Ortadoğu'da rejimlerin 'duvar'ı

Her ne kadar Mısır Arap dünyasının kalbi sayılsa da Ortadaoğu'daki kördüğümü Suriye'deki gelişmelerin çözeceğini basiret sahibi herkes kabul eder. Suriye Ortadoğu'daki stratejik dengelerin alacağı şeklin göstergesi... Sadece bölgesel dengelerin değil artık iyice kendini göstermeye başlayan küresel rekabetin de bilek güreşine tutuştuğu mücadele alanına dönüşebilir.

Suriye'yi bu derece önemli bir yere yerleştiren; işgal ettiği stratejik konumu ve İsrail'le barış yapmayan (Lübnan'la beraber) kayda değer tek ülke olması. Ancak bunlar bir yana iç dengeleri Suriye denklemini doğrudan bölgesel sorun haline getiriyor. İç dengelere bağlı olarak yaşanmakta olan sürece bakacak olursak, Mısır etkisini görmemek mümkün değil. İç dinamikleri harekete geçirmede Mısır, Arap dünyasında belirleyici bir işlev üstlendi. Ancak bölgesel denklemde Suriye söz konusu olunca, belirleyici ağırlığı tek başına taşıdığı söylenemez. Zira Mısır İsrail'le barış yapmasına karşın Suriye bu sürece direnerek hala bir barış anlaşması yapmamış bulunuyor.

Suriye'nin İsrail karşısındaki pozisyonu İran ve Hizbullah denklemiyle birlikte düşünüldüğünde bölgede karşı ağırlık merkezi olma iddiasını bugüne kadar sürdürdüğü söylenebilir. Suriye'nin stratejik pozisyonunu değiştirmeye yönelik her dış müdahale, bölgesel dengeleri alt üst etmeyi göze almayı gerektireceği için bir çırpıda halledilecek bir konu değil.

Ayrıca iç dengelerinin hassaslığı nedeniyle yaşanması muhtemel bir kaos ortamının da bölgedeki etnik ve mezhebi hassasiyetleri etkilememesi imkansız. Zaten Esad rejiminin dış dünyaya karşı kullandığı en önemli kozlardan biri de bu kaos ihtimali ve komşu topraklara da sıçraması muhtemel bir tür iç savaş tehlikesidir. Ancak Suriye'nin azınlık rejiminin Batı tarafından zımnen de olsa hoş görülmesini sağlayan unsur, rejimin katı da olsa laik karakteridir. Bugüne kadar laik olmasının özellikle altının çizilmesi, rejimin en büyük muhalif gücünün bu laiklik özelliğini zedeleyeceği korkusuydu. Yani Müslüman Kardeşlerin örgütlü tek muhalif güç olması ve stratejik denklemde muhalif cephede görünmesi sebebiyle İslamcı bir muhalefetin iktidarı ele geçirme tehlikesi tüm bölgenin yumuşak karnı olarak kollanması gereken bir pozisyon oldu. Bir yanda İsrail'le de facto durumu kabullenilmiş, bu haliyle izole edilmiş bir Suriye sistem karşıtı olmakla cezalandırılırken diğer tarafta "daha büyük tehlike"yi önlediği için de "korunmaya mazhar " denilmese bile "tolere edilen" rejim muamelesi gördü. Bu çelişik durum Türkiye'nin devreye girmesine kadar devam etti.DEVAMI>>>