Türkiye'de PKK'ya karşı mücadelenin yıllardan beri sokaktaki Kürt'le ilgisi olmadığı kabul edilirken, ihtilafın etnik çatışmaya dönüştüğüne dair tehlikeli sinyaller belirmeye başladı
Sonu gelmeyen bir hikâye gibi: Kürt gerilla örgütü PKK yine Türkiye'nin Kuzey Irak sınırındaki bir askeri karakola saldırdı, bunun üzerine Türk hava kuvvetleri yine Kuzey Irak'ta PKK kampları olduğu sanılan hedefleri bombaladı. Bu yıpratma savaşı daha yıllarca sürebilir. Çok sayıda Kürt'ün öldürülmesine karşın ordu gerillayı askeri açıdan yenmeyi başaramayacak. Verilen kayıpların yerini almaya hazır çok sayıda Kürt genci var. Öte yandan, PKK da saldırılar ve suikastlarla bir Kürt devleti kurma hedefine ulaşamayacak.
Sadece 'terörle mücadele' yetmez
Hiç sonu gelmeyecekmiş gibi görünen bu silahlı çatışmalar aslında insan yaşamının yitirilmesinden de öte bazı sonuçlar doğuruyor. Daimi ihtilaf Türk toplumuna zarar veriyor. 1980'lerin ortalarından bu yana 'terörle mücadele', hapishanelerde işkence yapılmasının, demokratik hakların sınırlanmasının ve ordunun hâlâ güçlü bir konuma sahip olmasının başlıca nedeni.
Ancak son zamanlarda buna yeni bir faktör daha eklendi. Yıllardan beri PKK'yla mücadelenin teröristlerle mücadele olduğu ve sokaktaki Kürt'ün bununla bir ilişkisi olmadığı kabul edilirken, 25 yıllık 'terörle mücadele'nin ardından ihtilafın giderek etnik bir çatışmaya dönüştüğünü gösteren belirtiler var. Her iki tarafta da nefret giderek artıyor ve küçük olaylar büyük kargaşalara neden oluyor.
Bu gelişmenin önüne askeri açıdan değil, ancak siyasi açıdan geçilebilir. Başbakan Tayyip Erdoğan hükümeti mecliste geniş bir çoğunluğa sahip, birçok Kürt hâlâ ona saygı duyuyor. Yıllardan beri geniş çaplı reformların yapılacağından bahsediliyor, hatta Genelkurmay Başkanı bile açıkça, eğer Kürt gençlerinin dağa çıkmaları engellenmek isteniyorsa onlara daha fazla şans tanınması gerektiğini söylüyor. Bu sözleri eylemler izlemezse, sonu gelmeyen hikâye Türkiye için bir felakete dönüşebilir.
Kaynak: Radikal