Türkiye gerçeküstü bir dönemden geçiyor gibi. Sıradan çıkıp tekrar geri dönen generaller, Hayrünnisa Hanım'la köşe kapmaca oynayan subaylar, her konuyu rejim meselesi yapanlar, milletvekili dokunulmazlığını vekilin partisine göre uygulayan mahkemeler...
Bu listeyi uzatmak mümkün.
4.5 yıllık iktidarının ardından yine büyük bir çoğunlukla başa gelmiş bir parti var.
Ekonomide işler yolunda gidiyor.
Terör zaman zaman başını kaldırıyor olsa bile seçim öncesi döneme göre hız kesmiş vaziyette.
Bölge adına siyaset yaptığını söyleyen partiler de, Türkiye'nin milliyetçi kesimini ve duygularını temsil ettiğini söyleyen parti de Meclis'te ve bir arada çalışıyorlar.
Yani, dışarıdan bakıldığında her şey yolunda gibi görünüyor.
Ama sürekli üstüne oynanan korkularımız var.
Sürekli bir korku tahriki bombardımanı altında yaşıyoruz ve hükmümüzü eldeki verilere göre değil, korkulara göre veriyoruz.
Yıllarca "Bu kış komünizm gelecek" sendromuyla yaşadık.
Sol ve sola ait olan her şey cezalandırıldı, hatta imha edildi.
Sonuç ne: Yüzde 20'yi başarı kabul eden ve sosyal demokrat olduğunu iddia eden partiler.
Rejim bekçiliği yaptığını ileri sürenler, bugüne kadar verdikleri her kararda yanıldı.
Kime cephe açtılarsa o güçlendi.
Her konu rejim meselesi haline getirildi ve gele gele bu noktaya geldik.
Hala eski üsluplarını sürdürmek istiyorlar.
Halbuki o sürekli yenilgi getiren bir taktik.
Yakın geçmişten ders almadıkları için zayıflatmak istedikleri kesimi daha da güçlendiriyorlar.
Türkiye bu saçma gerilim yüzünden bir türlü normalleşip işine bakar hale gelemiyor ne yazık ki.
Zico mahcup etti
Inter karşısındaki Fenerbahçe son dönemlerde izlediğim en iyi takımdı diyebilirim.
Alanı daraltan, rakibe baskı uygulayan, hücumda çoğalan, sık sık gol pozisyonuna girip rakibine fazla pozisyon vermeyen bir ekip izledik çarşamba gecesi.
Fenerbahçe artık Avrupa fobisini atmış görünüyor.
Bu başarıda en büyük etken elbette takımın teknik direktörüdür.
Başarısız sonuçlar veya kötü futboldan nasıl teknik adam sorumluysa, başarının en büyük pay sahibi de odur.
Tek bir maç, bir teknik adam için ölçü değil diyebilirsiniz ama ne kadar eksik olursa olsun, Inter'e karşı alınan galibiyet özel bir ölçüdür.
O nedenle, Zico spor basınını ve kendisini eleştiren herkesi mahcup etmiştir.
Bu galibiyeti, kulüp başkanına bağlamak ise tek kelimeyle ayıptır.
Yargının kadına bakışı
İzmir'de ayrı yaşadığı eşini öldüren kocaya mahkeme "tahrik" indirimi yapmış.
Sebep, kadının çantasında doğum kontrol hapı bulunmasıymış.
Yani, "laik düzenin" mahkemesi kadına, "Eşinden ayrı yaşarsan sağlık nedeniyle bile olsa doğum kontrol hapı kullanma" diyor.
Erkeğe de "Ayrı yaşadığın eşin senin kölendir, seni kuşkulandırırsa öldürebilirsin" mesajı veriyor.
Bu, kadına karşı açık ayrımcılık ve aşağılamadır.
Kaynak: Sabah