Obama'nın Bush'tan tek farkı sarf ettiği tatlı sözler

Obama ABD'nin üslubunu değiştirmeye çabalasa da, Afganistan ve Pakistan'da Amerikan savaş uçakları sivilleri vurmaya devam ediyor. Müslüman sivillerin kanı Batılı sivillerinkinden ucuz...

Amerikan uçakları, Pakistan-Afganistan sınırının her iki tarafında ve Afganistan'ın çeşitli bölgelerinde Taliban'ın başını çektiği ve tırmanan isyanla mücadele bağlamında masum insanları öldürmeyi sürdürüyor. Bu durum ABD'nin belirli aralıklarla çeşitli şekillerde özür diyelesine yol açıyor. Amerika, ölü sayısının 20, 30, 100 veya daha fazla olup olmadığı konusunda bazı açıklamalar da yapıyor. Amerikan ordusu son olarak mayıs başlarında, Afganistan'ın doğusundaki Farah eyaletindeki saldırılarda 26 sivilin öldürüldüğünü ifade ederken, Afganistan hükümetinin yetkilileri -Taliban üyeleri değil- en az 140 sivilin öldürüldüğünü belirtti.
Pakistan ve Afgan hükümetlerinin halk karşısında sıkıntıya düşmeleri nedeniyle bu saldırıların durdurulması için yalvarmasına rağmen, Amerikan merkez komutanlığı sivil kayıpların sayısını düşürmek için yöntemlerini değiştirme taahhüdünde bulunup, hava saldırılarının düşmanın oluşturduğu tehdidi ortadan kaldırmak için uygun bir araç olduğunu da tekrar etti. Görünen o ki, Pakistan hükümetinin halk desteği iyice geriledi ve birçokları Amerikan ordusunun operasyonlarının Pakistan'ın desteğiyle sürdüğü
görüşünde. Svat vadisinde yaşananlar da bunun kanıtı.
ABD Başkanı Barack Obama'nın Müslümanlara yönelik 'yumuşak' konuşmasının bu bölgelerde akan kan serisinde etkili olmadığı açık. Özellikle de akan kan başkalarınınkinden değerliyken... İsrailli esir asker Gilat Şalit'in özgürlüğü 12 bin Filistinli tutuklunun özgürlüğünden daha önemliyse, Afgan kanının da bu derece ucuz olması gayet doğal. Afganistan'da fertleri ölen ailelere kişi başı 500 dolar tazminat ödenirken, Lockerbie faciasının (1988'de 270 kişinin ölümüne yol açan Pan Amerikan Havayolları'na ait yolcu uçağının düşürülmesi) kurbanlarının kişi başı tazminatı 10 milyon dolar oluyor. Müslüman kanı istisnai bir şekilde ihmal ediliyor. Bu durumun Obama'nın Kahire Üniversitesi'ndeki saygın konuşmasını olumlu karşılayıp sorgulamaksızın büyük bir değişim olarak görenleri harekete geçirmesi gerekir. Tıpkı İbrani devletindeki sağcı güçlerin Başbakan Binyamin Netanyahu'nun konuşmasını olumlu karşılaması gibi, Obama'ya olumlu yaklaşan bu kişilerin bazılarının bilinçlenip bilinçlenmediğini bilemiyoruz.

Ne dediğine değil, ne yaptığına bakmalı
Afganistan ve Pakistan bağlamına dönersek; insanları ceset parçalarına dönüştüren ve evlerini tamamen yok eden bu 'kör' saldırılar ABD'ye yönelik kinin artmasına yol açıyor. ABD bu insanlara, işgalden önce ve sonra vaat ettiği yaşama araçlarının yerine bombaları reva görüyor. Afgan vatandaş ülkesinin işgal edilmesinden beri daha fazla ölüm dışında bir şey görmedi. Kaide lideri Usame bin Ladin'in kendi çevresinde en yüksek destek oranını alması gayet doğal. Afganistan halkı hedefi ve araçları ne olursa olsun işgali reddediyor. Obama'nın selefinin hatalarını tekrarladığı açık. Afganistan'a yoğunlaşmasının başarılı bir strateji oluşturacağını düşünüyorsa hatasını ileride, bol miktarda para ve asker kaybettikten sonra anlayacaktır. Bu durum ABD'yle koalisyon yapan Batılı ülkeler için de geçerli.
Bizi özellikle ilgilendiren mesele şu: Yukarıda da işaret ettiğimiz üzere Obama'yla üslubu değişse de, ABD Müslümanları hafife alıyor. Bu adam Türkiye'de ve Mısır'da tatlı sözler sattı ve bunları başka bağlamlarda da tekrar edecek. Ancak Müslümanlar ona, birbirlerine "Ne yaptığına bakın" diyerek yanıt veriyor. (Ürdün gazetesi Düstur, 1 Temmuz 2009)

 

Kaynak: Radikal