Rusya-Kazakistan-Çin

Vladimir Putin 2000 yılında devlet başkanı olduktan sonra ilk yurtdışı ziyaretini Belarus üzerinden Londra'ya yapmış ve bu o zaman Rusya'nın dış politikada önceliği Batı'ya vereceği şeklinde algılanmıştı.

Öyle de oldu. Putin ilk döneminde Batı ile ilişkileri düzeltmeye, geliştirmeye çalıştı. Putin'in halefi Rusya'nın çiçeği burnunda Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in ilk resmî dış ziyareti ise Doğu'ya doğru oldu. 7 Mayıs'ta koltuğuna oturan Medvedev bu hafta önce Kazakistan'a, sonra da Çin'e önemli ziyaretler yaptı.

Bu ziyaretler şüphesiz bugün Batı dünyası ile Kosova, Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA), NATO'nun genişlemesi, Gürcistan, enerji güvenliği ve Amerikan füzesavar sistemi (ABMS) konularında ciddi ihtilaf ve sıkıntılar yaşayan Rusya'dan Batı'ya verilen önemli mesajlar ve bu konularda Çin'in desteğini kazanmaya dönük hamlelerdi. Nitekim, mesela yayınlanan ortak bildiride ABMS 'Dünyanın farklı bölgelerinde kurulması planlanan füze savunma sistemleri stratejik denge ve istikrara yardımcı olmuyor, kitle imha silahlarının kontrolü ve yayılmasının önlenmesi çalışmalarını da baltalıyor şeklinde eleştirilerek Batı'ya ortak bir ikaz mesajı da gönderilmiş bulunuluyor. Mesajların ötesinde elbette bu ziyaretler başka konuları da ön plana çıkarmış oluyor. Bunlardan en önemlisi de Rusya ve Çin'in son dönemde birbirlerine duydukları ihtiyacın artmış olması gerçeği. Bunda da enerji politiğinde ortaya çıkan önemli gelişmeler rol oynuyor. Şöyle ki artan enerji ihtiyacı, yükselen enerji fiyatları ve bu çerçevede ortaya çıkan rekabet Rusya ve Çin'in birbirlerine yaklaşmalarına yol açmış bulunuyor.

Bu konuda büyük bir enerji devi olan Rusya'nın eli Çin'e göre şüphesiz çok güçlü; ancak Orta Asya enerji kaynakları konusunda Çin'in yaptığı hamleler sonucu ortaya çıkmakta olan rekabet sebebiyle Rusya oldukça tedirgin; zira Çin başta Kazakistan olmak üzere diğer Orta Asya ülkeleri ile önemli enerji anlaşmaları için adımlar atıyor. Esasen Kazakistan ile Çin yaklaşık 10 yıldır Batı Kazakistan'daki dev petrol sahalarını Çin'in batısına bağlayacak dev bir petrol boru hattı üzerinde çalışıyorlar. Haberlere göre bu hattın tamamlanmasında son safhaya girilmiş bulunuluyor.

Diğer yandan Rusya kendi petrolünü de Çin'e ihraç etmek istiyor; ancak Rusya ile Çin arasındaki mesafenin çok uzun ve yüksek maliyetli olması bunu yıllardır önlüyor, bu çerçevede düşünülen Rusya'ya ait Sibirya-Pasifik hattının uzatılması da bir türlü gerçekleşemiyor. Ancak bu konuda birtakım yeni çalışmalar da var. Medvedev, 20 Mayıs'ta Rus Rosneft şirketi ile Çin'in milli petrol şirketi arasında anlaşmanın eli kulağında olduğunu ima etmişti. Bu ne zaman gerçekleşir bilinmiyor; ancak Rus petrolünün Kazakistan üzerinden Çin'e sevki şansının daha yüksek olduğu yapılan çeşitli açıklamalardan anlaşılıyor. Nitekim, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, 22 Mayıs günü Medvedev ile yaptığı ortak basın toplantısında Rus lider ile bu konuyu ele aldıklarını, Rus petrolünün Kazak-Çin hattında Çin'e sevkinin mümkün olabileceğini açıklamış bulunuyor.

Bu haber şüphesiz Kazakistan'ın son dönemde gittikçe artan değer ve önemini bir kere daha açık bir şekilde ortaya koyuyor ve bunun sonucu Kazakistan, Rusya ile Çin arasında önemli bir rol oynamaya aday görünüyor.

Esasen başka bakımlardan da Kazakistan gittikçe önem ve değer kazanan bir ülke. Uranyum zenginleştirme hamlelerinden silah sanayiinde kaydettiği gelişmelere kadar bu ülke yükselmekte olan yeni bir yıldız.

Medvedev'in 'doğu ziyareti' işte bunları da ortaya çıkardığı için çok önemliydi. Şüphesiz Rusya-Kazakistan-Çin ilişkilerinde önümüzdeki dönemde önemli gelişmeler olacak ve bunlar da Orta Asya jeopolitiğini elbette etkileyecek.

Kaynak: Zaman