Rusya Suriye'yi kurtaramaz

Batılılara göre Esad muhalifleri yok etmeğe devam ediyor. Birkaç gün önce açıklama yapan Suriye dışişleri bakanı Valid Muallim AB’nin Şam yönetimi aleyhinde aldığı yaptırım kararını savaş ilanı olarak değerlendirdiklerini beyan etti.

Batı ülkeleri Suriye devlet başkanı Beşşar Esad’ın açıklamalarına yaptırım kararı ile cevap vermişti. Esad geçen hafta ulusa sesleniş konuşması yapmış ve durum değerlendirmesinde bulunmuştu. Onun sözlerine göre ülkesi bağımsızlığını ilan ettikten sonra en önemli krizle karşı karşıya kalmış durumda.

Suriye’de hükümet aleyhinde halk ayaklanması Mart ayında başladı. O günden sonra Esad sayca üçüncü ulusa sesleniş konuşmasını yaptı. İlk iki açıklama ülkenin demokratikleşeceği ve geniş reformların yapılacağına dair vaatler içermekteydi. Ancak vaatler yerine getirilmedi.Onun yaptığı siyasi hamleler muhalifler tarafından zayıflık göstergesi olarak kabul edildi.

Esad 1963 yılından başlayarak uygulanan olağanüstü hal durumunu kaldırdı, Mayıs ayı içerisinde genel imzaladı. Esad karşıtları onun olağanüstü hali kaldırmakla iki yüzlülük yaptığını iddia etti ve muhaliflerin devlet başkanının emriyle yok edilmeğe devam ettiğini belirtti. Ancak tüm bunların yanı sıra Esad düşmanları ile diyalog başlatma girişiminde de bulunmuş oldu. Son üç hafta içerisinde ikinci defa ülke genelinde genel af ilan edildiğini tekrarladı. Ancak batı ülkeleri ve muhaliflerin önemli bir kısmı onunla anlaşmağa yanaşmamakta. Mevcut iktidar karşıtı Esad üzerindeki baskıların daha da artırılacağına dair vattlerde bulundu. Resmi olmayan haberlere göre son olaylarda en az altı ülke vatandaşı daha hayatını kaybetti.

Esad karşıtlarının temel iddiasına göre devlet başkanı ulusa sesleniş konuşmasında yeni hiçbir şey söylemedi. Onu düşmanları ne istemekte? Hemen demokrasi sürecinin başlatılmasını talep etmekte. Yani Şam yönetimi muhaliflere karşı uyguladığı baskıyı durdurmalı. Silahlı muhaliflere karşı da güç kullanılmaması istenmekte.

Suriye devlet başkanı kendisi ise açıklamasında silahlı muhaliflerle siyasi muhalif ayrımının yapıldığını ve genel affın bu maksatla çıkartıldığını beyan etti.

Onun konuşmasının analiz edilmesi sonucunda halkının sosyal durumu konusunda yeterince bilgiye sahip olduğu gözlemlenmekte. Esad isyana katılan halkın önemli bir kısmının haklı talepler öne sürdüğünü itiraf etti. Bu gibi sosyal taleplerin yerine getirileceğine dair söz verdi. Onun bu vaadinin tamamen hayal ürünü olduğunu iddia etmek yalnış olurdu. Çünkü Esad yönetimi sosyal sorunların çözümü için yeterli kaynağa sahip durumda. Durum Tahran’dan zaman zaman yapılan mali kaynak desteği ile de kurtarılabilir.

Başka bir sorun daha ortaya çıkmakta ve bu sorun diğerinden çok daha önemli. Reform çalışmalarının yapılabilmesi için ülkenin önce huzura kavuşması gerekmekte. Batı ülkelerinin isteği ile sert beyanlarda bulunan Türkiye ve bazı Körfez ülkelerinin açıklamalarının yapıldığı sırada ise iç savaşın durdurulması imkansız gözükmekte. Anlaşılan ülkede huzurun oluşmasını istemeyen güçler bulunmakta.

Yurt dışından bir grup ülkeye geldi ve sivil eylemcilerin içerisine katıldı. Esad onları “zararlı unsurlar” olarak tanımladı. Bu şahıslar sivili insanları provoke ederek onların silaha sarılmalarını temin etmeğe çalıştı. Bu durum yalnız üçüncü bir gücün müdahalesi ile anlatılabilir. Suriye devlet başkanının sözlerine göre zaman zaman sivil eylemler silahlılar tarafından komüfle aracı olarak kullanıldı. Esad bu insanların temel hedefinin kendi hükümetini karalama ve ülkenin yabancı işgale yolunu açma olduğunun altını çizdi.

