Obama, İsrail-Filistin dengesini nasıl sağlayacak?
Başkan Obama'nın ABD'nin Filistinlilere ve onların "kendi bağımsız devlet isteklerine" sırtını dönmeyeceğini açıklamasının üstünden bir yıl geçti. Salı günü, Obama yeni bir devletin oluşturulmasına imkân tanıyacak en önemli isimle, İsrail'in Başbakanı Benjamin Netanyahu ile görüşecek.
Beyaz Saray'da gerçekleşecek görüşmelerin iki lider arasındaki soğukluğu azaltmak, İsrail'in soyutlandığı bir dönemde ABD'nin İsrail'e verdiği desteği artırmak gibi çeşitli amaçları olacaktır. Ancak Obama, Filistinlilere verdiği sözü unutmamalı ve Netanyahu'dan tavizler koparmalıdır.
Zaman iki tarafın da taviz vermesi için işliyor.
Eylül ayında, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin askıya alındığı 10 aylık süre dolacak. Bu süre uzatılmazsa -Netanyahu bunu Obama'nın baskıları sonucunda kabul etmişti- Mahmud Abbas liderliğindeki Filistinliler, İsrail ile dolaylı görüşmelere devam etmeyeceklerdir.
Yine eylül ayında Arap Ligi'nin görüşmelere verdiği destek bitecek; bu da Abbas'a görüşmelerden çekilmek için bir gerekçe vermiş olacaktır.
Hem yerleşkelerin askıya alınması kararının yenilenmesi hem de Arap Ligi'nin görüşmelere daha uzun süre destek vermesinin sağlanması Obama'nın en acil hedefidir. Ancak bu iki koşuldan en zoru yerleşkelerin durdurulma süresinin uzatılmasıdır. Çünkü Netanyahu'nun yönettiği İsrailli siyasi partilerin beceriksiz koalisyonu kendini çoktan güvenceye almıştır. Hatta şimdi, ABD barış yanlısı Savunma Bakanı Ehud Barak'tan müfrit Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'a kadar bir grup İsrailli liderle anlaşmak zorundadır.
Açıkçası, Obama'nın iki taraf arasında denge sağlama çabaları, İsrail'in taviz verip vermemesi konusunda farklı görüşleri olan ve ABD'de yaşayan çeşitli Yahudi gruplarına kadar uzanır. Söz konusu dengeyi sağlamak ABD'de kasım ayında yapılacak seçimler ve Netanyahu'nun 6 Temmuz'da Beyaz Saray'da yapılacak toplantının hemen ertesinde Amerikalı Yahudi liderler arasında kendi yerini yapmayı planlaması yüzünden daha da zorlaşmıştır.
Öte yandan, Obama kendi Ortadoğu politikasını siyasi korkudan dolayı izlememelidir. Obama, barış anlaşmasına yönelik görüşleri hem herkes hem de bizatihi kendisi için bir muamma olan Netanyahu'ya karşı koymak konusunda istekli olduğunu halihazırda göstermiştir.
Bununla birlikte, Başkan Obama, bu yıl İsrail için yeterince şey yaptı. Hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden hem de Kongre'den İran'a yönelik daha sert yaptırımlar için onay aldı. İsrail'e daha yeni askeri destek verdi ve Türkiye ile ilişkilerini iyileştirmesine yardım etti. Yahudi devletinin meşruiyetini sorgulayan uluslararası kampanyaya karşı çıktı.
Netanyahu için, yerleşkelerin askıya alındığı sürenin uzatılması için koalisyon hükümetine destek verme ve Obama'nın İsrail ile Filistinlilerin çıkarlarını uzlaştıracak olan sınırlar ve güvenlik konularındaki fikirlerini kabul etme zamanı gelmiştir.
Filistin ekonomisini canlandırma ve İsrail'in güvenliğini iyileştirme yolunda geçtiğimiz yıllarda Batı Şeria'da pek çok ilerleme kaydedilmiştir. Bu, Filistin devleti için ihtiyaç duyulan altyapı koşulunu karşılamaktadır.
Eğer Netanyahu, ABD ziyareti sırasında Obama'nın tekliflerini kabul ederse, Filistinliler doğrudan görüşmeler için hazır olabilirler. Buna ek olarak, ABD de iki halkı da uzun süredir bertaraf eden çözüm yolunda dengeli ama daha sert bir arabulucu olabilir.
Başyazı / 2 Temmuz 2010
Kaynak: Zaman