Ramallah'ta hedonizm

Filistin Otoritesi'nin üst düzey istihbarat yetkilisi Fehmi Şaban, Filistin Otoritesi (FO) rejiminde yolsuzluğun gemi azıya aldığını, dizginlemek için derhal etkili tedbirler alınması gerektiğini söylemiş ama FO hiyerarşisinde hiç kimse ciddiye almamıştı.

Problem öylesine yaygın ki onu dizginlemeye kalkmak Filistin Otoritesini istikrarsızlaştıracak ve kamusal imajını zedeleyecek zorlu bir görevdir, ki Şaban'ın uyarılarının gözardı edilmesinin sebeplerinden biri de budur.

Kısa bir süre öncesine kadar Yolsuzlukla Mücadele bölümünün başında olan Fehmi Şaban geçen hafta bir dizi FO yetkilisini cinsel suistimal, zimmete para geçirme, güveni kötüye kullanma, akraba kayırmacılığı, rüşvet ve iltimas, kamu fonlarının kötüye kullanımı ve kamu görevine yakışmayacak davranışlar içinde olmak gibi çeşitli suçlarla itham eden ciddi ifşaatlarda bulundu.

İsrail'in sağcı gazetelerinden The Jerusalem Post gazetesinde ve daha sonra da Kanal 10'da yayınlanan söyleşide yolsuzlukla ilgili başlıca iki olayı ifşa etti. Amerika'nın 2006 yılı seçimleri öncesinde el Fetih'e verdiği 3.2 milyon dolarlık rüşvetin büyük bir diliminin (ismi verilmeyen) el Fetih yetkilileri tarafından zimmetlerine geçirildiğini anlattı. Paranın verilme sebebi, El Fetih imajının parlatılması ve kazanma şansını artırmasıydı. Paranın bir kısmı gençlerin el Fetih'e oy vermesi için “teşvik” olarak kullanıldı. Ancak büyük bir dilimi El Halil'deki bir el Fetih yetkilisinin ifadesiyle, buharlaştı.

Bunlar, işgal altındaki topraklarda herkesin mâlumudur. Fakat Filistin adalet sisteminin özellikle de 2007'den bu yana bozuk işleyen doğası yüzünden meselenin üzerinde durulmadı ya da ilgisizliğe terk edildi. Dahası, ABD'nin ve onun bölgesel ve uluslararası müttefiklerinin bedeli ne olursa olsun zayıflatmak ve tecrit etmek istediği Hamas karşısında el Fetih'i inciteceği yüzünden ne Amerika ne de uluslararası bağışçılar meseleyi ciddiyetle tâkip etti.

İlave olarak, başlangıçtan beri açık ki yolsuzluğa bulaşmış bazı üst düzey FO yetkilileri Hamas'a karşı şiddetli saldırının başını çektiler; yani onların izini sürmek, ABD'nin bölgesel amaçları adına arzu edilmeyen sonuçlar üretebilirdi. Fehmi Şaban 14 Şubat'ta el Cezire'de şöyle dedi: “Üst düzey bazı Filistinli yetkililer buraya geldiklerinde ceplerinde 3.000 dolar bile yoktu. Şimdi ise banka hesaplarında yüz milyonlarca dolar yoksa da onbinlerce dolar para var. Açıkça hareket etmek ve açıkça konuşmak durumundaydım çünkü kamu fonlarını çalan yolsuzluğa bulaşmış tek bir yetkili bile yargılanmadı.”

Fehmi Şaban, Batı Şeria'daki el Fetih lideri Azzam Ahmed'in ismini anarak Azzam ve kardeşinin 1.5 milyon dolardan fazla miktarda parayı zimmetine geçirdiğini ileri sürdü. Milyonlarca doların FO yetkililerinin ellerinde gözden kaybolduğu yarı yalan toprak satışlarından bahsetti.

İfşa ettiği diğer önemli şey, FO başkan yardımcısı Refik Hüseyni'nin ismi belirsiz Doğu Kudüslü bir kadın tarafından ayartılıp çağrıldığı Ramallah'taki bir apartman dairesinde çıplak halde yatakta olduğu görüntülerdi. Bazı kaynaklara göre kadın, başkanlık ofisinde çalışmak istiyordu ve dolayısıyla hikaye, seks karşılığında yardımda bulunmanın klasik örneklerinden biridir.

