Netanyahu bölgeyle ilgilenen herkesi zora sokacak

Binyamin Netanyahu'nun İsrail seçimini kazanması, çocuğun sakat doğması gibi sevindirici olmayan bir haber. Ancak bunu dikkate almak gerek.

Netanyahu'nun kazanması ABD Başkanı Barack Obama'nın bile ilan etmekten çekinmeyeceği derecede korku ve hayal kırıklığı yaratıyor. Soru şu: Bölgeyi ne zamana kadar modern İsrail tarihinde en kötü saygınlığa sahip birisi yönetecek? Netanyahu 'kasap' Ariel Şaron'un ve öncesinde aşırılıkçı Menahem Begin'in değişmesi gibi değişir mi? Yoksa Gazze, Batı Şeria ve hatta İran'da daha büyük savaşlar mı göreceğiz?

Hedefleri ve gücü en açık bölge ülkesi olarak görülen İsrail'deki esaslı tarafların ne yapabileceğini biliyoruz. Netanyahu Arapların ve Filistinlilerin hayatını felakete çevirme kararı alırsa, onu sadece ABD başkanı durdurabilir. Fakat bu iki nedenden ötürü uzak bir ihtimal: İlki, İsrail destekçisi lobinin gücü; ikincisiyse, ABD nezdinde İran'a veya dostlarına karşı bir operasyonun desteklenmesinde İsrail'e alternatif bir gücün olmayışı. Zira İsrail bölgede jandarma rolü oynuyor.

Diğer yandan, Siyonist lobi hakkındaki onca konuşmaya rağmen ABD'nin İsrail üzerindeki nüfuzu hafife alınmamalı. Netanyahu barış projesini reddetmekte inat etse de, ABD'nin İsrail'i etkileyebileceğini ve hükümetini devirebileceğini kendisi de iyi biliyor.

Asıl müttefiki Ahmedinecad!
Netanyahu'nun asıl müttefiki İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad. İkisi de barışa karşı. İsrail Kudüs'ü ve Batı Şeria'nın yarısını kendisine veren, yerleşimlere dokunmayan bir barış istiyor. İran nükleer bomba ve Araplar üzerinde nüfuz istiyor. İkisi de barış planına karşı gizli bir koalisyon içinde. İran yandaşlarını İsrail'e karşı harekete geçiriyor, İsrail savaşla yanıt veriyor. ABD bu yüzden barışın boks ringinde olduğunu görecek.

Netanyahu Obama, Araplar ve Filistinlileri zora sokacak, 1948'de Ben Gurion, 1967'de Moşe Dayan ve 1982'de Ariel Şaron'un yaptığı gibi kendisini ölümsüzleştirecek büyük bir savaş arayacak. Kendisi liderliğin birçok vasfına sahip değil. 1996-1999 arasındaki başbakanlık dönemini kan ve çalkantılarla boyamıştı. Başarı elde ettiği tek konu, eski başbakan İzhak Rabin'in barış projesini başarısız kılmaktı. (Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 28 Mart 2009)

Kaynak: Radikal