Pompeo'nun karşı karşıya kalacağı dış politika sorunları

ABD Başkanı Donald Trump’ın dışişleri bakanı Rex Tillerson’u azledip yerine atadığı Mike Pompeo’yu yeni makamında, en kıdemli diplomatları bile terletecek cinsten kararlar ve krizler bekliyor.

Mayıs ayı sonunda başkan Trump’ın, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’la bir araya gelmesi bekleniyor.

Trump yine mayıs ayı içinde İran’la yapılan nükleer anlaşmayı feshedip etmeyeceğine karar vereceğini açıklamıştı ki başkanın bu adımıyla Washington’un, Avrupalı müttefikleriyle olan ilişkisi derinden etkilenebilir.

Bunların da öncesinde Trump önümüzdeki hafta ise Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar liderlerini ağırlayacak; İran, Suriye ve İsrail-Filistin meselelerinin ele alınacağı görüşmeler gerçekleştirecek.

Bu ikili görüşmelerin nasıl neticeleneceğine bağlı olarak Trump yönetimi Körfez liderlerini bir başka mayıs ayı zirvesinde Washington’da toplayıp aralarındaki ihtilafı sonlandırmaya çalışacak.

Salı günü dışişleri bakanlığından azledilen Rex Tillerson, tüm bu meselelerde ve müzakerelerde, diplomat ekibiyle yoğun mesai harcayan bir isimdi. Rusya da dahil olmak üzere tüm bu diplomasi testlerinde Tillerson, Trump’la açıktan ters düştü. Başkanın fevri dış politika yaklaşımına karşı daha gelenekçi bir diplomasiden yana oldu.

Tillerson’un yerine atanan CIA direktörü Mike Pompeo ise Trump’la daha kafa dengi bir isim. Vaktiyle İran’la yapılan nükleer anlaşmaya keskin şekilde karşı çıkmıştı. CIA direktörlüğünden önce Temsilciler Meclisi üyesi olan Pompeo, 2012 yılında Libya’nın Bingazi şehrinde Amerikalı diplomatların öldürüldüğü saldırıyı soruşturmak ve başkan Barack Obama’ya da saldırının faturasını çıkarmak üzere kurulan araştırma komisyonun da lideriydi.

CIA direktörlüğü esnasında Pompeo da Trump’ın izinden giderek Rusya’nın kasım 2016 başkanlık seçimlerinde dahlini ve Suriye’de kimyevi silah kullandığı iddialarını dikkate almadı. Rex Tillerson, Kuzey Kore’yle kademeli bir yumuşama yeğlerken Pompeo, Trump’ın Kim Jong Un’la görüşmeyi kabul etmesini coşkuyla karşıladı.

Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Corker, yaptığı açıklamada Mike Pompeo’nun ataması için senatodaki oylamanın muhtemelen nisan ayında başlayacağını ifade etti. Pompeo’nun mevcut makamı, yani CIA direktörlüğüne atandıktan sonra Senato’da yapılan oylamanın 66’ya 32 ile neticelendiğini de hatırlattı.

Diğer yandan, savunma bakanı Jim Mattis’in, bu tayin üzerine makamında kalıp kalmayacağı ise belli değil. Mattis, Trump’ı diploması ve askeriye gibi hususlarda dizginleme işinde Tillerson’la hareket eden bir isimdi.

Bob Corker, geçen aylarda Tillerson, Mattis ve Beyaz Saray’ın özel kalemi John F. Kelly için “ülkemizi kaostan uzak tutan insanlar” demiş; bu övgüsünden ötürü de sert eleştirilere maruz kalmıştı.

Beyaz Saray’ı, Kuzey Kore görüşmelerinden daha önce hemen bu pazartesi daha ciddi bir test bekliyor: Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman’ın (MBS) Washington ziyareti.

İş adamı kökenli bir isim olan Rex Tillerson, dışişleri bakanı olmadan önce ExxonMobil şirketinin genel müdürü olarak Körfez’deki Arap liderlerle yakın bir ilişki ağı kurmuş bir isim. Ancak Tillerson’un ihtiyatı önceleyen politikaları, Trump’ın damadı ve danışmanı olan ve de aynı zamanda Körfez’le kendi hususi münasebetleri bulunan Jared Kushner, MBS ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin esas hakimi olarak görülen veliaht prensi Muhammed bin Zaid’in öncelikleriyle zaman zaman çatıştı.

Geçen yaz Suudiler, Emirlik taifesi, Mısır ve Bahreyn Katar’la ilişkilerini kesip Doha yönetimini boykot ettiğinde Trump da bu hamleye destek vermişti. ABD’nin Katar’la olan askeri ilişkilerine dikkati çeken Tillerson ve Mattis ise daha serin kanlı davranıp tarafları diyaloğa davet etmişti.

Kaynak: Washington Post

Dünya Bülteni için çeviren: Mustafa Doğan