Orta Asya'nın tek İslami partisi

Tacikistan bağımsızlık sonrasında çok partili demokratik düzene geçtiyse de içerideki farklı grup, kabile ve fikri akımlarının etkisiyle bir dönem iç çatışmalar yaşadı.

 

Rusya'nın askeri desteğiyle durdurulan iç savaşın ardından, ülkede yeniden eski komünistlerin hâkimiyetinde bir diktatörlük rejimi hâkim kılındı.

 

1992-97 yılları arasında devam eden iç savaş, Tacikistan'da iktidar-muhalefet ilişkilerinde muhalefetin konumunu güçlendirmesine sebep oldu. Rejim savaş sonunda iç çatışmanın ülke çıkarlarına fayda vermeyeceğini anladı ve siyasal sistemin kapılarını İslamcılara da açmak zorunda kaldı.

 

1997'de imzalanan barış anlaşması sonucu Tacikistan, Orta Asya'da anayasal çerçevede hareket etmeyi taahhüt eden bir İslamcı partiye izin veren tek ülke olma özelliğini hâlâ sürdürmektedir.

 

Orta Asya'nın ilk ve tek İslami Partisi olarak bilinen, Tacikistan İslami Hareket Partisi'nin kurucusu Üstad Said Abdullah Nuri'nin geçen yılki vefatından sonra parti, ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı.

 

Bazı iç ve dış çevreler Tacikistan İslami Hareket Partisi'ni resmi bir parti olarak tanımıyordu. Partiyi, dejenere olmuş bir siyasi hareket olarak görüyorlardı. Şimdi gelinen noktanın çok daha iyi olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

 

Ülkedeki iki büyük muhalefet partisinden birisi olan İslami Hareket, kurucusu Abdullah Nuri'nin vefatı ve ülkenin içinde bulunduğu siyasi çalkantı ve gerilimler nedeniyle geçen yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmamıştı.

 

25 Eylül 2007 tarihinde Parti genel başkanlık seçimi yapıldı. Dokuz üyeden oluşan parti yönetim kurulundan yedisi başkanlık görevini vekaleten sürdüren Muhyittin Kebiri lehine oy kullandı.

 

Bu şekilde Kebiri 4 yıl daha parti başkanlığına devam edecek. Kebiri bu görevi son bir yıldır vekaleten sürdürüyordu.

 

Başkan seçilmesinin ardından bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin farklı konulardaki sorularına cevap veren Kebiri, son iki yıldır ülke gündeminden düşmeyen okullarda başörtüsü yasağı hakkında kendisine yöneltilen bir soru üzerine, 'Laikler laikliğe, İslami ekstremistler ise dindarlara zarar veriyor.' Dedi.

 

Camilerin yıkılması ile ilgili bir soruya ise, 'Laikler için cami sadece bir bina anlamına geliyor olabilir ancak, inananlar için kutsal bir yerdir. Camilerin yıkılması bizi rahatsız etmektedir.' Şeklinde cevap vermesi, partisinin ileriki günlerde ülke yönetimiyle bazı konularda çelişebileceği sinyallerini veriyor.

 

Halbuki Kebiri, Tacikistan'da dinî siyasetin unsurlarıyla devlet arasındaki sükunet ve barış sayesinde partilerine yönelik ciddi bir tehdidin bulunmadığını söylüyor.

 

Tacikistan'da iki ay önce bazı camiler ruhsatsız olduğu gerekçesi ile devlet tarafından yıkılması gerginliğe yol açmış, çatışmaların tekrar başlanmasından endişe edilmişti.

 

Tacikistan İslami Hareket Partisi'nin, ılımlı dindarlık temelinde yeniden yapılandığı ve halka yakın olması nedeniyle Tacikistan siyasi hayatında iyi bir yer elde edebileceği tahmin ediliyor.

Cumhurbaşkalığı seçimlerinin ardından geçen yaklaşık bir yıllık dönemde, özellikle de dindarları rahatsız eden başörtüsü yasağının tekrar gündeme getirilmesi  ve bazı camilerin yıkılması gibi kararların cüretle alınabilmesi, Cumhurbaşkanı İmamali Rahmanov'un konumunu güçlendirdiği ve ülke siyasi arenasındaki ipleri eline almaya başladığını gösteriyor.