Binyamin Netanyahu'nun dostları onu iyi bir poker oyuncusuna benzetiyor. Sözgelimi İsrail başbakanının üzerinde 'Filistin devleti' yazan kartı oynamadan önce, Amerika'nın bu devletin askersizleştirileceği taahhüdünde bulunmasını istediğini anlatıyor. Fakat İsrailli lider ABD Başkanı Barack Obama'yla yaptığı görüşmede alışılmadık bir sınavla yüz yüze kaldı.
Obama poker oyuncularına benzeyen siyasetçilerden değil: Bir şey yapmaya karar verdiğinde, doğruca hedefe doğru ilerliyor, kartlarını masaya koyuveriyor. Bu doğrudan tarz Obama'nın imzası haline geliyor ve ABD'nin İsrail'le diyaloğunun dinamiklerini de ustaca değiştirmiş durumda.
Bu ilişki geleneksel olarak dallı budaklı siyasi bir dans olageldi, zira ABD başkanları Kongre'deki İsrail destekçilerini incitmeden ne kadar ileri gidebileceklerini tartıp durdu. Fakat bu kez bu tür bir oyunbazlık yoktu: Obama kısa sürede Filistin devleti için müzakere istediğini söyledi ve İsrail başbakanına işe koyulması için meydan okudu. Obama Oval Ofis görüşmesinden sonra yaptığı açıklamalarda Netanyahu'yu son derece nazik biçimde sıkıştırdı. "Netanyahu'nun sadece siyasi yeteneklerine değil, tarihsel vizyonuna da büyük güvenim var... Ve kim olduğunu göstereceği konusunda da güvenim yüksek" dedi Obama.
Obama Beyaz Saray görüşmesinde de Netanyahu'ya el çabukluğuyla üstünlük kurdu. İsrail lideri Filistin meselesinde ilerlemeyi ABD'nin İran'a karşı sert tutum almasıyla ilişkilendirmeye çalıştı. Fakat ilk gününden beri Obama, sözgelimi Filistin devleti ve İran'la temas gibi konulardaki sert ABD tutumlarını yumuşatmaya başladı. Bu haftaya gelindiğinde Netanyahu kendisini Obama'nın bu yıl sonuna doğru İran'la ağız arama kabilinden görüşme başlatma planlarına boyun eğen bir konumda buldu.
Obama'nın gelecek birkaç aydaki stratejisi, müzakereler için endişe içindeki Netanyahu'yu işin içine katmaya yetecek kadar cazip bölgesel bir çerçeve oluşturmak olacak. ABD, İsrail'e bazı çabuk ve elle tutulur yararlar sağlamak için Arapların İsrail'le ilişkileri normalleştirmeye başlamasını istiyor. Ürdün Kralı Abdullah Arap Birliği ülkelerinin bu tanıma sözünü '23 devletli çözüm' olarak niteliyor.
Bu tahkim stratejisinin anahtarı Riyad. Fakat Suudiler kapalı kapılar ardında, İsrail barış için 2003'te ortaya konan 'Yol Haritası'na bağlı olduğunu gösteren bazı dramatik adımlar atmadıkça (sözgelimi Batı Şeria'daki yerleşimlerin dondurulması) normalleşme için hiçbir şey yapmayacakları uyarısında bulunuyor.
Obama bu kördüğümü çözmek için Netanyahu'ya ağır baskı yapmaya hazır. Elinde, İsrail'i Yol Haritası şartlarını yerine getiremediği için eleştirmekten daha sert önlemler almaya kadar uzanan bir dizi seçenek var. Obama yerleşimlere karşı olduğunu açıkça ifade etti. ABD ve İsrail pozisyonları arasındaki mesafeyi azaltmaya başlamak için Obama Ortadoğu temsilcisi George Mitchell'a Oval Ofis görüşmesinden sonra derhal İsrail ekibiyle konuşması emri verdi.
Mitchell'ın arabuluculuk çabaları ilerleyen günlerde yoğunlaşacak, zira Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'le Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas gelecek hafta Washington'ı ziyaret edecek, Obama'ysa haziranda Kahire'ye gidip Arap dünyasıyla yakınlaşma arzusunu daha güçlü vurgulayacağı bir konuşma yapacak.
Filistin'de sıfır asker talebi blöf değil
İşte burası Netanyahu'nun poker yeteneklerinin sınanacağı nokta. İsrail başbakanı, devletin ayrıntılarını görüşmeyi kabul etmeden önce, ABD ve Arap liderlerinin müstakbel bir Filistin devletinin askersizleştirileceği vaadinde bulunmasını istiyor. Netanyahu muhtemelen blöf yapmıyor: İsrail'in güvenliğini koruyan bir formüle ulaşılamadıkça kartını oynamayacak.
Netanyahu Mart 2007'de tanıştıklarında Obama'nın nadir bulunan bir siyasetçi olduğunu anladı. O günlerde kimse Illinois senatörüne pek fazla şans vermiyordu, fakat Likud lideri yardımcılarına şunu söylemişti: "Bence ABD'nin yeni başkanı bu adam." Netanyahu şimdi Obama adlı siyasi fenomenin bütün ağırlığıyla -yani kendisini siyasi olarak ABD-İsrail ilişkisinin bildik kurallarını görmezden gelecek ve doğru olduğunu düşündüğü şey için sıkı bastıracak kadar güvenli hisseden bir başkanla karşı karşıya. (20 Mayıs 2009)
Kaynak: Radikal