Neo-Neoconlar

 

Obama ve McCain Pakistan'a kim daha iyi saldırırın yarışını veriyorlar.

John McCain ve Obama, El-Kaide'ye karşı kimin daha kabadayı olacağı meselesinde, birbirlerine nal toplatıyorlar. Riskli bir harekettir bu ve şimdiki Başkan G.W.Bush'a yeşil ışık veriyor da olabilir. ABD, pazartesi günü Pakistan'ın yeni Başbakanı ile görüşme öncesinde, Ek-Kaide'ye karşı Pakistan içlerinde askeri saldırı gerçekleştirdi.

İddiaya göre, insansız bir hava aracıyla yapılan tek taraflı hava saldırısında, El Kaide'nin Ebu Kebab el Masri adlı önde gelen kimyasal ve biyolojik bir silah uzmanı öldürüldü. Bu sonuca karşı münakaşa etmek belki güç olabilir ancak Amerika'nın Pakistan egemenliğini ihlal etmesi Başbakan Yusuf Rıza Gillani tarafından eleştirildi ve herhalde tam demokrasiye geçişi bağrına basan Pakistanlıların büyük çoğunluğu tarafından da.

G.W.Bush, misafirini hiçe sayarcasına, El Kaide'nin kanun tanımaz kabile bölgelerindeki güvenli cennetlerinden birine aynı gün yapılan saldırıya rağmen "Pakistanın egemenliğine" destek verdiğini beyan etti.

Amerika'nın 11 Eylül sonrası politikaları yani neo-conların El Kaide'ye karşı tek taraflı, egemenliği hiçe sayan önleyici saldırı fikri pek tartışılmadı. BM, El Kaide'yi yerinden çıkartmak için Taliban yönetimindeki Afganistan'ın işgaline 2001'de onay verdi ama bu şekilde Pakistan içlerine yapılan ABD saldırılar için değildi o.

Pakistan ordusu, El Kaide'nin Avrupa'ya ve belki ABD'ye yeni bir saldırı düzenlemesini engellemek adına henüz çok az şey yaptığından dolayı teörle savaşın bu cephesinde kimin daha kabadayı olacağı hususunda Obama ve McCain birbirleriyle yarış yapmakta zorlanmıyorlar.

Obama, kısa süre önce yaptığı yurt dışı seyahatinde, ABD'nin elinde"yüksek değere sahip El Kaide hedefleri hakkında güvenilir istihbarat bilgilerinin bulunduğunu, Pakistan hükümetinin bu hedeflerin üzerine gitmede isteksiz davrandığını", ABD'nin saldırması gerektiğini söyledi. El Kaide eğitim kamplarının Pakistan'da gittikçe büyüdüğünü, grubun Amerika'ya saldırı planları yaptığını da söyledi.

Obama, güvenlik referanslarını kuvvetlendirmek için, seçme El-Kaide hedeflerine yönelik yer yer cereyan eden ABD saldırılarının destekçisi McCain'in ötesine geçerek, ABD'nin Pakistan içlerindeki "terörist sığınaklarına müsâmaha göstermemesi gerekir" de diyor.

Kasım seçimi yaklaşırken dile getirilen böylesi şahin sözler, sadece pençeleri büyütebilir.

Yaşanan son örnek, McCain'in, Obama'nın Afganistana iki ilave tugay çağrısının hakkından gelmek için bu sayıyı üçe yükseltmesidir. Başkan edâsıyla konuşan McCain, Pakistan'daki El- Kaide varlığı ile ilgili olarak, Obama elini gösterdi diye tenkit ederken diğer yandan da tehditi karşılamak için aslında onun da güç kullanımına başvuracağını söylüyor.

Evdeki politik rekabet bazen saldırgan dış politika istikâmetinde baskı yaratabilir. Ronald Reagan'ın 1980 seçim yarışında Başkan Carter'ın İran rehine krizini yönetme tarzını eleştirmesi, felâketle sonuçlanan bir kurtarma teşebbüsüne yöneltmişti Carter'ı. 1998 yılında, Başkan Clinton hakkında açılan dava oturumları sırasında Irak, dört gün süreyle bombalanmıştı.

Seçim kampanyasında yapılan savaş muhabbetleri tehlikeli olabilir. Pakistan, bir müttefik olarak kaybedilmemelidir. Kongredeki ılımlı beyinler bu tehlikeyi görmekte ve aşiretleri kazanmak ve militan islamcıları reddetmelerini sağlamak üzere Pakistana milyar dolarlık yardım paketleri önerisi sunmaktalar.

Terörizme karşı siper olarak diğer ülkelerde demokrasiye bastıran neo-con fikri, McCain ve Obama'nın üzerinde rahatça rekabet edebilecekleri bir şeydir.

Çeviren: Ertuğrul Aydın