PKK'nın gölgesiyle asker gölgesinde Kürt

 

- I -

Karanlık, mahkumlara yönelmiş ağır bir silah gibiydi. Gece mi, gündüz mü belli olmuyordu.
Leyla'nın bir külçe gibi fırlatılıp atıldığı hücre öylesine küçüktü ki, o minyon bedeni iki büklüm olmasına rağmen sığamıyordu.
Biraz uyuyabilse güç toplayacaktı.
Bitişik hücrelerden gelen çığlıklar, inlemeler uyumasına izin vermedi.
Ayak seslerinin hücresinin kapısına dayanması uzun sürmedi. Kapıyı hışımla açan irikıyım iki polis, hoyrat elleriyle kaldırdı onu yerden. Ellerini arkadan bağlamakla kalmayıp, gözlerini de kara bir bezle kapattılar.
"Yürü bakalım sorguya" derken bir yandan da kollarından tutmuş sürüklüyorlardı. Sorgu odasına girer girmez tekmeler, tokatlar inmeye başladı bedenine. Hem vuruyor hem de soyunmasını istiyorlardı.
Leyla direniyor, direndikçe yumrukların, darbelerin şiddeti artıyordu. Birkaç dakika bile sürmedi kendinden geçmesi.
Bayılması, ellerinden kurtulmasına yetmemişti. Hortumla soğuk su tutarak ayılttıklarında gözlerindeki bağ dışında üzerinde hiçbir giysi kalmadığını anladı.
Yerden biraz yüksek bir yere yatırılmış, vücudunun hassas yerlerine teller bağlanmıştı.
Elektrik akımı şimşek hızıyla vücunu sardı, bütün sinir uçları aynı anda gerildi.
Tarifi zor, dehşetli bir acıydı bu.
Binlerce keskin bıçak aynı anda saplanmış, vücudunu dilim dilim doğruyordu sanki.
"Söyle, bu şifreyi kime götürecektin?"
12 Eylül yeni bir Leyla Zana yaratmıştı.

- II -

Kapı çaldı. Kapıyı açtıklarında önde duran eli telsizli polis amiri, Diyarbakır Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ'dı.
Beş yıl sonra Susurluk kazasında yaşamını yitirecek ve bütün Türkiye'nin tanıdığı bir isim olacaktı.
Leyla, çay ve meyve servisi için hazırlık yaparken Kocadağ, Mehdi Zana'yla sohbet etmeye başlamıştı.
"Bu kan ne zaman duracak?"
Mehdi:
"Size bağlı."
"Hayır, size bağlı. Siz Kürt aydınları olarak karşı çıkmış olsaydınız bu kadar kan akmazdı."
"Siz Kürtlerin varlığını inkar etmeseydiniz kan hiç akmayabilirdi."
Hüseyin Kocadağ:
"Ama gün gelir hepiniz bu kanda boğulursunuz."
"Evet boğulabiliriz. Ama siz de sorunu bu şekilde halledemezsiniz. Mutlaka bir gün birileri başkaldırır. İnkarla sonuç alamazsınız."
Hüseyin Kocadağ sinirlendi.
"Hepiniz öleceksiniz" diye çıkıştı.

- III -

Bir gazeteci yaklaştı Leyla'ya.
"Ben sizi Meclise ilk geldiğiniz günden beri dikkatle izliyorum. Anlamaya çalışıyorum" dedi.
Devam etti:
"Neden PKK'nın silahlarının gölgesinden kurtulamadınız?"
Leyla alaylı bir ifadeyle yanıtladı:
"Siz gazeteci olarak ne zaman Genelkurmay'ın gölgesinden kurtulursanız, biz de o zaman PKK'nın gölgesinden kurtuluruz."
* * *
Kürt sorunu nedir?
PKK nedir?
Şiddet ve terörün kaynakları nedir?
Faili meçhul nedir?
Yargısız infaz nedir?
Askeri darbe nedir?
Butün bunları yalnız öğrenmek değil, aynı zamanda hissetmek istiyorsanız, Faruk Bildirici'nin son kitabı "Yemin Gecesi, Leyla Zana'nın Yaşamöyküsü"nü okuyabilirsiniz, (Doğan Kitap).
Gerçekten güzel bir kitap.
Ve yalnız aklıyla değil, yüreğiyle de yazmış Sevgili Faruk, değerli meslektaşım...

 

Kaynak: Milliyet