Rusya gerçek ve etkili demokrasiye ihtiyaç duymakta

Devlet başkanı Dmitri Medvedev’in Federal Meclis önünde yapmış olduğu yıllık sunumu analiz edenler sırasında yer almadım. Ancak bu konuda yazılan köşe yazılarını ve makalelerini dikkatli bir şekilde okudum ve toplumun devlet başkanının sunumunu nasıl değerlendirdiği üzerinde kafa yordum. Devlet başkanının sunumumu içerisinde her ne kadar çok sayıda önemli ve gerekli bilgiler bulunsa da, bir konu özellikle dikkatimi çekti; bu söylediği refah düzeyi yüksek bir ülke ve dönem için geçerli bir konu idi. Şöyle ki; biz 2011 seçimlerine yönelmiş durumdayız ve gelecek yıl içerisinde yaşanacak  olanlar kanaatimce devlet başkanlığı seçimlerinden de önemli. 2011 yılının yeni gündem oluşturması bekleniyor. Konu ülke açısından hayati öneme sahip. Eski ve çağdışı gündem geçerliliğini kaybetmiş durumda. Bu konuyu gündeme taşımak istedim. Eski olanların bir tarafa bırakılması ve geleceği dönülmesi gerekiyor.

Şu anda Rus toplumunda bir değişim sürecinin yaşandığını çok az kişi tespit etmiş durumda. Değişim sürecinin Rus siyasi hayatında önemli yeniliklere yol açması beklenebilir. Değişime karşı olanlar ve Rusya’yı “sürekli otariter” ülkeler içerisinde görenler bu durumu hiç kabul etmemekte. Onlara göre Rusya, demokrasi kurallarını içinde barındıramaz. 2000 yılında öncelikler sıralamasında ilk yerde ülke bütünlüğünün korunması ve yönetimin tekrar kurulması durmaktaydı. Halk bu hedefleri ilan eden devlet başkanını destekledi. Onun yönetim şekli ve aracının tartışılması gerekiyor. Ancak her şeye rağmen hedefler bir bütün olarak gerçekleştirildi.

Ancak her şeye rağmen süre uzadıkça gerçekleşmeyen hedefler daha bariz bir şekilde ortaya çıkmağa başladı. Küresel kriz sorunları daha da büyüttü. Ancak yalnız başına krizin bunu oluşturduğunu söylemek yanlış olurdu. Demokrasi sürecinin kaybedilmesinden kriz sorumlu tutulamaz. Biz ekonomimizin temellerini enerji kaynakları üzerinde kurduk. Eski ekonomi modelini tercih ettik. Üretim, inşaat ve gelişim öncelikler içerisinde yer almadı. Toplumun tamamını kaplayan ve devlet memurlarının hastalığına dönüşen yolsuzluğu kriz doğurmadı.

Petrol ve doğalgaz üzerinden siyaset yapmağa başladık ve kaynakların tekrar oluşturulmasının imkansız olduğunu unuttuk. Enerji kaynakları ebedi olamaz. Dünyada mevcut konjonktür içerisinde de fakirlik sorununu çözemedik. Hala milyonlarca vatandaşımız fakirlik içinde yaşamakta. Mamafih eski gündem içerisinde, modern Rusya’nın en önemli sorunlarına çözüm bulunamadı. Peki sorun ne? Şuna eminim ki her şey siyaset üzerine odaklanmakta.

Demokratik rekabet ortamının kurulması gerekiyor. Her düzeyde insiyatif kaynağı, vatandaş toplumunun aktifliği, gerçek toplum denetiminin kurulması gerekiyor. Bunların gerçekleşmesi durumunda en büyük sorunlar da çözülebilir. Ancak 2005-2006 yılından sonra hükümet yeni kararlar almağa başladı. Bu kararlar gelişim için olanak sağlamadı. En büyük sorunların çözümü daha da zorlaştırılmış oldu. Daha açık bir ifade ile yeni kararlar sorunların çözümünü imkansız kıldı.

