Refaha giden yollar

Dünyadaki en önemli ekonomi politikası mevkiini elde etme yarışı sürüyor. Amerikan Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke'nin görev süresi ocakta sona eriyor ve Başkan Obama'nın o tarihten önce karar vermesi gerekiyor: Ya Bernanke'yi tekrar atayacak ya da daha güçlü demokratik referansları olan biriyle devam edecek. Bu görev için adı sıkça geçen adaylar Larry Summers ve Janet Yellen.

Bu sadece ABD için değil, dünya ekonomisi için de muazzam önemi haiz bir karar. ABD'nin para kaynağının muhafızları ve kısa vadeli faiz oranlarının belirleyicileri olarak merkez bankası yetkilileri daima kritik bir rol oynamıştır. Faiz oranını fazla düşürürseniz sonuç enflasyon ve parasal istikrarsızlık olur. Fazla artırırsanız ekonomi resesyona ve işsizliğe sürüklenir.

Para politikasının bir bilim olduğunu söylemek zor, o yüzden iyi bir merkez bankası yetkilisi mütevazı olmak zorunda. Kavrayışının sınırlarını ve emrindeki araçların etkinliğini iyi hesap etmeli. Ancak kararsız görünmeyi de kaldıramaz, zira bu olsa olsa istikrarsızlaştırıcı mali spekülasyona davetiye çıkarır.

Gerçekten de işlevlerinin içerdiği büyük önemin yanında, son yıllarda merkez bankaları finans piyasalarının gelişmesinin bir sonucu olarak daha da önemli hale geldi. Bu yönde resmi bir görev tanımları olmasa bile, merkez bankaları finans piyasasının aklıseliminin koruyucularına dönüştü. Bu görevde başarısız olmanın tehlikeleri, eşik altı mortgage felaketinde acı ve açık bir şekilde görüldü. Obama'nın önerdiği yeni kurallar uyarınca Fed daha da geniş sorumluluklara sahip olacak ve mali krizleri bertaraf etmek ve bankaların çok fazla risk almamasını sağlamakla mesul tutulacak.

Eski Fed Başkanı Alan Greenspan'in muazzam başarısızlık sergilediği bir mesai bu. Eski başkanın finans piyasasının aşırılıklarını ıskalaması (sonradan bunu düşüncesindeki küçük bir 'kusur' olarak niteledi), onu Wall Street titanlarının mali icatlarının tehlikelerinden bihaber bir durumda bırakmıştı. Greenspan döneminde, 2002-2005 yılları arasında Fed'in Yönetim Kurulu'nun bir üyesi olan Bernanke de sesini çıkarmadığı için suçlanabilir.
Fed Başkanı sadece para politikaları yoluyla değil, sarf ettiği sözlerle de küresel etki yaratıyor. Politika tartışmaları için tonu belirliyor ve dünyanın dört bir köşesindeki politik karar mercilerinin sınırları dahilinde iş gördüğü inanç sisteminin şekillenmesine yardımcı oluyor.  Birer mali düzenleyici olarak Greenspan ve Berkanke'ye köstek olan şey, Wall Street ve yaptıkları karşısında adeta korkuyla karışık bir büyülenme içinde olmalarıydı. Wall Street için iyi olanın ülkenin geneli için de iyi olduğu sanısına göre iş görüyorlardı. Bernanke hâlâ dümenin başında olsa da, krizin sonucu olarak bu durumun değiştiğine kuşku yok. Fakat dünyanın, içgüdüsel olarak finans piyasalarına ve onların sosyal değerlerine içgüdüsel bir kuşkuyla yaklaşan bir Fed başkanına ihtiyacı var.

Aşağıda finans endüstrisinin kendisine ve başkalarına söylediği ve yeni Fed Başkanı'nın direnmek zorunda kalacağı bazı yalanları bulacaksınız.
Finans piyasaları tarafından belirlenen fiyatlar, sermayeyi ve diğer kaynakları en üretken şekilde kullanmak doğrultusunda dağılımı açısından doğru fiyatlardır. Ders kitaplarının ve finansçıların size söyleyeceği şey bu, fakat ihtiyatla yaklaşmanız için artık birçok nedeniniz var.

