Osmanlı Devleti'ne 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında yakıştırılan 'hasta adam' nitelemesi bugün Arap dünyası için uygun. Zira Arapların içinde bulunduğu şartlar, Osmanlıların imparatorluğu kaybetmelerinden halinden iyi değil. Bu şartlar, saldırgan Siyonistlerle komşu ülkeler tarafından hafife alınmayı, iç işlerine yapılan müdahaleyi özetliyor. Osmanlı İmparatorluğu da Avrupa'nın, özellikle de Fransa ve Britanya'nın açık saldırılarına maruz kalmıştı.
Ümmetin içinde bulunduğu alçaltıcı durum, düşmanlarını tüm uluslararası yasaları ihlal ederek saldırılarını sürdürmeye teşvik etti. En önemli kanıtlar şöyle: Gazze'ye yönelik Siyonist saldırı; yasak olan beyaz fosfor bombalarının denenmesi; BM'nin Gazze'de ateşkese yönelik 1860 sayılı ateşkes kararının yanı sıra, ablukanın kaldırılması ve Gazze kapılarının açılması yönündeki uluslararası meşru kararların uygulanmaması. Bu tavır, işgal altındaki Kudüs'ün Selvan bölgesindeki 80'den fazla aileye kutsal kentin Yahudileştirilmesi işleminin tamamlanması için evlerini terk etme uyarısı yapılmasıyla doruğa çıktı.
İran'ın eski meclis başkanı Ali Ekber Natık Nuri'nin, Bayreyn'in İran'ın 14. vilayeti olduğuna yönelik açıklamaları da, Araplar gerilemeyi sürdürürse işin bu noktada kalmayacağına işaret ediyor. Gazze'de halkımıza karşı Siyonist teröristlerin başlattığı soykırım savaşı sırasında Arapları kuşatan ülkelerin gücü artıyor ve Arap bölgesindeki boşluğu doldurmaya çalışıyorlar. Kuveyt zirvesinde Suudi kralının önerdiği uzlaşının ilerlemeyi gerçekleştirememesi Arap rejimleri arasındaki uçurumu genişletti. Türkiye durumu düzeltmek, Arapların geleceğini tehdit eden üzüntü verici duruma nokta koymak için müdahale etti.
Anlaşmazlıkların ve karşılıklı suçlamaların yol açtığı bu trajedilerin etkilerini dile getirmeye gerek bile yok; Arap dünyasının demokrasi, reform ve kalkınma sağlamayı başaramadığını, yolsuzluğu ortadan kaldırmakta başarısız olduğunu söylemek yeterli. Okuryazarlık oranı korkunç şekilde düştü. Avrupa ve Amerika'ya beyin göçü arttı. 10 milyondan fazla mühendisin ve doktorun göç ettiği söyleniyor. Bu kimseler Batı'daki kalkınmaya destek oluyor. Arapların dünü bugünden daha iyiydi, bugünleriyse yarından...
(Ürdün gazetesi Düstur, 24 Şubat 2009)
Kaynak: Radikal