Obama-Clinton yarışı kâbus gibi


 
Ne Clinton'ın ne de Obama'nın çekilmeye ikna edilemeyeceği Demokrat başkan adaylığı yarışı, Cumhuriyetçi McCain'in değirmenine su taşıyor. İki aday da McCain'in suiistimal edebileceği açıklar verirken, yarış ne kadar böyle devam ederse kasımdaki bedelleri de o kadar ağır olacak

Savaş yorgunu Demokratlar için Pennsylvania'dan gelen haberlerin anlamı çok basit: Kâbus devam ediyor. Mart başındaki Teksas ve Ohio ön seçimleriyle salı günlü Pennsylvania seçimi arasında geçen yedi hafta zarfında, gerek Barack Obama gerekse Hillary Clinton'ın kampanyalarında kullanılan dil dikkat çekici ölçüde olumsuz bir hale büründü ve iki aday da Cumhuriyetçi rakipleri John McCain'in kolayca suiistimal edebileceği yeni açıklar verdi.

Bu iki heyecan verici, öncekilere benzemeyen, fakat ciddi biçimde kusurlu adaydan hangisinin Demokratlara Beyaz Saray'ı tekrar elde etmek için en iyi şansı tanıyacağına karar verme görevi hiç olmadığı kadar zor görünüyor.

Süper delegeler kararsız

Obama, Ohio ve Teksas'dan bu yana en büyük delege deposunda salı günü yapılan seçimi nispeten az farkla kaybetmesine rağmen, son ön seçim sonuçlarının belirleneceği 3 Haziran'a hem halkın oyları hem de Kongre delegeleri bakımından muhtemelen önde girecek. Fakat adaylık için gereken sayıya ulaşamayacağı da kesin gibi; böylece nihai tercih, seçilmiş yetkililer ve parti liderlerinden oluşan yaklaşık 800 süper delegeye kalacak.
Ve karabulutların toplanmaya başladığı yer de burası. Şu ana dek Demokratlar kendilerini, milyonlarca yeni seçmeni çeken bir yarışma yaptıkları için kutluyordu. Bu seçmenlerin birçoğu politikadan düş kırıklığına kapılmıştı. Birçoğu bağımsız veya saf değiştiren Cumhuriyetçilerdi. Kasım için umut vaat eden manzara söz konusuydu.

Fakat gelinen noktada bütün kaygılı Demokratlar şunu görebiliyor: Giderek artan sayıda taze seçmen, onaylamadıkları ve aslında anlam da veremedikleri bir süreçte kendi adayları safdışı kalırsa rahatsız olacak ve öfkelenecek. Clinton'ın kazanması için, süper delegelerin Obama'ya akın eden milyonlarca seçmeni (ki onlar arasında, Obama'da gelecek adına taze bir umut gören binlerce genç insan ve Afro-Amerikalı da var) ezip geçmesi gerekiyor.
Fakat çoğu kasımda bizzat aday olacak siyaset erbapları sıfatıyla süper delegeler, Clinton'ın Kaliforniya, New York, New Jersey, Ohio, Teksas ve son olarak Pennsylvania gibi büyük bölgeleri kazanarak neyi başardığını görmezden gelemez.

Obama'nın kendi seçim bölgesi Illionis ve Atlanta'daki siyah oylara güvenebileceği Georgia dışında büyük eyaletlerin hiçbirini kazanamaması yeterince endişe verici. Demokrat Parti'nin belkemiğini oluşturan mavi yakalı, orta ve alt gelir düzeyindeki beyaz ailelerin oylarını seferber edip kendine çekememesi süperdelegeler için daha da kaygı verici olmalı; Obama'nın şahsi performasını sakatlamaya başlayan gaflar da cabası.

Obama Pennsylvania'daki zorlu yarışa vakfedebileceği haftalarda, eski vaizi Peder Jeremiah Wright'la ilişkisine dair tartışmaları yatıştırmayı başaramadı. 'Katı' taşralı Pennsylvanialıların din, tüfekler ve göçmen karşıtlığında teselli aradığına dair sözlerine de açıklama getirme çabasını da yüzüne gözüne bulaştırdı. Bunun Obama'ya salı günü kaç oya mal olduğu meşhul, fakat çetrefiilli meselelerle başa çıkma yeteneğine dair kuşkular uyandırdığı açık.
Bununla birlikte Clinton da, rakibinin bu açıklarına işaret etmekle, McCain'e karşı olası bir mücadelede taşıyacağı en belirgin engelini açığa vurdu. Her iki partiden siyasetçilere karşı derin bir kötümserlik beslendiği bir dönemde McCain kişisel itibarını herhangi bir yarışa feda etmeye gönüllü olmamasıyla nadir bir örnek teşkil ediyor.

Clinton seçim kampanyası başlamadan çok önce, kutuplaştırıcı kişiliği, gizliliği ve aleni yalanlarıyla kendi karakterine dair kuşku tohumları ekmişti. Fakat Ohio ile Pennsylvania arasındaki yedi haftada Washinton Post'un düzenlediği bir anket, Clinton'ı dürüstlükten uzak ve güvenilmez bulan seçmenlerin oranının şok edici düzeyde olduğunu ortaya koyuyordu. Clinton'ın düzenlediği saldırılar Obama'ya zarar veriyor, fakat aynı zamanda fırsatçı şöhretine de şöhret katıyor.

Bitsin diye dua ediyorlar

İşte bu yüzden çok sayıda Demokrat bu bölücü ön seçim kampanyasının sona ermesi için dua ediyor. İsabetli bir biçimde yarış sürdükçe bunun McCain değirmenine su taşıdığını hissediyorlar.

Fakat toplumun her kesiminden destek alabilen ilk ciddi Afro Amerikalı lideri tarihsel bir adaylıktan vazgeçmeye kim ikna edebilir? Peki ya Demokrat siyasetteki en iyi marka niteliğindeki bir soyadını taşıyan ve en az üç kez kesin yenilginin eşiğinden dönüp küllerinden doğan ilk ciddi kadın adayı çekilmesi gerektiğine ikna edebilecek kimse var mı? Demokratlar bu işi bir şekilde çözmek zorunda. Bu ne kadar böyle devam ederse, kasımdaki bedelleri de o oranda ağır olur.

Kaynak: Radikal