Pakistan ve Çin'e karşı savaş mı? Size Napolyon lazım

 

Hindistan'ın en üst düzey ordu yetkilisi, kasıtlı olarak kışkırtıcı sözler sarfederek ülkesinin Çin ve Pakistan'la iki cepheli bir savaş için hazırlanması gerektiğini belirtti.

Pakistan medyası, Hindistan Genelkurmay Başkanı General Dipak Kapur'un geçen ayın sonlarında verdiği uzun beyânatın sadece bu kısmıyla ilgilendi ve bu sözler sonuç itibariyle siyasi çevrelerde bile alaya alındı. Ancak bu kısımdan daha fazlası var.

Her ihtimale karşı "beklenmedik durum" planları, ihtimal dışı dursa bile, barış zamanında tüm orduların meşgul olduğu bir şeydir. İki cepheli bir savaş, askeri kudreti her ne olursa olsun, her ordunun kabus senaryosudur. Çin'in askeri gücüyle yüzyüze olmak, Pakistan hâriç tutulsa bile Hindistanlılar için yeterince göz korkutucu olmalı. (Esasen Pakistan, bugünün Hindistan ordusu için çocuk oyuncağı değildir.)

General Kapur'un sözleri gerçekdışıymış gibi görünüyor. Ama onun açıklamalarının ardındaki muhakemeyi anlamaya teşebbüs etmeden evvel onun ne söylediğine bir bakalım.

General Kapur, iki cephede savaş stratejisine hazırlanmak için dört gereksinimden bahsetti. Birincisi, "Soğuk Başlangıç" (Cold Start) stratejisi geliştirmeyi sürdürmek; ikincisi, gayri nizâmi harbin askeri ve gayri askeri cihetlerine karşı koymak; üçüncüsü, stratejik erişim ve alan dışı yetenekleri artırmak ve kara-hava-deniz kuvvetleri arasında "operasyonel sinerjiyi" yakalamak; ve son olarak da Hindistan'ın hasımlarına karşı teknolojik üstünlük tesis etmek.

Çin'e karşı stratejik erişim, alan dışı yetenekler ve teknolojik üstünlük aşırı hırslı görünürken, kara-hava-deniz kuvvetlerinin operasyonları arasında halen sinerji arayışında olan kepaze bir ordu söz konusudur. İkinci gereksinim, zamanımızın dayattığı apaçık bir ihtiyaçtır zaten. Askeri bakış açısından anlaşılması gereken ilk noktadır ayrıca.

Soğuk Başlangıç kavramı ise Hint ordusunun Pakistan'ın askeri kuvvetlerini kısa sürede savaşa hazır hale getirme üstünlüğünü dengelemek için epeydir arzuladığı bir şey; Pakistan, Hindistan boyunca doğrusal bir şekilde uzanmakta ve çok az derinlik içermektedir ve bu yüzden coğrafi bir üstünlüğü vardır.

Hindistan ordusu ise Çin ve Pakistan sınırları boyunca kaydadeğer bir derinlikte mevzilenmektedir. Bu iki ülkeden biriyle savaş çıkması durumunda, kuvvetlerinden bir kısmını diğerine karşı kullanmak üzere kaydırmak zorundadır. Kuvvetlerin savaşa hazır hale getirilmesi, genelde çatışmadan önce gerçekleşir. Ancak Soğuk Başlangıç kavramı, normal barış zamanına göre mevzilenmiş askerlerin doğrudan savaşa katılmasını öngörür.

Askeri dilde "denge" denilen bir kavram bir mevcuttur; kuvvetler arasındaki zaman mesafesini ifade eder. Askeri bir kuvvet, ihtiyat kuvvetleri gelene kadar verilen görevi -ister savunma isterse saldırı olsun - yerine getirebilecekse, o kuvvetin denge durumunda olduğu söylenir.

Soğuk Başlangıç, riskli bir teşebbüstür; çatışmaya girmiş kuvvetlerle onları tahkim etmek üzere kışlasından ayrılan kuvvetler arasındaki dengeyi korumak riskli bir iştir. Hesaba gelmeyen pek çok şey vardır ve harekât, mükemmelen planlanmalıdır. 1805'te Ulm ve Austerlitz savaşlarında Napolyon'un elde ettiği başarının altında kuvvetler arasındaki bu nazik denge durumu yatar; Napolyon, bu savaşlarda kendi ordusundan çok daha güçlü orduları mağlub etmişti. Fakat o kişi Napolyon'du ve askeri gücünün zirvesindeydi. Aynı beceriyi Waterloo'da sahneleme teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Barış zamanı askeri liderlik genelde risk almak üzere eğitilmemiştir. İstisnalar vardır ama genelde pek de ihtiyatlıdırlar. Altkıta için de geçerlidir bu. İhtiyat kuvvetlerinin ne zaman geleceğinden emin olmaksızın askeri harekâta hazırlanabilecek bir komutan, gözüpek komutandır.

General Kapur'un sözlerinden ne çıkar o halde? Herşeyden evvel, Pakistan bir iç savaş içerisinde ve Hindistan'la barış yapmak için teklifler getiriyor. Hindistan-Çin ilişkileri, bu yüzyılın başından beri sürekli olarak iyileşiyor, ikili ticaret neredeyse üç katına çıktı; tarafların saldırgan tutumlarından ziyade mesela Çin'in Himaçal Pradeş gibi ihtilaflı bölgelerde Hindistan'dan talepleri, birbirlerine karşı gösterecekleri müsamahanın testidir. O halde niçin şimdi?

Hindistan muhakkak ki geleceğe, Amerika'nın Afganistan senaryosundan çekileceği zamana bakıyor. Amerika'nın Çin gücüne karşıt bir ağırlık olarak Hint ordusunun kabiliyetlerini artırma gayretine rağmen Hindistan, iktisâdi ve siyasi bakımdan Çin'i göğüsleyemeyeceğinin şuurunda.

Amerika'nın yakın zamanlarda Afganistan'dan çekilmesiyle Çin tartışmasız bölgesel güç olacak ve Hindistan, ABD'nin kayda değer bir yardımı olmaksızın Çin'i asla yakalayamayacak. Aynı zamanda, Amerika bölgeden çekilse bile terörle savaşında Pakistan'a yardım etmeye kararlı. General Kapur, Amerika'dan daha fazla yardım almak için [yükselen Çin gücü gibi] bir umacıdan mı medet umuyor? Yahut ülke içi dinleyici kitlesini temin etmek için mi böyle konuşuyor?

Peki dinleyicileri ona kulak kabartıyor mu? Bunu ancak zaman gösterecek.

Yazar hakkında: Emekli Tuğgeneral

Kaynak: The National (BAE)