Netanyahu, Lieberman'dan nasıl kurtulacak?

  
Binyamin Netanyahu 1999 yılında, o güne kadar Likud Partisi'nin genel sekreterliğini yapan Avigdor Lieberman'ı, partiden ayrılarak Rus göçmenlerinin oyunu çekmek üzere Yisrael Beyteinu Partisi'ni kurmakla 'görevlendirdiğinde' bir gün gelip Lieberman'a muhtaç olacağını görebilir miydi?

Bitmez tükenmez bir enerjiyle çalışan Lieberman, Rus seçmenler için cazip bir isimdi. Oysa Ruslar İbraniceyi Amerikan aksanıyla, İngilizceyi Boston aksanıyla konuşan Netanyahu'ya oy vermek istemiyorlardı. O sıralar Rus oylarının tabii mecrası Natan Şaranski'nin Yisrael BaAliya partisiydi. O da Likud ile İşçi Partisi arasında ikili oynayan bir adamdı. Netanyahu için güvenilebilir bir ortak değildi. Netanyahu yıllarca kendi seçim kampanyalarını yönetmiş, sonunda da partinin genel sekreterliğine kadar gelmiş olan Avigdor Lieberman'ı işte bu Şaranski'yi siyaset sahnesinden silmek için ortaya çıkardı. Başarılı da oldu. Ancak aynı zamanda Likud'un kurucu ideolojisi olan Jabotinsky Siyonizminden daha ırkçı, daha saldırgan, daha meydan okumacı bir partiyi de ortaya çıkarmış oldu.

Avigdor Lieberman'ın partisi Yisrael Beyteinu (İsrail Evimiz) aradan geçen on yıl içinde hiçten ülkenin üçüncü büyük partisine dönüştü. Bu arada Likud küçüldü, İşçi Partisi küçüldü ve Şaransky siyaseti bırakmak zorunda kaldı. 2009'daki seçimlerde Yisrael Beyteinu 15 milletvekili çıkarttığında bu Lieberman'ı "king-maker" yaptı. Ülkenin bir sonraki başbakanının kim olacağına Lieberman karar verdi. Çünkü onsuz hiçbir koalisyon ayakta duramıyordu. Böylelikle Binyamin Netanyahu seçimlerde Tzipi Livni'nin Kadima'sından daha az milletvekili çıkartmış olmasına rağmen başbakan oldu. Lieberman ücretini fazlasıyla aldı. Kendisi dışişleri bakanı oldu. Listesinin iki numarası Uzi Landau milli altyapı bakanı olarak bütün yerleşim birimleri inşa faaliyetlerini yöneten isim oldu. Üç numaradaki Stas Misezhnikov turizm bakanı oldu ve daha birkaç gün önce ülkesiyle Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) arasında bir krize sebep oldu. Bu ay sonunda yapılacak OECD konferansının Kudüs'te yapılacak olmasının şehrin İsrail başkenti olduğunun OECD tarafından da kabullenilmesi anlamına geldiğini 'yumurtlayan' Misezhnikov, neredeyse konferansın iptaline sebep olacaktı. Sonunda konferansın Batı Kudüs'te yapıldığının altı çizilen bir mektupla taraflar yumuşadı.

Dönelim partinin diğer bakanlarına: Yitzhak Aharonovich iç güvenlik bakanı olarak İsrail vatandaşı olan Arapların acılarını artırdı durdu. Sofa Landver ülkenin göçmen kabul bakanı oldu ve İsrail'in her geçen gün daha da Rus-Slav bir ülkeye dönüşmesi için gayret gösterdi. Danny Ayalon, dışişleri bakan yardımcısı oldu ve alçak koltuk krizinde ne yaptığını hepimiz hatırlıyoruz. David Rotem, Allah'tan bir bakanlık almadı ama İsrail'in Yahudi değerlerine bağlılık yeminleri listesinin çoğu onun kafasının altından çıktı. Lieberman'ın partisinde birkaç tane de eski manken ve televizyon programcısı bayan milletvekili var. Bunlar Lieberman'ın melekleri olarak görev yaptılar ve partiye genç oyları çekmeyi sağladılar. Eğer bugün İsrail demokrasisine zarar verecek bir fikir geliştirmeyen birkaç Yisrael Beyteinu milletvekili varsa işte bu kızlar bunlar. Bunun dışında partinin kapısından giren herkes İsrail demokrasisinin sırtına kambur oldu.

Elbette bu kambur Binyamin Netanyahu'yu da zora sokuyor. Netanyahu bir sonraki seçimlerde, bir zamanlar Kudüs İbrani Üniversitesi'nin gece kulübünü işletirken bulup partiye aldıkları Avigdor Lieberman'a "Sayın Başbakanım" demek zorunda kalabileceğini de biliyor. Peki Netanyahu Lieberman'dan vazgeçebilir mi? Tzipi Livni'nin ülke selameti ve barış sürecinin devamı için koalisyona katılmayı kabul etmesi durumunda Yisrael Beyteinu'nun hükümet dışında bırakılacağı bir formülü kabullenebilir mi? Yoksa Lieberman'ı Netanyahu için vazgeçilmez kılan Rus oylarının ötesinde bir şeyler mi var?

Bugün İsrail siyasetinin bir numaralı sorusu budur: Netanyahu Lieberman'dan nasıl kurtulacak? Çünkü diğer bütün sorular ancak bu sorunun cevabına bağlı olarak cevaplandırılabiliyor.

 

Kaynak: ZAman