Bölge başkanlarını halkın seçmesi engellendi. Seçimler sadece parti listesi ile yapılmağa başladı. Duma’ya giriş barajı yükseldi. Daha az desteğe sahip olanların seçimlere katılmasının önüne set çekildi. “Yönetici kaynağının” yok olduğu bir dönemde bunlar yapıldı. Seçimler sabote edildi ve medyanın normal çalışma şekli engellendi. Bunlar ne ile sonuçlandı? Hükümetin toplum ile irtibatını sağlayan kanallar kapatıldı. Siyasi aydınlar kendi “kabuğu”na çekildi. Herkes kendi çıkarını kollamağa başladı. Hükümet her geçen gün daha fazla itibar kaybına uğradı. İnsanlar iktidara baskı aracı olarak bakmağa başladı. Hükümet kendisine saygıyı kaybetti. Bu çok tehlikeli bir süreç. Yaz aylarında hükümetin toplumdan kopma süreci daha fazla duyulmağa başladı. İktidarın durumu önemsememesi sorun oluşturdu. Bunun yanı sıra diğer gelişmeler de yaşandı. Toplum, daha fazla talep dile getiriyor; kendi çıkarlarının farkına vardı, onları ilan etme becerisi de gösterdi. Her ne kadar toplumumuzda kendini organize etme geleneğinin kökleri sağlam ve etkili olmasa da bu doğrultuda hareketlenme başlamış oldu. Onlara toplumsal hareketin önderleri, basın mensupları, işadamları, memurların yolsuzluk ve suistimallerinden bıkmış insanlar da destek verdi.

Bu durumun hükümetin de dikkatinden kaçmadığının itiraf edilmesi gerekiyor. Devlet başkanı Medvedev’in, Himkin ormanlığı üzerinde inşa edilmesi düşünülen yolun inşaat çalışmalarını durdurmasının da bu açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Uzun süre, Moskova ve Federal yöneticiler toplumun tepkilerini gözle görülür bir şekilde geri çevirmekteydi. Devlet başkanın kararı sinyal niteliğinde. İnsanlara bu tür yaklaşım doğru değildir. Ancak olayın üzerinden kısa bir süre geçmesinden sonra, bürokrasinin toplumsal dinlemeleri formaliteye dönüştürme çabalarını izledik. Bu tür dinlemeler insanların ve teşkilatların sorunun çözümünde söz hakkına sahip olduğunu göstermek için düzenlenmekte.

Bundan başka da benzer örnekler bulunmakta. Ülkemizde demokrasi taraftarları ile karşıtları arasındaki “çatışma” daha da sertleşmekte. Demokrasi karşıtlığı önlenemezse eski yılların kazanımları heba edilmiş olacak. Sadece demokratik süreç değil huzur da zarar görmüş olacak. Muhtemelen yaşanan gelişmeler, devlet başkanını 23 kasım tarihinde kendi blogunda şu ifadeleri sarfetmeğe zorladı: “Belli bir dönem sonra siyasi hayatımızda sorunların yaşandığı kimse için sır değildir. Ülke huzurunun tehdit altında olmasının görülmesi gerekiyor.”

Devlet başkanının bu tür açıklama yapması birçok insan için beklenmedik bir gelişme oldu. Onun değerlendirmesi ayrı ayrı sorunları gündeme taşımak için yapılmamıştı. Bilakis sorununun siyasi düzende olduğunun bir kanıtı idi. Hakim partinin bölünme içerisinde olduğu, gerçek muhalefetin bulunmadığı, siyasi azınlıkların hukuklarının korunmadığı gösterilmekteydi. Devlet başkanı siyasi sistemi kendi kanaatine göre daha adil ve rekabete açık bir duruma getirilmesi için atılan adımları sıraladı. Kanaatimce bu adımlar yeterli değildir ve sorunların büyüklüğünü yansıtmamakta. Ancak sorunun kendisinin gündeme taşınması da önemli. Rusya’nın geleceği konusunda endişe duyanları, devlet başkanı sükunete davet etmekte ve onlara umut dağıtmakta. Bu konuda endişesi bulunanlar, devlet başkanının Federal Meclis’de yapmış olduğu 30 Kasım konuşmasında daha kesin ifadeler sarfedeceğini umuyordu. Devlet başkanı bu durumu değerlendiremedi.

