Obama birinci sınıf bir Cumhuriyetçi

 

Obama seçilirse ABD'nin 'taze bir başlangıç' yapacağını zannediyorsanız, bir kez daha düşünün. Demokrat aday Pentagon müteahhitlerinin gözünde McCain'den daha popüler, lobiciler onu yere göğe sığdıramıyor. İlericilere saldırmak konusunda korkusuz, güçlülere biat konusunda kusursuz

Bir solcu olarak Barack Obama'yı desteklemem beklenebilir. Ve gerçekten bu son günlerde Obama'ya oy verilmesini teşvik etmek için tek bir olumlu sebep bulmaya çalışıyorum, ama ne yapsam ne etsem bulamıyorum. Lütfen 'olumlu' kelimesine yaptığım
vurguya dikkat edin, zira adayın kendisi siyasi söylemini bu ifade üzerine kuruyor. McCain-Palin ikilisine karşı Obama-Biden'e oy vermenin nedeni nedir?
Obama değişimden bahsediyor. Ancak geçmişin cenderesi 'reformcu' bir adayın boğazını hiç bu kadar çok sıkmamıştır. ABD'nin sorunlarıyla silahlanma bütçesinden söz etmeden yüzleşmek mümkün müdür? Pentagon silaha 2. Dünya Savaşı'nın bitiminden bu yana hiç bu kadar çok para dökmemişti. 'Gerçek dolarlar' (bugünlerde iyimser bir kavram) dahilinde 2007'de onaylanan savunma bütçesi 635 milyar dolar; 1952'de ulaşılan tüm zamanların en yüksek rakamının yüzde 5 üzerinde bir meblağ bu.

Emperyal güç gösterisi yapacak
Obama silahlı kuvvetlerin asker sayısını 90 bin artırmayı istiyor. Afganistan'daki savaşı tırmandırmayı, ABD'nin Usame bin Ladin'i öldürmek üzere girişeceği tek taraflı bir harekâtı engellemesi halinde Pakistan topraklarına saldırmayı ve terör şebekelerini çökertmek için yeni bir uluslararası istihbarat ve eylem 'altyapısı' yaratarak 100 ülkede terörle savaşı yürütmeyi öneriyor. Taze bir başlangıç öyle değil mi? Bunun Bush'un 20 Eylül 2001'de söylediklerinden ne farkı var? Bush da 'küresel menzildeki her terör grubuna' ve 'terörü barındırıp desteklemeyi sürdüren her ülkeye' karşı daimi bir 'terörle savaş'tan söz etmemiş miydi?
Obama'nın liberal savunucuları kendilerini, 'seçilmek için bunları söylemek zorunda' fikriyle avutuyorlar. Söylemek zorunda değil. Bush'la geçen sekiz yılın ardından Amerikalılar Amerika'nın emperyal rolünün gözden geçirilmesi fikrini kabule yaktın. Obama bu fırsatı geri tepiyor. Seçilirse kendi iktidarında Afganistan'ın kaybedilmeyeceği yönünde verdiği sözün mahkûmu olacak ve beyaz adamın sırtındaki yük hafiflemeyecek.
Obama zafer kazanırsa Irak'taki askerlerin sayısı ne kadar indirilirse indirilsin, bu yeni 'çözüm'ün farfarası ve fırtınası arasında kaynayıp giden kısa bir mola olacak. Obama kazanırsa bunun ülke dışındaki ilk sonuçları, büyük bir ihtimalle kaba ve yeni bir
emperyal güç gösterisi olacak. İsrail'in uzlaşmazlığı ve Soğuk Savaş histerisi için aranıp bulunmuş kart bir poster çocuğunu andıran Joe Biden, yeni yönetimin
cesaretinin ilk altı ayda Ruslar ve onların yardakçılarınca sınanacağı konusundaki yaygaralarıyla çoktandır kulak tırmalıyor. Obama İran konusunda da McCain'den çok daha şahin bir tutum içinde.
Bush ve Cheney'nin sekiz yıl boyu anayasal özgürlüklere dönük acımasız saldırıları sonrası, kamuoyunun ve yargının tiranlığa yönelik hevesi yok oldu. Obama Bush ve Cheney'nin safında yer almayı tercih ediyor. Ön seçimlerde liberal bir izlenim verme çabasındayken habersiz telefon dinlemelere karşı çıkıyordu. Özgürlüğe desteği çok uzun sürmedi. Beş ay sonra dinleme lehinde oy verdi ve 'ABD'ye saldırmak isteyenlerin gözlenmesi ve izinin sürülmesi yeteneğinin hayati önemde bir karşı-terörizm aracı olduğunu' ilan etti.
Her siyasetçi, iyi veya kötü, muhteris bir fırsatçıdır. Fakat bu görünümün altında tarihte olumlu ve yapıcı bir iz bırakanlar, bazı temel fikirlere bağlılığını hiç kaybetmeyenlerdir. Obama örneğinde bu 'fikir' kimlik politikalarının en uç noktada saflaştırılması: Siyahi olduğu düşüncesi. Obama'nın beyaz olması halinde Beyaz Saray'ın kapısından parmağını bile kıpırdatmadan geçeceğini iddia edenler şunu anlamıyor: En belirgin fiziksel özellikleri olmaksızın Obama, sıradan nitelikleri olan ikinci sınıf bir senatör olarak görülürdü.
Kendi inkişafının siyasi örgütleyicisi olarak Obama bir harika. Fakat inkişafı açısından risk teşkil eden herhangi bir tercih karşısında sıkı duracağına dair en ufak bir ipucu bulabilmiş değilim hâlâ. Göç ve iş yasası reformu konusundaki nispeten dürüst önerilerini yeterince
ortaya koyma fırsatı bulmadığını söyleyebiliriz. Peki ya kampanyasına verilen
paralara ne demeli? Yeni bir vaat, bir önceki vaade ihanet haline geliyor. Kampanyasına yapılan bağışlar müthiş rakamlara ulaşmış durumda ve bu kadar parayı bir Cumhuriyetçi toplamış olsaydı, gürültülü liberal şikâyetlerin konusu oluverirdi.

Petrol şirketlerine diz çöküyor
Obama'nın gidişatı, neredeyse bütün dürüst ilerici ilkelerin çiğnenmesi halini aldı ve onu ayakta tutmaya çalışan ilericilerden neredeyse hiçbir aykırı ses yükselmiyor. Michael Moore'ların ağzını bıçak açmıyor. Obama bankacıların ve Wall Street'in, petrol şirketlerinin, kömür şirketlerinin, nükleer lobinin, büyük tarım birliklerinin karşısında diz çöküyor. Pentagon müteahhitlerinin gözünde McCain'den daha popüler ve Washington lobicileri onu yerlere göklere sığdıramıyor. İlericilere saldırmak konusunda korkusuz, güçlülere biat konusunda kusursuz.
Velhasıl hayır, Amerikan siyasetinde heyecan verici veya özgürleştirici bir
dönüm noktası falan yaşamıyoruz. Neyin heyecan verici olabileceği konusunda bir hatırlatma isterseniz, Ralp Nader-Matt Gonzalez kampanyasının internet sitesini ziyaret edin ve halk katılımı ve inisiyatifi konusundaki tutumlarını okuyun. Ya da Liberter Parti adayı Bob Barr'ın dış politika ve anayasal haklar konusundaki önerilerine göz atın. Bugünlerde solun müsamahakâr bulduğu çıta korkunç derecede aşağıda. Sol susmaya devam ettikçe, o çıta daha da aşağılara inecek.

Kaynak: Radikal