Ortadoğu'da Pandora'nın kutusunu yeniden açmak

Mısır'da güvenlik kuvvetleri tarafından protesto kamplarına çarşamba günü başlatılan müdahaleler  tahmin ediliyordu. Tahmin edilemeyen, bunun şiddeti ya da Batı tarafından başlangıçta teşvik edilen siyasi ve anayasal süreç tamamen sona ererken Batılı başkentlerden hemen hemen hiç ses gelmemesiydi. Darbeden bu yana yeni Mısır hükümeti tarafından üçüncü büyük katliam gerçekleştirilirken Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri'nden gelen yumuşak tepkiler, Batılı liderlerin, Mısır'a istikrarın yeniden gelmesi için en büyük şans olarak askeri rejimi gördüklerini gösteriyor. Bu, kana bulanmış bir istikrar olsa bile...

Bu kanlı olaylar Müslüman Kardeşler ve bizzat Mısır için 360 derece dönüşe işaret ediyor. Karanlıklardan çıkıp barışçı bir siyasi sürece katılarak parlamento seçimlerinde yüzde 37'nin, cumhurbaşkanlığı seçiminde de adayı yüzde 50'nin üzerinde oy alan Müslüman Kardeşler, şimdi bir kez daha Mısır'daki derin devletin tüm ağırlığını karşısında buluyor.

Son darbesinin Müslüman Kardeşler tarafından red ile karşılanmasından sonra Mısır ordusu, ülke çapında eyalet yönetimlerine kendi adamlarını yerleştirerek, İhvan'a kanlı bir müdahale başlatarak ve olağanüstü hal ilan ederek çok iyi bildiği vasıtalara başvurdu. Ülkenin son olağanüstü halinin 45 yıl sürdüğünü düşününce bu, askeri rejimin muhaliflerinin yüreklerine pek de su serpmedi.

Batılı hükümetler için bu olaylar kendilerini acı verici bir yeniden değerlendirmeye mecbur ediyor. Bunların tepkileri Mısır'da olanların Orta Doğu'da eski düzene dönüşe işaret edebileceğini gösteriyor. Batılı hükümetler -ve İsrail- onlarca yıl, kendi ülkelerinde baskıcı olan ama uluslararası açıdan istikrar bozucu eylemlerden kaçınan Arap hükümetlerle yakın ilişkiler kurdular. Mısır ordusu da Amerika Birleşik Devletleri'nin yakın bir ortağı oldu ve onlarca yıldır da İsrail'le barış antlaşması içinde yaşadı.  Benzer şekilde, Beşşar Esad idaresindeki eski Suriye'nin, ülkedeki iç savaşın yol açtığı bölgesel istikrarsızlığa kıyasla bir gül bahçesi gibi olduğunu kabul etmeyen çok az Batılı diplomat vardır.

Batı'nın savunma eksikliklerinin olduğu bir zamanda Orta Doğu'daki diktatörlerin karışık bir bölgede barışı muhafaza etmelerinden gelen fayda açık bir şekilde ortadadır ve Obama yönetiminin Mısır'da temmuz ayındaki darbeyi tanımlarken niçin net bir şekilde "darbe" diyemeyip böyle söz jimnastikleri yapmak zorunda kaldığının bir izahıdır. Arap Baharı'nın başlangıcı Batı'da demokrasiye yönelik olarak muhabbetle karşılanırken Batılı hükümetlere Orta Doğu'da demokratik açılışın Pandora'nın kutusunun açılmasına yol açacağı giderek daha açık hale geldi. İktidarı ele alış biçimindeki beceriksizlikler sebebiyle Müslüman Kardeşler'in itibar kaybetmesi de buna eklenince Mübarek dönemindeki gibi askeri rejim tesisine yol açıldı.

Bu, Mısır'daki devrimin en muhtemel sonucuydu. Devrimleri kaçınılmaz olarak kaos dönemleri takip eder. Mısır gibi derinden kutuplara ayrılmış bir toplumda demokratik bir sürecin uzlaşmayla neticelenmesi muhtemel değildi zaten. Ordu da gayet zekice, istikrar ve hem iç durum hem de uluslararası ilişkiler bakımından bir tür tahmin edilebilirlik getirebilecek tek güç olarak yeniden ortaya çıkmadan önce diğer organize siyasi güçlere -liberallerle İhvan- kendilerini asmaları için yeterli miktarda ip verdi.

Ordunun kontrolü sağlamasıyla ülkedeki son şiddet dalgasının tozu dağılacak olsa bile, Mübarek yönetimine ayaklanmalara yol açan baş sebep olan iktisadi problemlerin halline yönelik çok az şey yapıldı. Ayrıca, bundan sonra ülke uzlaşma ve sosyal barış şansının azalmasıyla her zamankinden daha da kutuplaşmış olacak.

Mısır'da ve daha geniş çerçevede Orta Doğu'da İslamcı hareketin yönü de bu olaylardan derinden etkilenecek. Bazı "orta yoldaki" İslamcıların siyasi İslam'ın demokrasiyle uyuştuğuna dair ümitleri kayboluyor. Bu ümitler hep bir serap olmuş olsa bile önce Müslüman Kardeşler, sonra da Mursi için oy vermiş çok sayıda Mısırlı, iradelerinin Batı tarafından finansal olarak desteklenen ve eylemlerinden dolayı sadece hafif şekilde azarlanan Mısır ordusu tarafından gasp edildiğini not edecektir.

Gelecekte Mısır'daki İslamcıları, herhangi bir demokratik sürecin korkunç bir şekilde kendilerine karşı çevrilmeyeceğine ikna etmek imkansız olacak. Ordunun İhvan'ı siyasetten tamamen uzaklaştırma teşebbüsleri şehirlerde isyanı davet ederken, bunun hem rejim hem de Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı daha da büyük hoşnutsuzluğa yol açması beklenir. Pandora'nın kutusunu kapatmak bazılarının zannettiği gibi onu açmak kadar kolay değildir.

Kaynak:  The National Interest
Dünya Bülteni için çeviren: Mehmet Şeyhoğlu