İktisatçıların jargonunda, kaynak dağılımı için iyi bir kılavuz olacağı düşünülen bu fiyatlardan dolayı yığınla 'finans piyasası başarısızlığı' var. Sermaye sahiplerinin çıkarları ile banka CEO'ları ve diğer finans yöneticileri arasına bir mesafe koyan 'aracı sorunları' söz konusu. Finans ürünlerinin satıcılarıyla alıcıları arasındaki asimetrik bilgi, alıcıları kolaylıkla istismara açık hale getirilebiliyor, ki mortgage destekli tahvillerde tanık olduğumuz da buydu.
Dahası, gizli veya açık kefalet senetleri aşırı risk almaya teşvik ediyor. Büyük finansal aracılar, yanlış risk modeli kullanıp kötü kararlar aldıklarında bütün finans sistemini tehlikeye atıyorlar.

Düzenleme, bu tür sorunlar için kısmi bir çare. Yani finans piyasalarının doğurduğu fiyatların yanlış sinyaller verme ihtimali, en az doğru sinyaller vermesi kadar fazla. Finans piyasaları hükümetleri disipline sokar. Finans piyasalarının en yaygın dile getirilen nimetlerinden biri de bu, fakat tescilli bir yalandan başka bir şey değil. Piyasalar coşkuyla kendinden geçtiğinde, bırakın makul kredi güvenilirliğine sahip bir hükümeti, tek bir borçluyu bile disipline etme konumunda olamaz. Kuşkunuz varsa, uluslararası piyasalardan borç bulmak konusunda hiçbir zorluk çekmezken, tipik şekilde hızla nihai bir ödemeler krizine sürüklenen çok sayıda yükselen piyasa hükümetine sorun.
Bu vakaların birçoğunda (1990'lardaki Türkiye buna iyi bir örnektir) finans piyasaları sorumsuz hükümetlerin sürdürülemez borçlanma furyası başlatmasına imkan tanıdı. 'Piyasa disiplini' teşrif ettiğinde ise genellikle çok geç kalınmış, fazlasıyla ağır bir durum hasıl olmuş ve kurunun yanında yaş da yanmış oluyordu.

Bir de derler ki, finans piyasalarının yayılması mutlak şekilde hayırlıdır. Hiç de bile. Finansal küreselleşmenin yoksul, sermayesi yetersiz ülkelere zengin ülkelerin tasarruflarına ulaşma imkânı vereceği, risk paylaşımını küresel çapta teşvik edeceği sanılıyordu.

Gerçekte ise bu beklentilerin hiçbirisi hayata geçmedi. Finansal çöküşten önceki yıllarda, sermaye zengin ülkelerden yoksul ülkelere değil, tam tersine taşındı. (Bu o kadar kötü bir şey olmayabilir, zira gelinen noktada görüldü ki, uluslararası piyalardaki büyük borçlular diğerlerinden daha yavaş büyümeye meylediyor.) Ve finansal küreselleşmenin hükmü altında, ekonomik hovardalık yükselen piyasalarda artmış durumda, ki bunun kısmi nedeni hareketli sermayenin yarattığı sık mali krizler.

Finansal yenilikler verimlilik artışının ve ekonomik refahın büyük bir motorudur. Bir kez daha hayır. Beş yıl önce finansal icatların gerçekten yararlı türlerine örnek gösterilmesini isteseydik, mortgage bağlantılı enstrümanlardan (ki bunun da ev satın alanlar için, başka türlü elde edemeyecekleri kredileri mümkün kıldığı söyleniyordu) oluşan upuzun bir listeyi burnumuza dayarlardı. Bunun bizi hangi noktaya sürüklediğini artık gayet iyi biliyoruz.

Hakikat Paul Volcker'in görüşüne daha yakın bir yerde. Volcker'a göre, bankamatikler insanlara, finansal olarak ortaya saçılan tahvillerden daha büyük fayda sağlıyor.

Dünya ekonomisini çok uzun zamandır finans heveslileri yürütüyor. Finans kuşkucularının ipleri ele almaya başlamasının vakti geldi.
Copyright: The Project Syndicate

Kaynak: Radikla