Fehmi Şaban ve adamları odaya daldıklarında Hüseyni kadınla henüz yatmamıştı. Hüseyni, video görüntülerinin bir diğer kesitinde “Başkan Abbas'ın karizması yok”, “kontrol altında değil” derken duyuluyor. Merhum Filistinli lider Yaser Arafat hakkında da “deccalın büyüğü” diyor. Deccal, yalancı ve fırıldakçı demek.

İfşaatlarla sarsılan ve mahcup duruma düşen FO yetkilileri Fehmi Şaban'ı “İsrail muhbiri”, “hain” ve “yalancı” gibi sıfatlarla anarak sinirli bir tepki verdiler. Abbas'ın yardımcılarından Tayyip Abdurrahim, Şaban'ın Filistin liderliği barış görüşmelerine dönsün diye üzerinde baskı uygulamak maksadıyla İsrail tarafından kullanılan “bayağı bir istihbarat yetkilisi” olduğunu iddia etti. Diğerleri ise “kirli çamaşırları ortalığa saçtığı” ve “İsrail'i içten içe sevindirdiği” için Şaban'ı azarladılar. 

Başka bazıları ise meselenin böylesi hassas bir zamanda ortaya atılmasının tesadüften ibaret olamayacağını savunarak ifşaatları zamanlaması yüzünden eleştirdiler. Tepkilerin büyük bir kısmı, ciddi bir tetkikin karşısında ayakta duramayacak savunma refleksleriydi.

Mesele hakkında ketum davranan Abbas 14 Şubat'ta Hüseyni'yi görevden aldı. El Fetih İcra Komitesi Sekreteri Ebu Mahir Guneym, Azzam Ahmed ve Refik Natşe olmak üzere üç el Fetih lideri hakkında soruşturma komisyonu kurulması için emir verdi. Zimmetine para geçirmekle itham edilmiş el Ahmed'in bu soruşturmayı yürütmek için seçilmesi, işgal altındaki topraklarda gözlerin faltaşı gibi açılmasına neden oldu. Cibril Racub gibi el Fetih liderleri, el Fetih'in bu “gerçek skandalı” ciddi bir şekilde ve hakkıyla soruşturması gerektiğini belirttiler. “Bu ifşaatların yalandan ibaret olduğunu söylemek yeterli değil” diyen Racub “el Fetih'deki bizler, bu meseleyle ilgili olarak ciddi bir soruşturma yürütmeli ve halkımız hakikati bilsin diye sonuçları kamuoyuna açıklamalıyız. El Fetih'te ve Filistin Otoritesi'nde hesap verme ilkesini etkinleştirmeli ve güvenlik mekanizmasını ulusal temel üzerinde inşa etmeli, İsrail'le güvenlik eşgüdümüne son vermeliyiz” dedi.

İfşaatlar yüzünden farkedilir şekilde gözden düşen Hüseyni, 14 Şubat'ta Doğu Kudüs'te irticalen konuşma yaptığı bir basın toplantısında göründü. Siyasi ve mâli şantaj maksadıyla görüntülerin içeriğiyle oynayan bir çetenin yürüttüğü bir tuzak senaryonun kurbanı olduğunu söyledi. Kısa ve öz konuşan Hüseyni, senaryonun ardındaki amacın Kudüs'ün kurtuluşu için çalışmasını engellemek ve kendisini ülkeyi temelli olarak terk etmeye zorlamak olduğunu söyledi. Sert bir şekilde mukabelede bulunan Hüseyni “yolsuzluk ve İsrail'le işbirliği bileşiminin klasik bir örneğidir bu” dedi. Fetih Devrim Konseyi'nin atanmış üyelerinden olan Hüseyni soruları cevaplandırmayı reddetti ve basın toplantısından ayrıldı. Hüseyni'nin sözleri, itibarı ve ahlâki bütünlüğü hakkında kamuoyuna hâkim olan şüpheleri dağıtmayı başaramadı.

Pek çok gazetecinin skandala gönderme yaptığı bu yeni “Fetih-kapısı” Abbas-Feyyad rejimini daha da zayıflatacak ve meşruiyetini yok edecektir. Fetih'in Şaban'a verdiği tepki kabul bile edilse, bazı gözlemciler, Şaban'a İsrail ajanı diyen Filistin Otoritesi'nin böylesi bir ajanın Filistin güvenliğinin en üst kademesine çıkmasına ve Filistin liderliğinin en mahrem bilgilerine erişmesine nasıl izin verdiğini merak ediyorlar.

Kaynak: el Ahram

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı