Richard Holbrooke

 

Başkan Barack Obama, birkaç gün önce iki problemli bölge için iki özel temsilci atamış bulunuyor. Bunlardan birincisi son yazımızda sözünü ettiğimiz Filistin-İsrail özel temsilcisi George Mitchell; diğeri ise Afganistan-Pakistan özel temsilcisi Richard Holbrooke.

Diplomaside hızlı, çabuk ve sonuç alıcı hareketleri dolayısıyla 'Fırtına Dick' diye anılan Holbrooke, Türk kamuoyu ve diplomasisinin yakından aşina olduğu birisi. Onu hem 1992-1995 yılları arasında cereyan eden Bosna Savaşı ve bu savaşı sona erdiren Dayton Barış Antlaşması ve hem de Başkan Clinton'ın Kıbrıs özel temsilcisi olduğu dönemlerden tanıyoruz.

Özellikle Balkanlar konusunda uzman olan Holbrooke, bundan böyle Başkan Obama için birinci öncelik olan ve gerçekten çok problemli bir konu olan Afganistan ve bu ülkenin Pakistan ile olan ilişkilerine bakacak, bu konularda etkin olmaya çalışacak.

Diplomatlığı öne çıkan Holbrooke, aynı zamanda bankerlik dünyasında da yıllarını geçirmiş birisi sayılır. Kendisi için diplomat-banker ya da banker-diplomat sıfatı da kullanılabilir; zira geçen ekim ayında iflas eden ve iflasıyla bugün yaşanan global malî-ekonomik krizi tetikleyen ünlü Lehman Brothers'da 12 yıl kadar hem danışmanlık ve hem de genel müdürlük yapmış, bu görevleri sırasında Türkiye'ye de gelip gitmişti yıllarca önce.

Diplomatlığına gelince; Holbrooke, Brown Üniversitesi'nden mezun olur olmaz 1962 yılında Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nda göreve başladı. Vietnam dilini öğrenir öğrenmez Vietnam'a atandı. Bundan sonra yaklaşık 6 yıl boyunca Vietnam ile ilgili görevlerde bulundu; Paris'teki barış görüşmelerine katıldı; Amerika'yı allak bullak eden Vietnam Savaşı ile ilgili ünlü ve gizli Pentagon belgelerinin bir bölümünü kaleme aldı. 1970 yılında Barış Gönüllüleri Teşkilatı'na katıldı; Fas'ta bu teşkilatın müdürlüğünü yaptı. 1972 yılında Dışişleri Bakanlığı'ndan ayrıldı ve akabinde ünlü Foreign Policy Dergisi'nin genel yayın müdürü oldu; boş zamanlarında Newsweek dahil birçok dergiye yazılar yazdı.1977 yılında yeniden Dışişleri Bakanlığı'na döndü; Başkan Jimmy Carter tarafından Doğu Asya ve Pasifik'ten sorumlu bakan yardımcılığına atandı. 1981 yılında bakanlıktan yine ayrıldı, bankerliğe atladı.

Eski Başkan Bill Clinton ve bugünkü Dışişleri Bakanı Bayan Hillary Clinton'ı Yale Hukuk Fakültesi günlerinden tanıyan Holbrooke, Clinton döneminde yine bakanlığa çağrıldı ve bildiğimiz gibi başta Balkanlar olmak üzere pek çok problemli bölge ile ilgilendi, bu konularda diplomatik çabalara önderlik yaptı kısacası...

Hırslı, çalışkan ve kararlı bir kişiliği olan Holbrooke, kendi deyimiyle 'üçüncü nesli asimile olmuş bir Alman-Yahudi aileden' geliyor. Bir ara Amerika'nın Berlin büyükelçisi olarak da görev yapmıştı. Büyükelçilik makamında oturduğu koltuğun arkasındaki duvara, Almanya'dan yıllarca önce kaçmak zorunda kalan dedesinin büyük portresini astığı ve bununla Almanlara, 'Bizi kovdunuz ama bakın biz yine geldik' şeklinde mesaj verdiği de söylenir.

Kısaca bazı özelliklerini anlattığım Holbrooke'un adı bundan böyle hem Afganistan-Pakistan bağlamında ve hem de muhtemelen bugün Lahey'de devam etmekte olan Karadziç davası dolayısıyla sıkça geçecek. Lahey'de geçecek çünkü Sırp cani Karadziç, 1996 yılında Holbrooke ile gizli bir anlaşma yaptığını, bu anlaşmayla Holbrooke'un kendisine siyasî hayattan çekilmesi karşılığında milletlerarası mahkemede yargılanmayacağı sözünü verdiğini iddia ederken Holbrooke, bunun yalan olduğunu söylüyor. Şüphesiz bu iddialar yüzünden Holbrooke'un mahkemede ifade vermesi de söz konusu olabilir.

Kısa portresini verdiğimiz Holbrooke, bildiğimiz kadarıyla Türkiye'ye değer veren, bizi tanıyan önemli bir diplomat. 'Türk diplomasisi bundan ve başka sebeplerden dolayı kendisinden faydalanmalıdır' diyorum ben bugün kısacası...