Mevzu bais olan konu yabancı istihbarat gruplarının desteğini alarak hareket eden aşırı dini gruplar. Esad bu duruma örnek olarak kısa bir süre önce Cist eş-Şurur’da yaşananları gösterdi. Birkaç hafta önce silahlılar 120 asker ve polisi öldürmüştü.

Bununla beraber ABD devlet yetkilileri Suriye başkanının açıklamalarını gerçekçi bulmamakta. Onların ülke içerisinde yaşanan çatışmaların yurt dışı destekli güçlerin katkısı ile yapıldığına dair iddiaların doğru olmadığını öne sürmekte. Suriye medyasının ABD vatandaşlarının ülkede çatışma çıkarmak için aktif bir şekilde faaliyet göstermesini kanıtları ile beraber yayımladıktan sonra Amerikalı diplomatların sükuneti hayretle karşılanmakta. Örneğin Suriye istihbarat birimlerinin Ürdün, Irak ve Türkiye gibi ülkelerden bölgeye getirilen en modern ABD silahlarını ele geçirmesi nasıl izah edilebilir?

Suriye devlet başkanı mevcut durum içerisinde silah kullanmak zorunda kaldıklarını itiraf etti ve bunu saklamanın doğru olmayacağını beyan etti. Batı ülkeleri açıklamanın bu kısmına özellikle vurgu yapmakta. Burada Libya doğalgaz ve petrol kaynaklarından daha az enerji kaynağının bulunduğuna dair konu öncelikle içerisind yer almamakta. Batı açısından en önemli konu Suriye’nin İran ve Rusya gibi ülkelerle ittifak halinde olması.

Suriye devlet başkanının batının taleplerini yerine getirmesi de anlamının kaybetmiş durumda. Çünki Fransa dış işleri bakanı Esad rejiminin uyguladığı soykırım sonucunda yasal dayanığını kaybettiğini açıklamıştı. Bu açıklama sonrasında taleplerin yerine getirileceğine dair iddialar da tam olarak gerçeği yansıtmamakta.

Başka bir ifadeyle Suriye başkanının çabaları önceden değerlendirilmiş durumda. O dünyada kendisine yer verilmeyen diktarörler içerisinde yerini almış. Şöyle ki ünlü el-Arabiye -BAE (Birleşik Arap Emirlikleri)- televizyon kanalının internet sitesinde açıklama sonrasında analiz yazısı yayımlandı. Yazar Suriye devlet başkanının aklını kaybettiğini öne sürdü.

Yukarıda ifade edilenlerden şöyle bir sonuç ortaya çıkmakta. Batı medyası Libya senaryosunda olduğu gibi Suriye silahlılarını isyancılar olarak tanımlamakta. Onların hedefleri Esad ve Baas partisinin hükümetten uzaklaştırmak.

Bu konunun anlaşılabilmesi için ABD devlet yetkilisi Viktoria Newland’in açıklamalarını analiz etmek yeterli. Onun sözlerine göre Suriye vatandaşları devlet başkanının vaatlerini gerçekçi bulmadığı için eylemlere devam etmekte. Bu durumda ise Esad karşıtlarına her türlü desteğin sağlanması gerekmekte. Esad’ın açıklamasından sonra AB Suriye aleyhinde yaptırım kararlarını kuvvetlenmedireceğini beyan etti.

ABD kendi ifadesiyle Esad’ın vaatlerininin icraatlara dönüşmesini beklemekte. Bunun yapılmaması durumunda ise İngiltere dış işleri bakanının da ifade ettiği gibi onun görevi bırakması gerekecek. Şu ana kadar Suriye aleyhinde savaş kararının çıkmasının BM Güvenlik Kurulu üyeleri Rusya ve Çin engelledi.

Ancak Yugoslavya örneğinde de bilindiği gibi bu konuda muhalefet işe yaramayabilir. CNN kanalının iddiasına göre ABD Esad konusunun Haaga mahkemesine verilmesi üzerinde çalışmakta. Batı ülkeleri bu taktiği Rusya ve Çin’in muhalefetini ortadan kaldırmak için kullandığı aşikar.

Kaynak: Pravda

Dünya Bülteni için çeviren: İbrahim Ali