Değerli anayasa hukukçumuz Prof. Dr. Ergun Özbudun, AKP için yeni anayasa taslağı hazırlayan bilim kurulunun başkanı olarak gündemde.
Özbudun Hoca, AKP ve MHP'nin, Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleri ile YÖK Yasası'nın ek 17. maddesine önerilen hükümlerle ilgili vicdani bir rahatlık içinde görünmüyor. Bazı itirazları da var.
Üniversitelerde türban-başörtüsü serbestliğini savunan Prof. Dr. Özbudun, buna karşılık, önerilen başörtüsü tarifini sakıncalı buluyor. Düzenlemede eksik bulduğu önemli hususlardan biri de başı açık öğrencileri koruyacak bir hüküm bulunmayışı. Özbudun, bu öğrencileri koruyacak bir hüküm olması gerektiğini savunuyor. Bu yaklaşımı, Özbudun'un, başörtüsü-türban serbest bırakılınca, başı açık öğrenciler için bir tehlike veya tehdit oluşacağı algısı içinde olduğunu gösteriyor.
Özbudun'un bu kaygısı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından da paylaşılıyor. Nitekim, AİHM, Leyla Şahin davasında bunu açıkça belirtiyor ve laiklik açısından Refah Partisi'nin kapatılmasıyla ilgili kararına da atıf yapıyor.
İşin ilginç yanı, AİHM'nin Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partisi'ni kapatması üzerine AİHM'ye açılan davada, Refah Partisi'ne karşı Türk hükümetini Prof. Dr. Ergun Özbudun'un savunmuş olması.
Özbudun'un laiklik anlayışı
Prof. Dr. Özbudun, Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partisi'nin kapatılmasıyla ilgili kararını
AİHM nezdinde savunurken, laikliği şöyle vurguluyor:
"Türk hükümeti adına davayı bu seçkin mahkemenin huzuruna getirmekten şeref duyuyorum. İddialara karşı Türk hükümetinin görüşleri daha önce inceden inceye açıklanmıştı... Bugünkü değerlendirmelerimiz ise şöyle olacaktır...
Anayasa'nın 68. maddesine göre 'Siyasi partilerin tüzük ve programları devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, milli egemenliğe, demokratik laik cumhuriyetin ilkelerine aykırı olamaz.' Burada 'laik' kelimesinin altını çizdiğimi belirtmek isterim.
....
Laiklik Türk inkılabının özüdür... Laiklik modern bir devletin alamet-i farikası değil, aynı zamanda demokratik bir siyasi düzenin olmazsa olmaz şartıdır..."
Özbudun Hoca, bu konuşmasında, RP'nin kapatılmasını savunurken, RP soruşturmasında şeriatın ve İslam hukukunun ihyası ve laik devlet düzeninin yıkılmasıyla ilgili belirgin bağlantı olduğunu da vurguluyor.
'RP tehdittir'
Prof. Dr. Özbudun, RP'nin "tehdit" oluşturduğunu da şöyle anlatıyor:
"...Refah Partisi'nin, 1995 seçimlerinde yüzde 21'den fazla oy alarak geldiği nokta, ülkenin demokratik ve laik düzenine karşı büyük bir tehdit anlamına gelmektedir. Şayet köktendinci İslami parti yüzde 2-3'lük bir oy oranı olan marjinal bir parti olmuş olsaydı, belki hoş görülebilirdi. Fakat temsil ettikleri tehlike ve sahip olduğu güç dolayısıyla Anayasa Mahkemesi tarafından uygulanan yaptırım, demokratik bir toplumda gereklidir."
İslamın yorumu
Özbudun, RP'nin kapatılmasını savunurken, İslamla ilgili yaklaşımını da şöyle aktarıyor:
"Hıristiyanlık, açıkçası, her ne kadar ilahiyatçı olmasam da, 'Benim krallığım bu dünyada değildir', 'Tanrı'nın hakkı Tanrı'ya, Sezar'ın hakkı Sezar'a' diyen İsa'nın öğretilerine dayanır.
Buna karşılık İslam sadece dini ve ahlaki meseleleri düzenlemekle kalmaz; aynı zamanda hukuki ve bir ölçüde devletin siyasi düzenini tanzim eder. Çünkü, İslam sadece bir din olarak değil, aynı zamanda bir devlet sistemi olarak tezahür etmiştir... Bu iki yön herhangi bir şekilde ayrıştırılamaz niteliktedir. Dolayısıyla devletin laik karakterini korumak konusundaki hassasiyetimiz anlayışla karşılanmalı ve demokratik düzenin bir şartı olarak takdir edilmelidir."
Kaynak: Milliyet