NSG toplantısı...



 
Milletlerarası nükleer konular söz konusu olunca akla ilk gelen kuruluş elbette kısa adı IAEA olan Milletlerarası Atom Enerjisi Kurumu.
Bağımsız bir kuruluş olan ama yaptığı çalışmaları BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi'ne bildiren ve dolayısıyla global nükleer konularda, tartışmalarda ve nükleer diplomaside büyük ağırlık ve role sahip olan IAEA'ye ilaveten çok fazla bilinmeyen farklı bir başka nükleer kuruluş da var.

Kısa adı NSG olan Nuclear Suppliers Group (Nükleer Tedarikçiler Grubu) 1974 yılında Hindistan'ın ilk nükleer denemesini yapıp dünyayı şaşırtmasından sonra 1975 yılında kurulmuş bir grup. Kuranlar da Amerika, Kanada, Batı Almanya, Fransa, Japonya, İngiltere, Sovyetler Birliği'ydi. 1976-1977 yılları arasında Belçika, Çekoslovakya, Doğu Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, İsveç ve İsviçre'nin katılımıyla üye sayısı 15'e çıktı. 1990 yılında 15 ülke daha üye oldu. Çin ise ancak 2004 yılında gruba katıldı.

Bugün itibarıyla NSG' ye 45 ülke üye. Bunlar: Arjantin, Avustralya, Avusturya, Beyaz Rusya (Belarus), Belçika, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Çin, Hırvatistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Japonya, Kazakistan, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Slovakya, Slovenya, Güney Afrika, Güney Kore, İspanya, İsveç, İsviçre, Ukrayna, İngiltere, Amerika ve Türkiye. Avrupa Birliği Komisyonu da daimi gözlemci olarak NSG'nin toplantılarına katılıyor.

NSG'nin amacına gelince; kendi belgelerinde bu şöyle açıklanıyor: 'Nükleer ve nükleer ile ilgili malzeme, donanım, yazılım ve teknolojinin ihracat yoluyla milli esaslar çerçevesinde kontrol edilerek nükleer silahların yayılmasını önlemek.' Bunu biraz açarsak, üye ülkelerden söz konusu nükleer ve nükleer ile ilgili malzeme, donanım, yazılım ve teknoloji transferleri ya da satışlarının NSG ilke ve kuralları çerçevesinde ihracat sınırlamaları yoluyla kontrol etmeleri isteniyor.

İhracatlara getirilen kısıtlamalar ve kurallar ise IAEA'in INFCIR/254 kodlu sınırlama listesine göre yürütülüyor. Zangger ya da Tetik Listesi diye bilinen bu liste nükleer olmayan ülkelere ihraç edileceklerin IAEA'in bazı kurallarına uyulması şartıyla yapılmasını öngörüyor. Bazı ayrıntılarını verdiğim NSG, bu yazıyı yazdığım gün Viyana'da önemli bir toplantı yapacaktı. Haberlerden bu toplantıda Amerika'nın birtakım yeni teklifler sunacağı ve bunları üyelerle görüşeceği bildiriliyor. Bu tekliflerin arasında Amerika'nın uranyum zenginleştirme yasağından vazgeçip bunun yerine yeni, uygulanabilir ve sert tedbirler ihtiva eden yeni sınırlama, kontrol paketi var.

Hatırlanacağı gibi Amerika, 2004 yılında yeni ülkelerin uranyum zenginleştirme işine girmemeleri yönünde bir çağrı yapmış ve bugüne kadar bunun arkasında durmuştu. Ne var ki, durum bugün oldukça farklı; zira Kanada'nın baskısı sonucu Amerika moratoryum da denen bu yasaktan artık söz etmiyor. Bunu sağlamayı başaran Kanada'nın amacı ise bundan böyle sadece ham uranyum satan bir ülke olmaktan çıkıp uranyumu işleyen, zenginleştiren ve bunu başka ülkelere satan bir ülke olmak olarak özetlenebilir.

Amerika moratoryumdan vazgeçiyor ama bunun yerine dediğimiz gibi yeni bir teklif paketiyle toplantıya katılıyor. Bu paketin içinde NPT denen Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı imzalamayan ülkelere yasağın devamı da yer alırken ek bir madde olarak milletlerarası denetimi kabul etmeyenlere yasağın uygulanması da var.

NSG toplantısı anlattığım sebeplerden dolayı nükleer enerjiye geçmeye karar veren ve kendi uranyum zenginleştirmesini yapmayı düşünen Türkiye'yi de yakından ve önemle ilgilendiriyor. Bakalım bu önemli toplantıdan ne çıkacak?

 
Kayna: Zaman