İstanbul borsası geçen hafta haklı olarak panikteydi. Yatırımcıların kaygısı kredi krizinden değil, çok daha siyasi ve yerel bir şeyden kaynaklanıyordu: Ilımlı İslamcı iktidar partisine darbe yapılacağı korkusu. Seçilmiş ABD başkanı Obama ve dış politika danışmanları da bu yatırımcılar kadar kaygılansa iyi eder. AKP döneminde Türkiye köprüler kuran, Suriye'yle İsrail arasında dolaylı barış görüşmeleri başlatan, ABD-İran veya Arap-İran diyaloğunda ara durak olmayı teklif eden bir ülke oldu.
Türkiye konusunda kaygıların artmasının nedeni, Ergenekon adlı aşırı milliyetçi grup hakkındaki soruşturma nedeniyle çarşamba günkü gözaltına alma dalgasıydı. 86 kişi hükümeti devirmeye çalıştıkları gerekçesiyle yargılanıyor. Geçen hafta 37 şüpheli daha gözaltına alındı ki aralarında üç emekli general ve laik akademisyenler, siyasetçiler ve gazeteciler de var.
Genelkurmay başkanı Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'le olağanüstü toplandı. Gül içişleri bakanıyla ayrıca görüştü. Üst düzey bir subay İstanbul emniyet müdürüyle görüştü. Ordunun son 50 yılda 4 hükümet devirdiğini düşünürsek, Türkler, ordunun son gözaltılarla ilgili hükümete şikâyetlerinin beşinci bir darbe tehdidini içerdiğinden şüphelenmekte pek haksız sayılmaz. Amerikalı yetkililer Türk liderlere görüş farklılıklarını barış içinde çözmeleri için danışmanlık yapsın. Türkiye'de darbe veya iç savaş olmadan da Obama ekibinin başını ağrıtacak çok işi var zaten. (Başyazı, 14 Ocak 2009)
Kaynak: Radikal