Peygamber gibi yönetin!

13. Günler birbirini kovaladı, Musa insanları yargılamak (değerlendirmek, hüküm vermek) üzere oturdu: ve insanlar sabahtan akşama kadar Musa'nın yanında oturuverdiler.

14. Musa'nın kaynatası onun halka yaptıklarını gördüğü vakit, dedi ki: "İnsanlara yaptığın bu iş nedir? Bir başına oturuyorsun, onlar da sabahtan akşama değin yanında oturuyorlar?"

15. Ve Musa kaynatasına dedi: "Çünkü insanlar bana gelip Tanrı'yı soruyorlar:

16. Bir meseleleri olduğu zaman bana geliyorlar; ben de aralarında hüküm veriyorum; ve onların Tanrı'nın emirlerini ve yasalarını bilmelerini sağlıyorum."

17. Musa'nın kaynatası dedi: "Bu yaptığın iyi bir iş değil.

18. Bu şekilde muhakkak ki yorulacaksın, sen de, yanındaki insanlar da; zira bu iş senin için çok ağırdır: bunu tek başına yapmaya güç yetiremezsin.

Evet, bir peygamber, Allah'ın seçilmiş bir kulu, O'ndan aldığı ilhamla kavminin BÜTÜN sorunlarını çözmeye çalışıyor. Hem Allah'tan aldığı vahyi iletiyor; hem o vahye mazhar olmanın sağladığı yetkinlikle, onların arasında çıkan her türlü problemi hallediyor. Ne var ki, bilge bir kişiyi andıran kayınpederi (İslam geleneğinde Hz. Şuayb), "bu yaptığın iyi bir iş değil!" diyerek, damadını eleştiriyor. Neden iyi bir iş değil? Çünkü yorucu. "Hem sen yorulacaksın, hem de kavmin!" Musa aleyhiselam çalışmaktan yorulacak, kavmi ise çalışmamaktan. Çünkü Peygamber her meseleyi onlar için çözüveriyor. Onlar da hiçbir zahmete katlanmadan hazıra konuyorlar. İşlemeyen demir paslanır!

Peki, sevgili kayınpeder Allah elçisine ne öğüt veriyor:

19. İmdi, bana kulak ver, sana nasihat edeyim ve Tanrı seninle olsun:

20. Onlara emir ve yasaları öğret, yürüyecekleri yolu ve yapmaları gereken işleri göster.

21. Ve o insanların içinden kabiliyetli olanları çıkar, Allah korkusu olan, hakikat ehli ve kibirden uzak olan; ve bunları onların başına geçir, binlerin yöneticileri, yüzlerin yöneticileri, ellilerin yöneticileri ve on'ların yöneticileri olsunlar.

Kayınpederin öğüdü basit: Onlara ana ilkeleri öğret, fakat bütün işlerine karışma. Onların arasından yetenekli, Allah'tan korkan ve alçakgönüllü olanları çıkar ve diğerlerinin başına geçir: En iyileri binbaşı, diğerlerini de sırasıyla yüzbaşı, ellibaşı ve onbaşı yap.

Peki, bu binbaşı, yüzbaşı, ellibaşı ve onbaşıların işlevi ne olacak?

22. Bırak tüm zamanlarda insanlar hakkında bunlar hüküm versinler; şöyle ki, her büyük meseleyi sana getirsinler, fakat HER KÜÇÜK MESELEDE KENDİLERİ KARAR VERSİNLER; böylelikle senin işin hafifler, onlar da yükü seninle paylaşırlar.

Evet, peygamber de olsanız, yükü tek başınıza taşıyamazsınız. Onu seçkin insanlarla paylaşmak zorundasınız.

23. Eğer böyle yaparsan, ki Tanrı böyle yapmanı emrediyor, o zaman ayakta kalabilirsin; ve bütün bu insanlar da yerlerine selametle ulaşırlar."

24. Musa kaynatasının sözlerine kulak verdi ve söylediklerini harfiyen yaptı.

25. Ve Musa tüm İsrailoğullarından kabiliyetli olanları seçti ve onları insanların başına geçirdi, binlerin başı, yüzlerin başı, ellilerin başı ve onların başı olarak.

26. Ve insanlar hakkında her zaman bunlar hüküm verdiler: ağır meseleleri Musa'ya getirdiler, küçük meselelerde kendileri karar verdiler.

27. Ve Musa kaynatasını uğurladı; o da kendi diyarına gitti.

Hz. Musa gibi "kaynatasının sözlerine kulak veren; buyruğu altındakilerin her işine karışmayan; yetki verip hesap soran" kaç yöneticimiz var?

 

 

Kaynak: Yeni Şafak