Devlet başkanının konuşmasında kuşkusuz yeni Rusya’nın gündeminde önemli bir yer işgal etmesi gereken konular bulunmakta. Bu tür sosyal ve bürokrasi karşıtı yaklaşımları destekliyorum. Ancak her şeye rağmen devlet başkanının sunumunu daha fazla değerlendirme, hedef ve beklentilerin yer aldığı bir konuşmağa dönüştü. Konuşma instiyatif almayı düşünmeyen ve beceriksiz “devlet adamlarına” doğru yönelmişti. Şu anda bu insanlar yeni gündem oluşturmaktan da aciz. Onların bu gündemi gerçekleştirmesini beklemek ise faydasız.

Halen devlet başkanı tarafından 23 Kasım tarihinde söylenenlerin geçerli olduğunun desteklenmesi gerekiyor. Netice itibariyle bu yeni Rusya gündemi oluşturmak için atılan bir adım. Gündemin etkili ve gerçek demokrasi olması gerekiyor. İnsanların devlet başkanının blogunu ciddi kabul etmesi, tesadüf olmaması ve “ikna etmek” için yapılmamasına inanması çok önemli. İnsanların bunun öncelikleri belirleyen ve bu doğrultuda hareket etmeğe kararlı olan bir başkanı karşılarında görmeleri gerekiyor. Bunun gerçekleşmesi durumunda toplumumuzun sorunlarının tamamının tartışılabildiği yeni bir ortam kurulmuş olacak. Toplumun ulaşabileceği anayasal talepler ve ücretsiz eğitim hakkı gibi konular ciddiyetini kaybetmiş olacak.

İnsanlar sormadan edemiyor: nasıl oluyor da savaş sonrasında perişan durumdaki ülke ücretsiz eğitime kaynak bulabildi, ancak Rusya devleti buna kaynak bulamıyor? İnsanlarda şöyle bir intiba uyanmakta; sanki şimdiki meclis üyeleri açısından böyle bir sorun bulunmamakta.

Diğer bir öncelik hakkında ise daha önce konuştum. Toplum, yolsuzluğa karşı etkili bir önlem alınmasını bekliyor.  Yolsuzluk gün geçtikçe siyasi soruna dönüşmekte ve vatandaşlarla hükümet arasındaki engeli genişletmekte. Şimdiki iktidar bu sorunu çözmek istemiyor ya da çözemiyor. Nasıl olsa her ikisi de aynı anlama gelmekte. Gerçek bir ilerleme kaydilmesi için devlet başkanının inisiyatif alması ve yeni cesur siyasiler tarafından onun desteklenmesi gerekiyor.

Yeni gündemin içerisinde ekonominin de önemli bir yer işgal etmeli. Şu anda kriz sonrasındaki sorunları yaşamaktayız. Bütçe açığı kapanmağa çalışıyor, ve birçok kişi inisiyatif almaya çalışmakta. Ancak bu tür durumda başarının geleceğini kimse garanti edemez. Modern ekonomi düzenine geçilmeli, bilgi ekonomisi ve büyümenin çevre devamlılığı temin edilmeli. Konu eğitim sorunu ile irtibatlı. Özellikle belirtmem gerekiyor ki, devlet başkanı sürecin önünde yer almalı. Toplum bu konuda onu destekleyecek.

Kaynak: Novaya Gazeta

Rusça aslından Dünya Bülteni için çeviren İbrahim Ali