Obama'nın gücü tecrübesizliğinde


 
Tecrübenin iyi hüküm vermekle eşanlamlı olduğu yargısını sarsmak zordur. Bunu bilen McCain 'savaşın çemberinden geçmiş bilge' kartını oynuyor, Hillary de deneyimini öne çıkarıyor. Fakat, Obama'nın tecrübesizliği paradoksal bir biçimde ABD'ye taze bir başlangıç yaptırır

'Mesele dış politika olduğunda, tecrübe son derece önemli bir niteliktir.' Washington'ın genelgeçer doğrulara düşkünlüğünün altını oymaya kendini adamış Swoop adlı bir internet günlüğü kuran eski Britanya dışişleri bakanlığı yetkilisi Jonathan Clarke böyle diyor.

Arkadaşım Clarke'ın kastettiği şey şu: Soğuk Savaş kuşağını şekillendiren sorun ve strateji silsilesi mazide kaldı. Bizzat Clarke da bu kuşağın bir ürünüydü; Britanya hükümeti için Soğuk Savaş'ın çeşitli sıcak noktalarında kelle koltukta görevler üstlendi. Fakat o dönem kapandı. Sovyet tehdidi ve ondan da önce Almanya'da Hitler'in yükselişiyle teşekkül eden düşünce sisteminin yeni koşullara göre gözden geçirilmesi gerekiyor. Yeni bir meseleler ve şahsiyetler silsilesi var -ve Amerika aynı rol dağılımını ve siyaset belgelerini kullanmaya devam ederse, dünyanın nereye gittiğini kavramakta başarısız olacağız.

Soğuk Savaş'ı unutma zamanı
Demokrat Parti önseçiminin son haftalarına tecrübe meselesi damgasını vuracak. Hillary Clinton'ın elinde kalan yegâne koz, daha önce de Beyaz Saray'da bulunduğu ve birinci günden itibaren göreve hazır olacağını bıkıp usanmadan tekrarlamak. Peki göreve hazır mı? Geçmişte ülkeye rehberlik etmiş insanların ve politikaların bir tekrarına mı hazır yoksa? 1970'ler, 80'ler veya 90'lardaki dünya yeniden yaratılabilecek olsa, epey cazip bir şey olurdu bu.
Tecrübe farklılığının gölgesi, Cumhuriyetçi Parti'nin hemen hemen kesinleşmiş adayıyla müstakbel Demokrat aday arasındaki asıl yarışın üzerine daha da ağır bir biçimde düşecek. McCain ağzını her açtığında, bilge ve savaşın çemberinden geçmiş bir adam fikrini işliyor. Wisconsin'deki önseçimi kazandıktan sonra yaptığı açıklamada, "En genç aday olmasam da en tecrübeli benim" diyordu McCain. Bu cümlenin kendisini Beyaz Saray'a kadar taşıyacağını umduğu ortada. O sert ihtiyar savaş uçağı pilotu Soğuk Savaş muharebelerine girmiş, tehlike anında ülkeyi nasıl koruyacağını biliyor. McCain'in stratejisi, bu bileşik cümleden ibaret.
Tecrübenin iyi hüküm vermekle eş anlamlı olduğu yargısını sarsmak zordur. Doğal olarak, daha önce orada bulunmuş, hasmı ölçüp tartmış, oyunun nasıl oynandığını öğrenmiş insanlara sığınma eğilimindeyizdir. Ancak tecrübenin etkisini ölçecek bir sınav olsaydı, Bush yönetiminin Irak'ta savaşa girme kararına ve sonra işgali yönetme tarzına bakmamız gerekirdi. Bush'un danışmanları belki de modern zamanların en tecrübeli ekibiydi. Fakat performansları çoğu zaman tam bir felaketti. Bana kalırsa bunun kısmi nedeni, 11 Eylül sonrasının meydan okumalarını Soğuk Savaş'tan kalma askeri güç kullanımı kalıbına dökmeleriydi.
Soğuk Savaş zihniyetinden yeni bir şeye dönüşüm geçiren son büyük ülke biziz. Çin ve Hindistan, küresel piyasalarda nasıl başarılı olunacağını kavrayan yeni lider seçkinleri sayesinde yükseliyor; Rusya, tecrübeleri Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonraki dönemde şekillenmiş yeni bir devlet başkanı seçmek üzere; Pakistan daha geçen günlerde kendi 'Soğuk Savaşçısı'nı silkeleyip attı; Soğuk Savaş'tan sağ çıkan efsanevi Fidel Castro bile çekilmeye karar verdi. John McCain, mazinin simgesi sıfatıyla ancak Amerika'da ciddi ciddi liderlik kampanyası yürütebilirdi.
Tecrübesizliğin faydasını geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü Dmitry Peskov'u dinlediğimde idrak ettim. Gelecek pazar Putin'in halefi seçilmesine kesin gözüyle bakılan Dmitry Medvedev'i Ruslar için cazip kılan şeyin, 'Sovyet Soğuk Savaş zihniyetiyle biçimlenmemiş bir kuşağa mensubiyeti' olduğunu söylüyordu Peskov. Bizzat Putin de bir dönüşüm figürü, KGB yetkilisiyken edindiği tecrübelerle biçimlenmiş biri. Fakat Peskov'a göre, onun ardından aynı etiketi taşımayan bir Rus kuşağı geliyor. Bu kuşak dünyayı geziyor, ebeveynlerinin hayal bile edemeyeceği şeyler görüyor, sorunlara taze gözlerle bakıyor.

McCain korku bile saçabilir

ABD başkanlık kampanyasının bir sonraki aşamasına hazırlık mahiyetinde şöyle bir düşünce jimnastiği yapın: Barack Obama'nın başkan sıfatıyla ilk yurtdışı gezisinin televizyon görüntülerini - Moskova, Kahire, Nairobi, Şangay, Paris, İslamabad sokaklarındaki kalabalıkları tahayyül edin. Şimdi de aynı kentlere McCain'in yapacağı ziyaretleri gözünüzün önüne getirmeye gayret edin. McCain büyük bir adam ve saygı, itaat, belki de biraz korkuyla buyur edilecektir. Obama'ysa farklı ve daha yoğun tepkilere yol açar -sürpriz ve belirsizlik, ama emin olun, idealizm ve umut da. Şimdi bana hangi görüntünün 21. asırda daha güçlü ve güvenli bir ABD getireceğini söyleyin.
Obama'nın bir aday olarak mesuliyetleri var, fakat tecrübesizliği paradoksal bir biçimde, gerçekten de temel savlarını güçlendirebilir -Amerika'nın taze bir başlangıç yapmasını sağlayabilir.

Kaynak: Radikal