'Ortadoğu Birliği' imkânsız bir hayal

Acaba Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Türkiye, İran, Suriye ve Irak arasında bir 'ekonomik bütünleşme' ihtimalinden söz ederken aşırı bir iyimserlik içinde miydi? Ekonomik işbirliği doğal olarak mümkün.

Acaba Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Türkiye, İran, Suriye ve Irak arasında bir 'ekonomik bütünleşme' ihtimalinden söz ederken aşırı bir iyimserlik içinde miydi? Ekonomik işbirliği doğal olarak mümkün.

Bu dört ülke arasında ekonomik alışverişin göstergeleri, Osmanlı Devleti'nin son nefeslerini vermesinden bu yana benzeri görülmemiş işbirliğiyle karakteristik bir sıçrama yaşandığına işaret ediyor.
Ne var ki işbirliği ve bütünleşme tamamen farklı. Zira ilki 'siyasi olmayan' bir gelişmedir, genellikle sınırlıdır, bir mekân ve zamanla belirlenmiştir.

Örneğin Arap ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliği veya Avrupa Ortak Pazarı anlaşması öncesi Avrupa'da yaşandığı gibi. Bütünleşmeyse üst düzey bir jeo-stratejik bir karardır. Sadece ekonomik birlik için değil, aynı zamanda özel ideolojik ve kültürel payları bulunan geleceğe dair siyasi bir oluşumdur. Daha açık ifadeyle, ekonomik bütünleşme gerek AB, ASEAN ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi çok kutuplu, gerekse tek kutuplu olsun, nihayetinde yeni bir bölgesel sisteme götürür.

Esad'ın dile getirdiği ve İslami bir Ortadoğu oluşturacak bu bütünleşmeden ortaya çıkacak sistemde, Türkler, İranlılar ve Araplar imkânlarına ve güç dengelerine göre iktidarı paylaşacaktır. Dolayısıyla sistem, İran'ın de eklenmesiyle Osmanlı sisteminin bir tekrarı olacaktır. Peki böyle bir sistem mümkün mü? Bu bağlamda üç büyük engel var: İlki dünya sisteminin parçası olması için bu bütünleşmeye uluslararası gerekçe sağlama gereği; böyle bir gerekçe ancak, ABD'nin bölgeden çekilmesi ve yerini bu projeyi engellemeyecek bir Rus-Çin-Avrupa nüfuzunun almasıyla bulunabilir. İkincisi, 60 yıldır Arap Ortadoğu'yu tamamen yıkmakta başarılı olan İsrail'in İslami Ortadoğu'nun ortaya çıkmasına karşı mutlak reddi.

İsrail bu sistemi kurma girişimlerini başarısız kılmak için onlarca savaş açmaya hazır olacaktır. Üçüncüsü Arapların bu ortaklığa bütünleşmiş bir taraf olarak katılma gücünün düşüklüğü.

Bu engellerin her biri tek başına bölgesel İslami bütünleşmeyi saman alevine dönüştürebilir. Dörtlü bütünleşme pratik bir projeden ziyade bir düşünce. Bununla birlikte tablo en azından orta ve uzun vadede simsiyah da değil. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Haliç, 19 Mayıs 2009)

Kaynak: Radikal