduğunu açıklıyor.

Moratoryumumuz Avrupa devletlerinin güvenliği için hiçbir tehdit oluşturmamaktadır.

Moratoryum bugünkü duruma nesnel olarak bakmak, durumu düzeltmek, somut safhaları kolektif olarak aşmak için yeni bir çağrıdır. Bu, bir FCE rejiminin adaptasyonu girişimidir. Biz, eski FCE antlaşması temelinde bir moratoryum ilan ettik ve hâlâ ortaklarımızın, artık kendisi olmaktan çıkmış antlaşmayı bırakıp, duruma uyarlanmış bir antlaşmayı kabul etmeleri için bekliyoruz.

Moratoryum, diyalog kapısını kapatmıyor. Biz bunu sona erdirmedik. Çerçevesi ve takvimi ne olursa olsun devam etmeyi umuyoruz. Asıl hedefimiz, Avrupa'nın ve her devletin güvenliğini güçlendirecek kaliteli anlaşmalara ulaşmaktır.
 
Kaynak: Zaman