Niye

Herkesin aklında aynı soru.

Cumhuriyet tarihinin Turgut Özal’dan sonraki en değişimci, en atılımcı, büyük sorunlar karşısında en cesur, asker karşısında en dik, Kürt meselesinde en açılımcı, Avrupa yolunda en istekli başbakanına ne oldu?

İlk akla gelen cevap, yaklaşan seçimlerde MHP’nin oylarını almak istiyor, onun için milliyetçi muhafazakâr tabanın hoşuna gidecek işler yapıyor.

Henüz daha aynı sıklıkta dile gelmeyen ikinci cevap da, bu seçimlerde alacağı oylarla seçilecek parlamentodan, anayasayı değiştirip “başkan” olarak Çankaya’ya çıkmayı hesaplıyor.

Bunların ikisi de doğru olabilir.

MHP’yi baraj altına itip, milletvekillerini arttırarak Çankaya’ya başkan olarak çıkmanın taşlarını döşeyecek bir politika izliyordur.

Eğer Erdoğan’ın aklındaki buysa, o zaman Nabi Yağcı’nın dünkü harika yazısında ortaya koyduğu, “AKP büyük sorunları kesinkes çözmek zorunda olduğu noktaya gelince korktu,” tesbitinde belirttiği “korkunun” nedenleri de daha berraklaşır.

MHP’lileşerek MHP’nin de oylarını almak, sistemle ve orduyla iyi geçinerek de sorunsuz olarak Çankaya’ya çıkmak.

Sayıştay Yasası’nda niye askerle anlaşıp orduyu halkın denetimi dışında bıraktığı, Kürt meselesinde neden “devletin dilini” kullandığı, bütün büyük meselelerde çözümleri dondurup, heykel, dizi gibi enti püften kavgalarla muhafazakâr kesimin gözünü boyadığı da açıklanmış olur.

Bugüne dek AKP’nin ilerici politikalarına destek olmuş, askerî vesayetin gerilemesi için mücadele etmiş demokratların tavrı bu noktada ikiye ayrılıyor.>>DEVAMI>>