Kıbrıs Rum Kesimi'nin en yakın, en sıcak, en güçlü ilişkilere sahip olduğu ülkelerin başında şüphesiz Rusya Federasyonu geliyor.
Bu ilişkiler Soğuk Savaş döneminde Akdeniz'de Batı nüfuzuna karşı olan ve bağımsız-bağlantısız Kıbrıs'ı destekleyen Sovyetler Birliği döneminde de güçlü ve yakındı. Özellikle Komünist Akel Partisi ile Sovyetler Birliği arasında yıllardır yoldaşlık ilişkisi söz konusuydu. Bu yüzden binlerce Rum Sovyetler'de eğitim görmüştü.Rum lider Hristofyas Rusya'da eğitim gören binlerce Rum'dan birisi. Yüksek tahsilini Moskova'da yapan Hristofyas iyi Rusça biliyor, konuşuyor. Kendisi aynı zamanda Avrupa Birliği'ndeki tek komünist lider.Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılması ve Rusya Federasyonu'nun kurulmasıyla Rus-Rum ilişkileri yeni döneme uygun özellikler de kazanarak yine güçlü, sıcak ve yakın bir tarzda bugün de devam ediyor. Bunun böyle olduğunun son işareti Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev'in bu hafta içinde Rum Kesimi'ne yaptığı son ziyaret elbette. Bu ziyaret hem bir Rus devlet başkanının Kesim'e yaptığı ilk resmî ziyaret olması ve hem de bu ziyaret sırasında imzalanan anlaşmalar, mutabakatlar ve destek mesajları dolayısıyla son derece önem taşıyor. Medvedev ziyaretinde Rum tarafıyla 15 civarında çeşitli anlaşma ve mutabakat deklarasyonuna imza atmış bulunuyor. Bunlar da vergilendirmeden turizme, sağlıktan teknolojik işbirliğine kadar pek çok alanı kapsıyor.
Bunlardan vergilendirmeyle ilgili olanı, yapılan anlaşmaların en önemlisi olarak görünüyor; zira bu konu taraflar arasında çok güçlü olan ekonomik-mali ilişkilerle doğrudan ilgili olanı sayılır. Bu çerçevede, yeri gelmişken Rum Kesimi'nin Avrupa Birliği'nde geçerli en düşük kurumlar-şirketler vergi oranına sahip olduğunu, bu yüzden önemli miktarda Rus dış sermayesinin ve yatırımlarının buraya gelip daha sonra özellikle Rusya'ya geri dönüş yaptığını belirtelim. Nitekim, bu doğrultuda bazı kaynaklar, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından kurulan Rusya Federasyonu'na gelen 262 milyar dolar civarındaki dış yatırımın en az yüzde 20'sinin Rum Kesimi kaynaklı Rus sermayesi olduğunu ifade ediyorlar. Başkaları da sadece 2008 yılındaki sermaye akışının 55 milyar dolar civarında olduğuna işaret ediyorlar.Hangi rakam doğru, söylemesi zor; ancak her halükârda Rum Kesimi'nden Rusya'ya geri dönüş yapan Rus sermayesinin muazzam miktarlarda olduğu kolaylıkla söylenebilir. Bu da şüphesiz taraflar arasındaki ilişkilerin çok önemli bir unsuru olarak değerlendiriliyor ve yeni vergilendirme anlaşmasıyla karşılıklı vergilendirmenin eskiye göre daha şeffaf, daha açık ve net olarak yapılmasıyla vergi kaçaklarının önleneceği, ekonomik-malî ilişkilerin daha çok güçleneceği tahmin ediliyor. Nitekim, bu hususu yetkililer de ifade ediyorlar.
İmzalanan ekonomik-malî anlaşmaların yanı sıra Rusya-Kıbrıs İş Forumu da ikili ilişkilerin gelişmesindeki rolünü güçlendiriyor. Nitekim, Medvedev'in ziyareti sırasında Lefkoşa'da toplanan Forum finans, yatırımlar, risk sermayesi, emlak, gemicilik, ulaştırma gibi konularda yeni işbirliği imkânlarını karşılıklı olarak ele almış bulunuyor.Diğer yandan, taraflar siyasi alanda da, mesela, Rusya'nın girişimiyle başlatılan Avrupa Güvenliği ile ilgili anlaşma konusunda mutabık kalırlarken Rum Kesimi bu anlaşmayı destekleme sözü de vermiş bulunuyor. Taraflar, işte bu ve diğer anlaşmalarla birbirlerine giderek daha sıkı, daha yakın bir şekilde bağlanıyorlar ve ilişkiler de giderek güçleniyor, çeşitleniyor. Bu Rum Kesimi'nde yaşayan Rus nüfusunun sayısından da zaten belli sayılır. Bugün Kesim'de en az 60 bin civarında Rus yaşıyor, iş çeviriyor.
Çok sayıda Rus bankası faaliyette bulunuyor. Bunlara yenileri de ekleniyor. Nitekim, Medvedev bunlardan sonuncusu olan Rusya Ticaret Bankası'nın Lefkoşe şubesini son ziyaretinde açmış bulunuyor.Bizi her bakımdan ilgilendiren Rusya-Kıbrıs Rum Kesimi ilişkileri anlattığım şekilde giderek çeşitlenip güçlenirken Rusya geçmişte olduğu gibi bugün de Rumların en büyük, en güçlü siyasi ve diplomatik destekçisi (BM Güvenlik Konseyi mesela) olarak temayüz ediyor. Bu yüzden Kıbrıs konuşurken Rusya faktörünü muhakkak hesaba katmak gerekiyor...
Kaynak: Zaman