Parti kapatıp sorun çözmek!


 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın Adalet ve Kalkınma Partisi aleyhine kapatma davası açması, Türkiye'de yeni ve tartışmalı bir dönemin kapısını açmış bulunuyor.
Kapatma isteminin AK Parti'nin kurucu üçlüsü Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Meclis Başkanı Bülent Arınç hakkında (diğer 68 parti üyesiyle birlikte) siyaset yasağı talep edildiğini, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç açıkladı. Böylece Türk siyasi tarihinde ilk kez (yürütmenin, yani en üst siyasi makamın başı olan) görevdeki bir cumhurbaşkanının siyasetten yasaklanması istendi. AK Parti, Anayasa'daki laiklik ilkesine aykırı davranışların kaynağı olmakla suçlanıyor. Hangi açıdan bakılırsa; Türkiye ve demokrasi adına yüz ağartıcı olmayan bir gelişme.
Yalçınkaya daha önce kapatma davasının sinyallerini vermişti. Uyarı üniversitelerde türban serbestisi konusunda girişimler başladığında yapılmıştı. Ancak, bu davanın açılacağına kimse ihtimal vermek istemiyordu.
Öncelikle hukuki zemin farklılaşmıştı; 2001 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle parti kapatmalar zorlaştı. Artık Anayasa Mahkemesi'nin 11 asli üyesinden 7'sinin oyu gerekiyor. İkincisi, siyasi zemin farklılaştı. Türkiye, Refah Partisi'nin, Fazilet Partisi'nin kapatıldığı dönemde değil; AB reformlarıyla ekonomisi ve siyaseti güncellendi, ülke dünyaya açıldı. AK Parti, 22 Temmuz seçimleriyle iktidarını güçlendirmiş bir tek parti hükümetini yönetiyor.
Nitekim 22 Temmuz seçimlerine giden süreçte, 27 Nisan'da Genelkurmay'ın yayımladığı e-muhtıraya ertesi gün yanıt veren AK Parti, dün de olağanüstü bir toplantı ardından Dengir Fırat'ın sözcülüğü ile savunmaya değil, kontr-atağa geçti. Başsavcıyı, bu hareketin ekonomik, siyasi ve diğer sonuçları konusunda sorumlu tuttu.
Partiler, kuşkusuz kanunların ve Anayasa'nın dışında davranışlarda bulunamaz. Öte yandan hukuk yalnız kâğıt üzerinde yazılı harflerden oluşan değil, toplumla birlikte yaşayan, onunla birlikte değişen ve gelişen bir kavram.
Türkiye parti kapatmakla o partiden kaynaklandığı öne sürülen sorunları çözemeyeceğini bu güne kadar anlamış olmalıydı. Bugüne dek parti kapatmakla o partinin düşüncelerini, hatta organizasyonunu engellemek ne kadar mümkün oldu? Şimdi iktidarda ciddi bir halk desteğiyle duran bir partiyi kapatmaya çalışmakla neyi, ne kadar engellemek mümkün olacak?
Türk demokrasisinin sorumluluğu bir kez daha Anayasa Mahkemesi'nin omuzlarında. Zor bir süreç olacağı şimdiden görülüyor.

* * * * *


Ankara'da utanç verici bir ihale
Ankara'nın doğalgaz dağıtımının özelleştirilmesi ihalesi CNN Türk'ten canlı yayımlanmasaydı, belki ne kadar utanç verici koşullarda yapıldığını izleyemeyecektik.
Eski zarf atma dönemlerini anımsatan ihale, pek çok bakımdan onların da ötesine geçti. Son aşamaya gelene kadar ne elenen şirketlerin hangi fiyatlarla elendiğini, kalanların hangi fiyatlarla kaldığı bilinemedi. İşlerin aksi gitmeye başladığı AK Parti Büyükşehir Belediye Meclisi'nden gelen İhale Komisyonu Üyesi Ahmet Arslan'ın toplantı seviyesini görülmemiş ölçüde düşürerek "Haydi Arap atları, neredesiniz?" diye piyasa kızıştırmaya çalışması ile saklanamaz hale geldi. Demek ki, Büyükşehir Belediye başkanı Melih Gökçek'in hangi ekonomik ölçülere göre hesapladığı anlaşılamayan miktarlara ulaşılamıyordu. Bu aşamada Çalık, Limak gibi grupların da aralarında olduğu şirketler çekildi.
Arslan bunun üzerine işi "Ankara kimlere emanet?" dedirtecek noktalara tırmandırdı. En yüksek fiyatı 1 milyar 606 milyon dolar olarak veren Global-Energaz konsorsiyumuna teklifi 4 milyon dolar daha artırması için defalarca yalvarması inanılmazdı. Energaz 4 milyon daha verdi de yakasını kurtardı.
Energaz ilgiç bir konsorsiyum. Aydın, Konya, Denizli, Antalya, Erzincan, Niğde, Nevşehir, Karaman, Çorum, Uşak ve Ereğli zaten onlarda. Konsorsiyum, STFA, Global, Okyanus grubu ve Tefiron şirketlerinin ortaklığı. Global'i en son Tekel ihalesini kazanan British American Tobacco BAT ortağı olarak, daha önce de İsrailli yatırımcı Sami Ofer'in özelleştirme girişimlerinin ortağı olarak hatırlıyoruz. Tefiron'un Rus Gazprom ile ilgili olup olmadığını ise birileri açıklarsa öğreniriz.

Kaynak: Radikal